Bölüm 3 | Gizli Görev

195 15 41
                                    

Günümüz

"Persona"

"Hayat, bir maskeli balodur." -Carl Gustav Jung

En sevdiğim parfümümü boynuma iki kez sıkıp giyinme odasından çıktığımda beni karşılayan üç çift göz ile karşılaştım. Gri ve Beyaz benim abartılı makyajımın aksime son derece günlük kıyafetlerle karşımda duruyordu. Görev kartlarına göre olması gereken de zaten buydu. Aralarında şık giyinmesi gereken yalnızca ben ve Nihan'dık. Çünkü gitmemiz gereken bir otel açılışı vardı. Gri ve Beyaz'ın yüzlerindeki gülümseme, içimi bir nebze rahatlatınca derin bir nefes alıp tebessüm ettim.

"Siyah Hanım yine nefes kesmeye ant içmiş." dedi Gri gülünce kısılan gözleriyle yüzüme bakarak. Beyaz ise onun aksine sessiz kalarak yalnızca gülümsedi ve Gri'ye katıldığını gösteren bir baş hareketi yaptı. Gri ve Beyaz, birbirine taban tabana zıt iki kardeşti. Büyük olan, yani Gri, Beyaz'ın aksine daha hareketli, başına bela açmaya daha müsait, gırgır yapmayı ve eğlenceyi seven biriydi. Beyaz ise içimizdeki en çocuk kalpli olandı, adı gibi saf ve temiz bir ruha sahipti. Zaten ona bu rengi veren de bendim. Onun masum yüzüyle karşılaştığım ilk gün, Beyaz'ın onun için en uygun renk olacağını düşünmüştüm. Ona iltifat etmemiz utangaçlığı nedeniyle neredeyse imkânsızdı.

"Nihan'ı da atlamayalım lütfen. Daha elbiselerimiz giyilmedi bile... Bu güzelliğe ne diyeceğiz?" dedi Beyaz, Nihan'ın sarı saç tutamlarından birini parmağına dolayarak. Nihan şakalaşarak onun eline vurdu.

"Haydi, artık. Geç kalacağız. Görevi kaçırmak istemeyiz."

"Merak etme... O parayı duyduktan sonra değil soyguncu, katil olurum." dedi Gri, üzerindeki siyah sweatshirtünün kapüşonunu kafasına geçirerek. Ona tehditkâr bakışlarımı gönderdiğimde sırıttı.

"Tamam, tamam. Elimi kirletmeyeceğim." Dedi ellerini teslim olurcasına havaya kaldırarak. Merdivenlere yöneldiğinde adeta tıslayarak konuştum:

"Komik değil."

"Biliyorum. Söz." dedi bana güven dolu bakışlarla bakarak masmavi gözleriyle onay verdi ve göz kırptı. Yanağıma küçük bir öpücük kondurduğunda gülümsedim. Gri, Beyaz'ın peşinden sarmal merdivenlerden ikişer ikişer atlayarak aşağıya indi. Ne zaman onu heyecanlandıran bir görev olsa böyle şen ve hareketli olurdu. Ona görevin en can sıkıcı yanından bahsetmediğim için kendimi kötü hissetsem de bu detayı aklımdan çıkarmak istediğimden zihnimin en ücra köşesine gönderdim. Rahatsızlığımı hisseden ve sırrımı paylaşan Nihan, merdivenlerden inmek üzereyken hafifçe kolumu tuttu.

"İyi misin?" O kadar yumuşak bakışlarla bakıyordu ki kollarımı ona doğru uzattım ve sıkıca sarıldım. Gri, Beyaz ve Nihan tüm gerginliğimi alarak etrafıma iyi enerji yayıyorlardı. Bunun için minnettardım.

"İyi ki varsınız."

"Nereden çıktı bu şimdi deli kız!" dedi Nihan sırtımı sıvazlarken. Sonrasında kendini geri çekti ve son bir kez kollarımı tutarak güven verircesine sıktı.

"Onun orada olması hiçbir şeyi değiştirmez. Sen yıllarca bu görevlerin içindesin, her şey yolunda gidecek. Güçlü ol... Her zamanki gibi." Aşağıdan gelen seslerle dikkatimiz dağıldı. Gri bize sesleniyordu:

"Uçak kaçtı uçak!" İkimiz de birbirimize bakarak sırıttık.

"Gri çok kızacak." dedim Nihan'a ufak sırrımızı kast ederek. Nihan omuz silkti. "Ne zaman sana olan kızgınlığı beş dakikadan fazla sürdü ki Siyah? Yelkenlerini suya indirir, merak etme." Basamaklara doğru adım aldığımda hemen arkamdan gelerek beni takip etti. Siyah converselerimin bağcıkları açılınca eğildim ve hızla bağlamaya koyuldum. Üzerimdeki siyah lastikli eşofman altı ve ayakkabılarımla makyajımın tezatlığını anlatmaya kelimeler yetmezdi. Akşam otel açılışında giyeceğimiz abiyeleri yanımıza almak durumundaydık.

Persona MaskesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin