Bölüm 64 | Düğün

34 1 0
                                    

2 Gün Sonra

Toprak ve Naz'ın Düğün Günü

Mahalleli, Persona'nın hemen önünde erkeklerin gelmesini beklerken gelinin etrafını sarmışlardı. Naz'ın ne kadar güzel göründüğünü anlatmama gerek bile yoktu. Kızıl saçlarının beyaz gelinlikle uyumu o kadar muazzamdı ki kıvırcık dalgaları omzunun gerisinden düşerken hayranlık uyandırıyordu. İnce işlemeli dantelleriyle, upuzun kuyruğuyla Helen model bir gelinlik giymişti. Yarım toplanmış olan saçının gerisinden süzülen duvağı da kusursuz duruyordu. Sıcaktan terlediği için hemen yanı başında makyajı akmasın diye onu yelpazeyle yelleyen Nihan, erkeklerin neden hala gelmediğini sorarak mahalledeki genç çocukları sıkıştırıyordu. 

Ben de tek omuz, beyaz tenimi daha da ortaya çıkaran kırmızı bir elbise giymiştim. Belime doğru inen sırt dekoltesiyle oldukça iddialı gözüken elbisemden memnundum. Düzleştirmiş olduğum saçlarım rüzgarla karışınca elimin tersiyle geri ittim ve Naz'ın yanına gittim. 

"Birazdan geleceklerini söylemişlerdi. Sen iyisin değil mi?"

"Evet. Sadece çok sıcak ve insanlar da sabırsızlanmaya başladı." dedi. Fırat ve Mavi'nin ricasıyla gelen birkaç koruma bana doğru yaklaşınca her şeyin yolunda olup olmadığını bir de onlara sordum. 

"Yenge merak etme, sokağı baştan aşağı bir taradık. Her şey olağan ilerliyor. Gün boyu da gözümüz dört göz açık olacak." dedi Fırat, bana durum raporu vererek. İbrahim yanımıza geldi ve üzerindeki cekete çekidüzen verdikten hemen sonra Fırat'ın elini sıkıp selam verdi. 

Tam o esnada mahallenin bir diğer ucunda davul sesleri duyulmaya başladı. Gülümseyerek Fırat'a teşekkür ettim ve Nihan'la Naz'ın yanına gittim. Herkes alkış tutmaya başlayınca ben de alkışladım. Tam karşımıza baktığımızda görüş açımıza girdiler. Gri ve Mavi, davulları bizzat kendileri taşıyarak Beyaz'ın hemen yanından ilerliyordu. Onlar davullara vurdukça, hemen arkalarından gelen çalgı ekibi de hareketli bir şarkı çalıyordu. Klarnet çalan çocuk öyle güzel bir melodi tutturmuştu ki Naz çoktan yerinde kıpırdanmaya başlamıştı bile. Ellerini havaya kaldırdı ve otuz iki dış sırıtarak Beyaz'ın gelmesini bekledi. 

Beyaz, jilet gibi olmuştu. Kıvırcık saçlarına fön çekmişlerdi, bu yüzden onu tanımakta zorlandım. Yine de bu görüntü ona aşırı yakışıklı bir hava katmıştı. Siyah damatlığının yakasında mor renginde küçük bir yaka çiçeği vardı. Gri ve Mavi de uyumlu giyinmişti. İkisi de bej renginde keten bir pantolonla, süt mavisi gömlek giymişti. Uzaktan bakıldığında ikiz gibi görünüyorlardı. Gri, davulu havaya kaldırıp kuvvetle vurduğunda Nihan gülmeye başladı. 

"İnanmıyorum ya! Bizim çocuklara bak, almışlar davulları ellerine!" dedi beni dürterek. 

"Gelin hanım, damat bey! Haydi bakalım karşılıklı bir oyun havası görelim!" dedi Gri, keyifle Naz ve Toprak'a seslenerek. Naz ve Toprak birbirlerine sarıldıktan hemen sonra karşılıklı oynamaya başladılar. Mavi de Gri'nin tam karşısına geçti. Bir yandan Gri, bir yandan Mavi davula vururken tüm mahalleli oyun havası eşliğinde, parmaklarını şıklatarak oynamaya başlamıştı bile. Mavi, davulu kısa süreliğine boynundan çıkarıp asıl davulculardan birine verdi. Hemen sonra, Fırat'ın yanına gidip alkış tutmaya devam ederken tıpkı benim yaptığım gibi etrafı kontrol etmek isteyerek Fırat'ın kulağına doğru eğilip konuştu. 

Mavi, iki gün öncesine göre daha iyi görünüyordu. Öfkesi dinmişti. İlgisini Deniz'den uzaklaştırıp Alya'ya ve düğüne vermesini sağlamıştık. Düğünle ilgili koşuşturmacaya katılınca Deniz'le yaşadığı o korkunç yüzleşmeyi biraz olsun unutmuş gibiydi. Yine de kontrolü elinden asla bırakmıyor ve herkesin iyi olduğuna emin olmak istiyordu. 

Persona MaskesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin