Bölüm 22 | Bir Dokunuş

90 7 7
                                    

Davete hazırlanmadan önce mutfağa uğrayıp kendime bir bardak su doldurduğumda aslında kasten oyalanıyordum. Ortalık sessizdi. Birkaç Persona üyesi dışında kimse kalmamıştı. Eflatun da mutfakta olduğumu görünce mutfağı temizleme işini sona bırakıp diğer odaların temizliğine dalmıştı. Beyaz ve Gri'nin nerelerde olduğunu merak ederek stresle ortalıkta dolanıyordum.

Nihayet girişten sesler geldiğini duyunca onları beklediğimi çaktırmamaya çalışarak koridorda ağır ağır yürüdüm. Hararetle konuşur halde içeriye girdiklerinde hala dikkatlerini çektiğim söylenemezdi. Yukarıdaki odalardan birinde olan Eflatun'a seslendim.

"Eflatun ben mutfaktan çıktım, giyinme odasına geçiyorum."

Beyaz ile göz göze geldiğimizde merakla bana baktı.

"Göreve mi?" dedi ne için hazırlandığımı merak ederek. Gri de merdivenlerden çıkmak üzereyken cevabımı duyabilmek adına duraksadı. Hafifçe başımı salladım. Gri'nin hemen yanından geçerek merdivenlere yöneldim. Eflatun da aynı anda izin isteyerek aramızdan geçti ve mutfağa girdi.

"Deniz evinde bir davet veriyor, oraya gideceğim."

Gün boyu nerede olduklarını ve neler yaptıklarını anlatmaları için kısa süreliğine bekledim. Aramızda garip bir sessizlik olunca ısrarcı davranmak istemeyerek hızla merdiven basamaklarını çıktım. Anlaşılan bana karşı adım atmak istemiyorlardı. Giyinme odasına tam gireceğim sırada arkamda bir ses işittim. Hemen arkamda Gri'yi görünce sırtımı kapıya yaslayarak ona doğru döndüm. Bir şey soracakmış gibi baktığında tek kaşımı kaldırarak ona baktım.

"Bir şey mi diyeceksin?" dedim meydan okuyarak. Derin bir nefes verdi ve ensesini kaşıyarak kararsız bir duruş sergiledi. Sessizliğini koruduğu için konuşmamızın bittiğini düşünerek kapıyı açmıştım ki ağzındaki baklayı çıkardı.

"Tek mi gideceksin? Güvenli bir görüşme mi? Başkaları da olacak mı? Gelmemi ister-"

"Mavi de olacak." dedim. Dünden beri bana karşı gösterdiği sert tavrına karşılık o an onun sinirini bozmak iyi hissettirmiş gibiydi. Beklediğim tepkiyi vererek ağır ağır başını salladı.

"Tamam. Biz de zaten Beyaz ile dışarıda takılacağız. Size iyi eğlenceler." dedikten hemen sonra kendisini odasına kapattı. Sinirle elimi saçımdan geçirerek ofladım. Gri, tanıdığım Gri gibi davranmıyordu. Benim bildiğim Gri, gelmemi ister misin diye sormak yerine çoktan peşime takılmış olurdu. Benim bir şeyleri anlatmama gerek kalmadan her şeyi zaten biliyor olurdu. Sadece Mavi'nin gidişine dair sakladığım bir gerçek yüzünden beni bu denli dışlıyor oluşu sinirimi bozuyordu. Giyinme odasının kapısını sertçe kapatarak içeri girdim. Eflatun'un benim için ütülediği, Deniz'in giymem için aldığı elbiseyi çıkarıp ayna karşısında üstüme tuttum. Tarzıma yakın bir parça olmasına rağmen elbiseyi Deniz'in alması midemi kaldırıyordu. Stresle tırnaklarımı kemirmeye başladığımda elbiseyi dolaba kaldırıp kendi elbiselerimi karıştırdım. Deniz'in bu durumdan hoşlanmayacağını biliyordum ancak yine de o elbiseyi giymek hiç içimden gelmiyordu.

Daha çok gündelik sayılabilecek, mini kırmızı bir elbiseyi üstüme geçirip aynada kendimi inceledim. Dolabı tekrar açıp içinden beyaz, salaş bir gömlek çıkardım. Elbisenin üstünden gömleği bağladığımda bu görüntü çok daha hoşuma gitmişti. Makyaj masasına oturup düzleştiricimin ısınmasını beklerken telefonumun ekranı mesaj geldiğini göstererek parladı. Mesaj, Mavi'dendi.

"Ne zamana hazır olursun?"

"Çok sürmez. Neden?" diyerek hızlı bir mesaj attım.

Düzleştiricinin ısınıp ısınmadığını kontrol etmek istediğimde parmağımı yakınca refleksle geri çekip dudaklarımın arasına koydum.

Persona MaskesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin