Azur Asiyenin şartı karşısında şok olmuş şekilde duruyordu. Asiye böyle keskin bir kararı nasıl olur da bu kadar hızlı alabilirdi. Asiye 4 ay sonunda eğer affetmezse bir çırpıda hemen vazgeçmeye hazırdı. Bu kadar mı kıymeti olmamıştı gözünde. Azur bu durumu beklemediği için ne diyeceğini bile bilmiyordu. Azurun sevgisinin kıymeti hiç mi bilinmemişti?
Azur derincene yutkunduktan sonra titreyen gözbebeklerini etrafta gezdirip Asiyenin gözlerinin içine baktı.
"Seni affetmek istiyorum Azur. Lütfen elinden geleni ardına koyma."
"Allah şahidim olsun 4 ay içinde senin gönlünü alıp anlı şanlı düğünü de yapacağım. Sana söz."
Azur odadan çıktığında Asiye kendiyle baş başa kaldı. Boğazına oturan yumruyla kalktığı yere geri oturdu.
"Seni affetmem için bana yardım et Azur lütfen buna çok ihtiyacım var."
Üzerini son kez düzelttikten sonra telefonunu alarak odadan çıktı. Aşağıya indiğinde yusufun arkadaşları çoktan gelmiş bahçede koşuşturuyorlardı. Asiye küçük çocuklara bakarken daldığı gözlerinin ardında bir zamanlar hayalini kurduğu çocuklarını hatırladı. Çocuk sahibi olmamıştı ama hayalleriyle de çocuklarını kaybetmişti.
"Haya"
Yusufun sesi ile daldığı bakışlarını yeğenine çevirdi. Yusuf pastanın başına geçmiş bir tarafında annesi bir tarafında babası heyecanla yanan mumlara bakıyordu.
"Haya bak mumlayım vay"
"Gördüm Halacım. Hadi içinden geçen güzel bir dilek dile bakalım"
"Ayyahım hayam ve dayım evyensin. Şünkü onlay şok düzelley"
İçinden söylemesi gereken kısmın tamamını dışından söyleyince Azur ve Asiyenin bakışları kesişti. Azur hem kendine hemde sevdiği kadına sözünü verdi. Asiye Azurun zorlu hikayesi kayısı ağaçlarının orada güzel başlamasından ibaretti.
Kesilen pasta ile beraber diğer ikramlıklar da servis edilmeye başlandı. Küçük çocuklar etrafta koşuştururken büyükler koyu bir sohbete dalmıştı. Evin çalışan kızı elinde ki çiçekler ile Asiyeye doğru geldi.
"Hanımım bunlar sizeymiş"
Asiye çiçekleri eline aldığında Azurun aldığını düşünerek yüzünde ki gülümseme ile çiçekleri kokladı. Demek Azur ilk adımını atmıştı. Telefonunu çıkartıp Azura teşekkür mesajı attı.
'Çiçekler için teşekkür ederim, çok güzeller.'
'Ne çiçeği Asiye ben sana çiçek falan almadım.'
'Bu çiçekler kimden o zaman?'
'Bekle geliyorum!'
Asiye çiçeklerin kimden geldiğini bilmiyordu. Kim göndermiş olabilirdi ki? Azur Asiyenin yanına sinirli bir şekilde gelince attığı teşekkür mesajından pişman olmuştu.
"Kim aldı bu çiçekleri?"
"Bilmiyorum. Ben de sen aldın sandım. Üstünde kart da yok"
"Sana bu çiçekleri alan o........... dikine gömmezsem namerdim"
Azur çiçeği kimin gönderdiğini araştırırken aynı zamanda Asiye de düşünüyordu. Gizli bir hayranı olabileceği aklına gelirken bu durumun da komik olabileceği ihtimali de aklından çıkmıyordu. Ayak seslerini Azur sanıp başını kaldırdığında gayet şık giyinimli sinek kaydı traşı özenle taranmış saçları ile karşısında Mehmet duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDELDEN GERİYE KALANLAR ( RAFLARDA )
ChickLitTÖRE - AŞİRET Dionysos Yayınları ile raflarda... BERDELDEN GERİYE KALANLAR İSİMLİ İLK KİTAPTIR!!!!!!! KUMA KİTABI DEĞİL!!! Bir ağıt bin ağıta bedel olur muydu? Onlarda olurdu. Iğdırın iki kanlı bıçaklı aşireti. İki kalabalık aşiret neredeyse bu...