Ve kadın evlendiği gün her şeyi kaybetmişti. Olayın üstünden 3 gün geçmişti. Bu 3 gün içerisinde Asiye HZ. Meryemin suskunluk orucunu tutuyordu. Azur Ne kadar konuşsa Asiye o kadar susuyor. Çünkü kadın ölmüştü.
Asiye bu 3 gün boyunca evde yapılması gereken işleri yapmış sadece bildirmek için konuşmuştu. Herkesin oturduğu yemek sofrasına oturmuyor mutfakta yalnız başına yedikten sonra odasına geri gidiyordu. Kimse ile konuşmuyordu.
Azur Ağa o gece Asiye'nin yanına gelmişti. Canından çok sevdiği karısı sırtı dönük yatıyordu. Saçlarını sevmek için elini uzattığın da Asiye saçlarını topladı. Odanın kapısı çaldığında gelen kişi Sona hanımdı. Azurun eline örtü ve yastık verip bir daha bu odaya girmeyeceksin diyerek kendi odasından kovmuştu. O günden sonra Azur Asiye kendini affetsin diye kapının önünde yatıyordu. Karısı yüzüne bakmıyor bir kelam dahi etmiyordu. Allah biliyordu susarak en güzel cevabı veriyordu. Çünkü kadın ölmüştü.
"Asiye beni bir dinle ne olursun ben böyle olsun istemezdim çok pişmanım yalvarırım. Yüzüme bakmaman bile acı veriyor ne olursun bir şey söyle susma kurban olduğum. Çok pişmanım yalvarırım "
Asiye, Azuru dinlemek istemiyordu. Sıkıca gözlerini kapattığında duyduğu ses ile açtı gözlerini.
"Çek o gözlerini benim gelinimden. Sen ona bakmayı bir şey söylemeyi bile hak etmiyorsun. Her şeyi misli ile ödeyeceksin. Gel kızım biz bahçeye çıkalım hava alalım "
Azuru salonda yalnız bırakıp Asiye'yi alıp bahçeye çıktılar. Asiye serin havası ciğerlerine hapsetmek için derin bir nefes çekti.
"İyi misin kızım?"
Asiye konuşmuyordu. Sorulan sorulara bile sessiz kalıyordu.
"Azur yok burada benle konuşabilirsin. Firaz Ağa ve ben her zaman arkandayız. Sen ne karar verirsen ver senin en büyük destekçin benim. Hadi söyle bana çimen gözlü kızım. İyi misin? Konuş ki rahatla nefes al. "
Asiye kafasını olumsuz anlamda sallayarak odasına gitti. Onları uzaktan izleyen Fatma Zeynep yengesinin haline üzülüyordu. Üzgün gözler ile etrafa bakan annesinin yanına gitti.
"Ana yengem konuştu mu? "
"Yok, kızım yok. Ah bir kelam etse rahat edecek ama kız haklı çok haklı. Oğlum böyle yaptı diye ben utanıyorum. Yaptığım her şeyden çok utandım. O kadar şeyden sonra her şeyi bilmemize rağmen sakladık kızım. Bilerek kendi elimizle yaptık biz bunu. Konuşmamakta çok haklı kızım. Ne ettiysek kendi elimizle ettik."
"Bir çare bulamaz mıyız ana?"
"Var kızım bir çare ama o da Asiye isterse olur "
"Nedir?"
"Hüküm bozulacak kızım. Asiye gidecek Ayşe gelecek "
"Ama bu nasıl olur ana ablam hamile."
"Dediğim gibi. Asiye akıllı bir kız en doğru kararı verecek insan o. Biz zamanı bekleyeceğiz "
Sona Hanım ve Fatma Zeynep konuşurken Azur bunların hepsini duydu. Karısının kaybetmek temelli olarak kaybetmek yüreğinin sıkışmasına engel oluyordu.
"Karımın benden gitmesine izin vermem"
Azur Ağa aklını kaçırmış gibi bir sağa bir sola gidiyordu. Bir şey bulmalıydı. Karısı gitmemeliydi.
"Her şey benim yüzümden benim aptallığım yüzümden. Eğer ben çocuk gibi hareket etmeseydim belki de böyle olmayacaktı. Allah'ım bana yardım et."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDELDEN GERİYE KALANLAR ( RAFLARDA )
ChickLitTÖRE - AŞİRET Dionysos Yayınları ile raflarda... BERDELDEN GERİYE KALANLAR İSİMLİ İLK KİTAPTIR!!!!!!! KUMA KİTABI DEĞİL!!! Bir ağıt bin ağıta bedel olur muydu? Onlarda olurdu. Iğdırın iki kanlı bıçaklı aşireti. İki kalabalık aşiret neredeyse bu...