İkindi saatlerine yakın bir vakitte Asiye terasta gökyüzünü izlerken gözü aşağıda babası ile konuşan Azura takıldı. Azur ciddi bir şekilde Firaz ağa ile konuşurken gözü terasta duran Asiye'ye kaydı. Asiye Azura bakarak saçlarını bir tarafa toplayıp Azura göz kırptı. Azur ciddi yüz ifadesini bozmamak için zor dururken Asiye hala Azura bakıyordu. Azur yapmaması için kaşlarını çatarken Asiye omuz silkip saçını geriye atarak terastan indi.
Asiye mutfağın önünden geçerken Azurun çekmesi ile duvara sırtını dayadı.
"Sen hayırdır güzelim? Göz kırpmalar falan"
"Kocam değil misin? Kırparım tabi "
"Demek kırparsın "
Azur Asiye'nin boynunu öpeceği sıra mutfağa giren çalışan ile söylenerek eğdiği başını kaldırdı.
"Ne var? "
"Şey ağam ben akşam yemeği için gelmiştim "
Azur bir şey demeden Asiye'nin elinden tutup mutfaktan çıkardı. Asiye'nin elini bırakmadan malikâneden çıktılar.
"Nereye? "
"Baş başa kalacağımız bir yere "
"Dur hemen çantamı alayım "
"Elini çabuk tut sabrım kalmadı"
"Tamam tamam "
Asiye kıkırdayarak malikâneye girip odadan çantasını aldı. Azur arabayı malikânenin önüne getirdiğinde Asiye arabaya bindi. Hareket edeceği zaman arabanın arka kapağı açıldı.
"Durun durun"
"Ana senin ne işin var"
"E bende gelirim sizinle çarşıya gideceksiniz "
Azur yüzünü sıvazladığında Asiye gülüp geçti. Azur Arada annesine sinirle bakıp yola tekrar dönüyordu. Asiye Azurun bu haline kahkaha ile gülmek istese de araba da olan Sona Hanım ile kendini topluyordu. Çarşıya geldiklerinde arabayı kenara çekip indi. Asiye ve Sona Hanım da arabadan indikten sonra Azur Asiye'nin elini tutarak yürümeye başladı. Sona hanım önde Asiye ve Azur arkada el ele yürüyordu. Görenler imrenerek bakıyor bazıları ise hasetlikten çatlıyordu. Sona hanım kuyumcuya girince Asiye ve Azur da peşinden girdi.
"Azur niye kuyumcuya geldik? "
"Boynun çok boştu ilk altın ve ya her hangi bir takın yoktu. Seni altınlar ile donatmaya getirdim. Tabi anam işin içinde yoktu"
"Altına gerek yoktu. "
"Gerek olmaz olur mu gelin? Sen bir hanım ağasın özellikle Azur ağanın karısısın. Seni altınlar ile donatmak bizim görevimiz. Şimdi hiç bir şeyde çekinmeden istediğin her şeyi alabilirsin? "
"Tamam, ana sen öyle diyorsan"
Kuyumcu çeşit çeşit işleme bilezik ve setleri çıkartıp Asiye'nin önüne dizdi. Asiye altınların güzelliği ile gözleri ışıldarken hangilerini seçeceğini karar veremeden bakmaya devam etti. Sona kadın tezgâhın üstünde duran bilezikleri Asiye'nin koluna taktıktan sonra boncuk işlemeli gerdanlığı da boynuna taktı. Küpeleri ve yüzükleri de taktıktan Asiye ayna da kendisine baktı. Gerçekten hanım ağa olduğu belliydi artık. İsteği düğün olmamıştı ne kadar istese de her bir şey engel olmuştu. Asiye düğünden umudu kesip ayna da altın ile donatılmış kendisine baktı.
"Bunların hepsini alıyoruz. Bekir abi başka modellerde de yüzükler setler ve bilezikler varsa paketleyip malikâneye gönder. Hesabı şirkete kesersin "
![](https://img.wattpad.com/cover/310934170-288-k956379.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDELDEN GERİYE KALANLAR ( RAFLARDA )
Chick-LitTÖRE - AŞİRET Dionysos Yayınları ile raflarda... BERDELDEN GERİYE KALANLAR İSİMLİ İLK KİTAPTIR!!!!!!! KUMA KİTABI DEĞİL!!! Bir ağıt bin ağıta bedel olur muydu? Onlarda olurdu. Iğdırın iki kanlı bıçaklı aşireti. İki kalabalık aşiret neredeyse bu...