Sen çok yaşa hanım ağanın üzerinden üç gün geçti. Gelen gidenlerin tebrikleri eksik olmazken Sona kadın gurur ile dolaşıyordu Iğdır meydanında. Sabahın erken saatlerinde Asiye gözlerini açtı. Geriye doğru esneyecek iken beline sarılan kollara baktı. Arkasını dönüp bakmak istese de sıkı sıkıya sarılmış kollar izin vermiyordu. Belinde ki kolları güçlükle çekip yataktan kalkmaya çalıştı.
"Yerinde rahat dur"
"Bıraksana beni. "
"Bırakmam. Biraz daha uyuyalım "
Asiye son gücüyle yataktan kalkmaya çalışırken Azurun altında buldu kendini. Asiye beklemediği bu hareket ile şaşırmış bir şekilde Azura bakmaya devam etti.
"Ne o sarmaşık gibi dolamışsın kollarını. Bana mı sarkıyorsun Asiye Hanım ağa "
"Ne! Kim kime dolamış? Senin kolun bacağın benim üstündeydi. Ben nasıl sarılayım? "
"Ya öyle mi? "
"Hıhım"
"Peki"
Azur Asiye'nin üzerinden kalkar gibi yapıp Asiye'yi gıdıklamaya başladı. Asiye'nin kahkası tüm odayı doldurdu. Asiye ve Azur arzu dolu bakışlarını birbirine gönderiyordu. Azurun gözleri Asiye'nin dudaklarını bulurken Asiye Azurdan gözlerini ayırmadı.
"Acıktım "
Azur Asiye'nin acıktım demesi üzerine kendine olan açlık sanmaya başladı. Asiye kocasına arzu duyarken yeri ve zamanı olmadığını hatırladı. Azur aniden gelen haz ile Asiye'yi öpmek için yaklaşırken Asiye Azuru itip yataktan kalktı.
"Kahvaltı hazırdır şimdi anam çağırmaya gelir hazırlanalım"
Azur Asiye'nin yataktan kalkışını izlerken Asiye Azurun yanında üzerini değiştirip banyoya girdi. Azur Asiye'nin banyoya girişi izledikten sonra ellerini başının altına koyarak derin düşüncelerde yenidenlere daldı.
≋≋≋≋
Diğer tarafta Celali ailesi vardı. Sabah kahvaltısı için tüm kızlar işe koyuldu. Tabi kendi aralarında fısıldaşmayı da ihmal etmiyordu.
"Üstünden üç geçmesine rağmen hala Iğdır konuşur sen çok yaşa hanım ağa diye. Helal olsun hata yapıp kaçmasına rağmen gelin gittiği aileyi arşa taşıdı. "
"Doğru dersin. Asiye hanım ağayı küçüklüğünden beri bilirim. Çok iyi çok merhametli bir kadın İyi bir yere mi gelin gitti bilmem ama Asiye Hanım ağa Iğdır'ın sesi oldu"
"Öyle valla. Bu zaman görmemişim böyle hanım ağa bir oraya gidene bak tüm Iğdır'ı yaptıkları hoplatır bir de bu konağa gelene bakın sanırsın kralın kızı olur. Saygısız, eli iş tutmaz bir kadın "
Kızlar kendi aralarında konuşurken Ayşe dinlediği mutfak kapısından içeriye girdi. Öfkeli ve alay dolu bakışlarını kızlarda gezdirdi.
"Eli iş tutsa ne olacak? Ailesinin gururunu hiçe sayarak kaçan bir kadın sonuçta dün konuşulur bugün unutulur. Kim ister ki kaçan biri kızı özellikle ailesini aşiretini düşünmeyen bir kadını. Yazık ona "
"Lafını bilesin gelin. Benim kızım kaçmıştır kabul ederim. Ama unutma ki Iğdır'ı ayakta tutan benim kızımdır. Kaçmış hali gelin gittiği ailenin şanını yükseltti. Sen geleli ne kadar oldu? Kızımın hatası yüzünden eli iş tutmaz gelin almışız. Gözü paradan bir şeyi görmez. Sen gelmiş burada benim kızıma Celali Aşireti'nin kızına laf edersin. Laflarını tartacaksın. Yoksa karışmam bilesin"
Özüm hanım mutfaktan hışımla çıktıktan sonra Ayşe öfke ve ne olduğunu anlamaz bakışları ile ortada kaldı. Bu eve gelin geldiğinde böyle bir davranış ile karşılaşacağını tahmin etmedi. Kaçan kız Asiye'nin el üstünde bu kadar tutulmasına razı gelmiyordu. Öfke ile mutfakta ki çalışanlara baktıktan sonra mutfaktan çıktı. Ayşe başını yukarı kaldırdığında başında şalının bir tarafını tutmuş Iğdır'da hala konuşulan hanım ağayı dinliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDELDEN GERİYE KALANLAR ( RAFLARDA )
ChickLitTÖRE - AŞİRET Dionysos Yayınları ile raflarda... BERDELDEN GERİYE KALANLAR İSİMLİ İLK KİTAPTIR!!!!!!! KUMA KİTABI DEĞİL!!! Bir ağıt bin ağıta bedel olur muydu? Onlarda olurdu. Iğdırın iki kanlı bıçaklı aşireti. İki kalabalık aşiret neredeyse bu...