Toplantı odasında yaklaşık yüz kişi vardı. En az elli kişinin de gelemediğini biliyordum. Sayımız günden güne artmıştı ve bu durum çok hoşuma gidiyordu. Persona'ya inanan, kendini buraya ait hisseden onlarca kişi... Yalnızca bu kişilerin sayısı arttıkça üzerimdeki sorumluluk daha da artıyordu. Herkese yetememekten, hayal kırıklığına uğratmaktan korkuyordum. Ancak bu işte tek başıma değildim. Gri, Beyaz, Nihan Persona'nın bu hale gelişine kadar tüm sürecine şahit olmuşlar ve bu hale gelmesine de katkıda bulunmuşlardı. Her zaman yanımdaydılar ve elimizi taşın altına sokmamız gereken her anda çekinmeden taşın altına elini sokmuşlardı.
Anlatacaklarımı dinlemek için dikkat kesilmiş olan ailemizin üyelerine baktım.
"Arkadaşlar öncelikle Persona'da son günlerde yaşadığımız kargaşalardan dolayı hepinizden özür diliyorum."
Mırıldanmalar başladı. Konuşmaların daha da büyümemesi adına hafifçe öksürdüm ve devam ettim.
"Biliyorum. Beyaz'ın başına gelenlerden sonra hepiniz endişelendiniz. Persona'da eski güvenin kalmadığını sorguluyor olabilirsiniz. Bunda son derece haklısınız ve size ömür boyu bir güven sözü de veremem fakat bilmelisiniz ki Beyaz'ın başına gelen olay bizim tamamen şahsi hayatımızda yaşadığımız bir durumla bağlantılı."
Söylediklerimi daha net anlayabilmeleri için koltuklarda oturan üyelerimizin arasında dolandım.
"Tehdit altında hissedebileceğiniz bir olay yok. Sorunu yaşadığımız şahısla polis birebir ilgileniyor. Bu durum tamamen Persona'dan bağımsız gelişiyor. O şahsın Persona'daki hiç kimseyle bir sorunu yok ve olamaz da."
"Sorun sadece biz değiliz ki Siyah Hanım. Siz kurucu üyelerimiz zarar gördüğünüz takdirde biz nasıl ayakta kalacağız? Biz size güveniyoruz."
"Biliyorum. Bizlere de en az kendiniz kadar değer verdiğinizin farkındayız ve bunun için minnettarız. Ancak dediğim gibi ortada büyütülecek bir düşmanımız yok. Polis kontrolü sağlandı ve kendisi bir daha böyle bir olaya müdahil olamayacak."
Gri, Beyaz, Nihan ve Mavi'nin bakışlarını üzerimde hissettim. Deniz'den söz ederken onu ne kadar küçük gördüğümü sorguluyor olmalıydılar. Öyle bir anlatıyordum ki sanırdınız Deniz hapse girmiş, hiçbir problemimiz kalmamıştı. Doğru değildi, Deniz'den söz ederken pembe yalanlara başvuruyordum ancak buna mecburdum. Persona'da bir panik dalgası vardı ve bunu dindirmem gerekiyordu.
"Artık dilerseniz iyi haberlerden konuşalım. Maaş kesintisi yaşadığımızı biliyorsunuz. Ancak muhasebe sorumlumuz Lila Hanım'la konuştum. En az altı ay önümüz açık, eski maaşlarınıza kavuşacaksınız."
Bir alkış koptu. Herkesin yüzü gülmeye başlamıştı. İnsanların neşelendiğini görmek beni iyi hissettirdi.
"Sabrınız için çok teşekkür ederim. Kesintiye rağmen verdiğiniz destekler muazzamdı. Tüm bunlara rağmen Persona'da kalma konusunda endişe yaşayanlarınız varsa ayrılışını saygıyla karşılayacağız. Yine de hiçbirinizin aramızdan ayrılışını görmek istemeyiz çünkü bu ayrılışlar bize üzüntüden başka bir şey vermeyecektir."
"Güzel günleri birlikte yaşadık, elbette kötü günlerimizde de birlikte olacağız Siyah Hanım. Hiçbir yere gitmek yok." dedi Yunus, desteğini göstererek. Gülümsedim ve teşekkür ettim.
"Biraz olsun eski neşemize dönebilmek için Nihan sizler için bir parti hazırladı. Hem de çok kısa bir sürede. Akşam saat dokuzda dilediğiniz bir kişiyi de davet ederek Persona'daki partimize katılabilirsiniz. Eğlenmeye bakın."
Nihan'a parti için teşekkür edip öpücük gönderdim.
"Persona'dan çıkış isteyen üyelerimiz Eren'e ismini verebilir. Toplantıdan sonra bizzat kendim ilgileneceğim. Umarım partide hepinizle görüşürüz. Eğer başka bir sorunuz yoksa toplantıyı daha fazla uzatmadan bitireceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Persona Maskesi
General FictionWattpadRomanceTr | Yetişkinliğe Adım Atanlar Bu hikâyenin başrol kahramanının gerçek bir kimliği, adı, doğum yeri ve ailesi yoktur. Siyah, on bir yaşında bir çocuk iken ölmeyi dileyen, büyük acılar ve travmalar yaşamış bir kızdır. Tren rayının üzeri...