2. KİTAP 🍁 8. BÖLÜM 🍁

436 58 7
                                    

AZUR

Gözlerimi açtığım da kendimi biraz daha iyi hissediyordum. Burnuma dolan bahar kokusu ile yanımda uyuya kalan Asiyeyi gördüm. Ciğerlerim bile bayram etmişti kokusunda. Uzun zamandır bu kadar yakınımda olması ile kalbim deli gibi çarpıyordu. İçten içe çocuk gibi seviniyordum. Gözüm duvarda ki saate kaydığında saat çoktan gece yarısını geçmişti. Asiye gitmemiş beni bu halde yanlız bırakmamıştı. O da beni seviyordu biliyordum. Sadece tekrar aynı şeyleri yaşamaktan korkuyordu. Haklıydı her şey de haklıydı. Kendimi affettirmek için elimde geleni ardına koymayacaktım.

Göğsüme düşen bir tutum saçını elime aldım. Mis gibi kokuyordu. Yorganı biraz açtıktan sonra kıvrılan bedenini biraz kendime çekip yorganı üstüne örttüm. Asiyeyi belinden kavrayıp sarıldığımda kendisi de yorganın ucuna daha sıkı sarılmıştı. Başı göğsüme deyiyordu. İki yılın hasretin acını şimdi çıkartmak istiyormuşum gibi derince koklayıp ciğerlerime hapsettim kokusunu. Uyumak istemiyordum sabaha kadar bu anın tadını çıkarmak istiyordum.

Çok özlemişim kokusunu, ona dokunmayı her şeyini çok özlemişim. Eskisi gibi olur muyduk bilmiyorum ama bir an önce kavuşalım istiyordum. Benim sınavım şimdi başlamıştı işte. Tenime değen nefesi ile kendimi çok huzurlu hissediyordum. 2 yılın sonunda en huzurlu hissettiğim zamandı. Günlerdir gözüme girmeyen uyku şimdi uyutmak için ısrar ediyordu. Geçmek bilmeyen zamanım şimdi yetmiyordu. Kıymetini bilmediğim nefesim şuan da daha çok kıymetli oluyordu.

"Mis kokulum." Saçlarından öpüp başımı saçlarının arasına gömdüm. Gitmek bilmeyen uykum huzurumun olduğu yerde baskınlığını arttırmış beni kendine çekmişti.

ASİYE

Burnuma dolan koku ile Gözlerimi açtım. Azurun teninin kokusunu çok net alıyordum. İki yıldır özlediğim hasret kaldığım kokuydu bu. Sonra aklıma gelen şeyler ile hızla yattığım yerden kalktım. Sana onları yaşatan adamı hala sevemezsin diyordu beynim. Başımı çevirdiğim de Azur hala uyuyordu. Ben sabaha kadar Azurla mı uyumuştum? Ah Asiye Ah biraz daha dikkat etsen olmaz mıydı? Azuru uyandırmadan sessiz bir şekilde eşyalarımı alıp odadan çıktım. Alt katta ki banyo da elimi yüzümü yıkadıktan sonra ayakkabılarımı giydim. Azur uyanmadan gitsem iyi olacaktı. Çantamı yerden alıp kapıdan çıkacağım sırada Azurun sesi ile durdum.

"Yine gidecek misin?"

"Ben üzerime düşen görevi yaptım. Gördüğüm kadarı ile iyileşmişsin kendi başının çaresine bakarsın artık. Geçmiş olsun." Yüzüne bakmadan kapıdan çıkacağım sırada beni tutup duvar ile kendi arasına aldı.

"Gitme yalvarırım gitme. Bir kez izin verdim bir daha Gitmene müsaade edemem. Gitme Asiyem. Tekrar bana bak çimen gözlerin ile. Yine Kocam de. Ama bana bu kadar yabancı olma. Bana yabancı olmana dayanamıyorum. Beni görmezden gelmene dayanamıyorum ne olursun Gitme. Bir şans daha ver bana bak sana yemin ederim her şey çok güzel olacak."

Gözlerin de ki pişmanlığı ve acıyı çok net bir şekilde görebiliyordum. Evet azur deli gibi acı çekiyordu. Bu sefer tüm duygularının gerçekliği ile karşımda yalvarıyordu. Azurun duyguları gerçekti. Bu sefer Azur gerçek miydi?

"Allah 3 hakkını sen yaptığın ihanet ile tek hakta bitirdin Azur. Seni sevmiyorum deseydin canım daha az yanardı. Artık yaşandı ve bitti. "

"Yapma Asiyem ben yazık ettim sen etme. Yemin ederim her şey çok güzel olacak. Sadece senden bir şans istiyorum."

"Ben istemiyorum Azur."

"Ya görmüyor musun şu halimi? Bak bana ne haldeyim ya 2 senedir öldüm resmen sensizlikten. Görmüyor musun Asiye?"

BERDELDEN GERİYE KALANLAR ( RAFLARDA )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin