Gri, bizim için ayrılan koltuğun en orta kısmına yerleşmiş bir şekilde hepimizi tek tek incelerken bir yandan elindeki dartı oymakla meşguldü. Mavi'nin bana getirdiği diğer hediyeleri kurcalamasa da, gözüne ilişen dartı kucağına almış ve keyifle Mavi'nin fotoğrafını deşiyordu. Mavi, bir süre onun hediyeyi mahvetmesini incelese de dikkatini Gri'den içkiye çevirerek tam gaz alkol almaya devam etti. Beyaz, pastadan tatmam için beni sıkıştırırken huzursuzlukla iç çektim.
Onu kırmamak için pastadan küçük bir lokma aldım.
"Sen neden buradasın ki?" dedi Gri, Mavi'ye doğru eğilerek. Kucağındaki dartı kenara fırlattı ve çok daha ciddi bir ifadeyle Mavi'ye döndü. Elindeki bardağı çevirmekle uğraşan Mavi, Gri'nin yüzüne bakmadı. Bugün çok daha umursamaz ve acımasız görünüyordu. Hediyelerini kabul etmemiş olmanın getirdiği bir sinirlilik olup olmadığını merak ederek onu izledim.
"Sana hesap vermek zorunda değilim."
"Siyah'ın burada olacağını nereden biliyordun?"
Önümdeki pasta tabağını ittirdim ve ayağa kalktım.
"Evet, arkadaşlar benden bu kadar. Bir dramı daha kaldıracak gücüm kalmadı."
"Gece daha yeni başlıyor. Tam da bütün kartları açık oynayacağım bir gecede kaçıyor musun?"
"Otur, Siyah." Dedi Beyaz bir anda ciddileşerek. Gözlerini Mavi'nin üstüne öyle bir dikmişti ki aklından neler geçtiğini merak ederek duraksadım ve yanına oturdum.
"Siyah haklı. Kalkalım, evimize gidelim." dedi Gri, Beyaz'ın koluna yapışarak.
"Abi otur. Benim sorularım var." Beyaz, son derece kendinden emin duruyordu. Kolunu Gri'den kurtararak arkasına yaslandı.
"Şu sıfatın, sorularını cevaplayacağını mı sanıyorsun?"
"Ben dürüst olacağımı söyledim." dedi Mavi, tüm bakışlar üzerinde toplanınca. Ellerini teslim olurcasına havaya kaldırdığında Gri daha da sinirlenerek başını salladı.
"Beyaz kalk."
"Gri otur."
"Ya havle! Oğlum, kalk dedim."
"Yeter, Gri! Ben senin kuklan değilim. Beyaz otur, Beyaz kalk, Beyaz yapma. Yeter! Oturmak istiyorum ve oturacağım."
Anlaşılan bugün öfke patlaması yaşama sırası Beyaz'da idi. Belli ki Gri'nin korumacı tavırlarına karşı bıkkınlığını içten içe biriktirmiş ve bu gece taşma noktasına gelmişti. Gri ile göz göze geldiğimizde üstüne gitmemesini söylercesine baktım ve koltuğu işaret ettim. En azından Beyaz'ın öfkesi dinene kadar hiçbir yere gitmiyorduk. Koltuğa geri oturduğumuzda Gri ile aynı anda kollarımızı göğsümüzde kavuşturarak karşılıklı oturan Mavi ve Beyazı'ı izledik. İkisinin arasında geçecek bir düelloyu izlemeye hazır gibiydik.
Gri'nin Mavi'nin dürüstlüğü konusunda pek bir beklentisi olmadığı aşikârdı. Beyaz ise kendini bu duruma çok hazırlamış bir haldeydi. Beyaz'ın duygu ve düşüncelerine kendimi daha yakın hissediyordum çünkü bu gece, Mavi daha önce görmediğim kadar fütursuz görünüyordu. Her an ağzından her şey dökülebilirdi.
"Sana tek bir soru soracağım." dedi Beyaz.
Mavi, ona gerçekten elinden geldiğince yardımcı olmak ister gibi öne doğru eğildi ve ortamda çalan müziğin temposunun artmasıyla duymakta zorluk çektiği için iyice kulak kesildi. Beyaz, sesini iyice yükselterek konuştu:
"Gideceğini sahiden kimse bilmiyor muydu?" Beyaz'ın sorusu Gri'nin de dikkatini çekmiş olmalıydı ki bir anda öne doğru eğilerek ikiliye yaklaştı. Oturduğum yerde iyice gömülerek onları takip ettim. Mavi'nin bakışları kısa süreliğine bana doğru kaydı. O vedayı hatırlayınca boğazımın düğümlendiğini hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Persona Maskesi
General FictionWattpadRomanceTr | Yetişkinliğe Adım Atanlar Bu hikâyenin başrol kahramanının gerçek bir kimliği, adı, doğum yeri ve ailesi yoktur. Siyah, on bir yaşında bir çocuk iken ölmeyi dileyen, büyük acılar ve travmalar yaşamış bir kızdır. Tren rayının üzeri...