Beyaz, hemen önümden tereddütlü adımlarla ilerliyordu ki kapının önünde onu bekleyen kişiyi görünce koşarak yanına gitti.
"Abi!"
"Ne işin var senin burada Toprak?" Bunun üzerine küçük çocuk bana dönerek mahcup bir şekilde baktı.
"Önemli değil. Adını unuttum bile." dedim omuz silkerek.
"Benim adım, Beyaz." dedi abisine dönüp baş kaldırarak. Beyaz'ın koyu kahve saçlarının aksine abisi, sarı saçlı ve yine kardeşine göre çok daha canlı duran mavi gözleriyle farklı duruyordu. Boyu da ondan daha uzundu. Fakat sıskalıkları benzerdi.
"Bu da nereden çıktı şimdi?" dedi anlamsız bakışlarla ona bakarak. Nihan, Beyaz'ın ağzından çıkan bu cümle karşısında başını çevirip bana sitem dolu bakışlarla baktı. Oyuna, Beyaz'ı da dahil etmiş olmamı anlamıştı. Beyaz'ın cevap vermeden öylece yüzüne bakmasıyla abisi, bir anda yönünü benden yana çevirdi ve hızla üzerime yürüdü.
"Sen kim oluyorsun da benim kardeşimi kaçırıyorsun?"
Yakamı öyle sert tutup vücudumu kapıya yapıştırmıştı ki ne olduğunu anlayamayarak sızlayan belim karşısında inledim.
"Hey, hey! Ellerini çek bakayım, Siyah'ın üzerinden." dedi Nihan, onun yaptığı gibi ismini bilmediğim çocuğu yakasından tutup çekiştirmeye çalışarak. Ancak çocuk, beklemediğim kadar güçlüydü. O kadar inattı ki Nihan'ın çabası boşa çıkıyordu.
"O beni kaçırmadı! Ben ona geldim!" dedi Beyaz, açıklama yapmaya çalışarak.
"Kimsin sen?" dedi mavi gözlerini gözlerime dikerek. Nihan'ın bana Siyah diye hitap etmesine şaşırmıştı. Birkaç dakika önce kardeşinin adının Beyaz olduğunu söylemesi üzerine bu durum aklını daha da bulandırmış olmalıydı.
"Ellerini çekersen konuşabilirim." dedim yakamı tutan ellerini göstererek. Ellerini çekmeden öylece bekliyordu ki bir anda tırnaklarımı ellerine geçirdiğimde acıyla geri çekildi.
"Delisin sen! Manyak! Yürü, gidiyoruz." dedi Beyaz'ı iteleyerek. Beyaz, hareket etmedi.
"Ben o eve dönmeyeceğim."
"Başka çaremiz yok, döneceğiz."
"Dönmeyeceğim. Siyah ile kalacağım. Bana ekmek ve kuru boya verdi."
"Sana kuru boya alırım. Tanımadığın insanlarla bir daha asla konuşmayacaksın."
"Onu zorlama." dedim araya girerek.
"Sana mı soracağım? Adı Siyah olan, çocuk kaçakçısına mı?"
"Bana bak..." dedim yumruğumu sıkarak.
"Çocuklar, yeter!" dedi Nihan aramıza girerek. "Belli ki Siyah ve..." Duraksadı. Beyaz'a ne şekilde hitap etmesi gerektiğinden emin olamamıştı. Gerçek ismiyle hitap ederse oyuna dair olan inancımızı ve bağlılığımızı bozmuş olacaktı. Aksi halde de çocuğun abisi buradaki herkesin delirdiğini düşünürdü.
"Siyah ve o, arkadaş olmuşlar." dedi Beyaz'ı işaret ederek. "İstediğin zaman bize gelebilirsin tamam mı canım?" dedi Beyaz'a elini uzatarak. Beyaz, bu harekete karşılık vermedi. Kaşlarını öyle bir çattı, suratını öyle bir düşürdü ki kıyameti koparacağını düşündüm.
"Sen de kendine bir renk seç. Harika bir oyun bu. Lütfen burada kalalım." dedi Beyaz, abisini ikna etmeye çalışarak.
"Eve geri dönmezsek bizi bulur. Başımız daha çok belaya girer." dedi Beyaz'a doğru eğilip çok daha ciddi bir ses tonuyla. Nihan ile aynı anda, korkarak aynı soruyu sorduk. "Kim?" Cevap vermedi. Beyaz, bu dediğine ikna olmuş gibiydi. Bu kez başka bir şey denedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Persona Maskesi
General FictionWattpadRomanceTr | Yetişkinliğe Adım Atanlar Bu hikâyenin başrol kahramanının gerçek bir kimliği, adı, doğum yeri ve ailesi yoktur. Siyah, on bir yaşında bir çocuk iken ölmeyi dileyen, büyük acılar ve travmalar yaşamış bir kızdır. Tren rayının üzeri...