Mavi, hemen arkamızda otururken Beyaz'ın onun için doldurduğu ikinci çay bardağını eline almıştı. Bizden bir cevap beklerken çay kaşığıyla karıştırıp duruyordu. Biz ise, ondan biraz daha uç bir noktada ayakta dikilirken anlatıp anlatmamak arasında gidip geliyorduk.
"Deniz'den hoşlanıyor gibi durmuyor. Ne derdi var bilmiyorum ama bize yardımcı olabilir gibi hissediyorum." dedi Beyaz kollarını birleştirmiş ciddi bir ifadeyle bize bakarak.
"Seni zaten bıraksak her şeyi unutup kollarına atılacaksın, Beyaz." dedi Gri sitemle.
"Bunun konumuzla ne alakası var? Tamamen mantık çerçevesinden bakmaya çalışıyorum."
"Mantık çerçevesiymiş... Sen ne düşünüyorsun Siyah?" dedi aniden bana dönerek. Okların bana dönmesi, kendimi gergin hissetmeme neden oldu. Beyaz'ın hemen arkasından Mavi'ye kaçamak bir bakış attım. Öylece, elindeki çay bardağına dalgın bir şekilde bakıyordu ki ona baktığımı hissetmiş gibi başını kaldırıp bize doğru baktı.
"Bilmiyorum. Deniz'i tanımıyorum. Ne yapabilir kestiremiyorum. Çevresi çok geniş, gerçekten Persona'ya zarar verebilir. Yalnızca ben zarar görecek olsam umurumda olmazdı."
"Tamam, öyleyse... Ona olanları anlatalım. Bir fikri varsa dinleriz. Ancak sadece bu iş için. Deniz'den kurtulduğumuz an, onu burada görmek istemiyorum."
"Kurul toplantınız ne zaman biter acaba?" Mavi'nin seslenişiyle üçümüz de başımızı ona doğru çevirdik. Eski yerlerimize geri oturduğumuzda yüzümüzdeki ifadeden kararımızı anlamış olmalıydı ki keyifle gülümsedi.
"Anlaşılan birileri nihayet konuşmaya başlayacak."
"Zevzeklik yapma." dedi Gri, Mavi'nin kontrolü ele almasından hoşlanmayarak. Olayın başlangıcı benim Esim ile tanışmama dokunduğu için önce ben başladım. Esim'in Persona'ya gelişinden ve aramızda geçen sohbetten bahsettim. Esim ile aramda geçen konuşmada Mavi ile ikisinin fotoğrafını görme detayını elbette atlamıştım.
"Esim? Esim, Persona'yı nereden biliyor acaba?" dedi Mavi kendi kendine mırıldanarak.
"Orasını sen daha iyi bilirsin." dediğimde sert bir bakış fırlattı. Nişanlısı olduğu doğruydu değil mi?
"Persona tahmin ettiğinden daha fazla müşteri çekiyor. Yani, önceden çalışmış olduğumuz müşterilerin birinden duyma olasılığı yüksek." Dedi Beyaz, Persona'ya gururla bakarak.
"Esim'in Zeugma'daki tavırlarından gerçekten de olaylardan habersiz olduğunu düşünmüştüm. Meğer babasını yönlendiren kendisiymiş."
Garip bir sessizlik oldu. Yine, aynı sebepten dolayı Mavi'ye tuhaf bakışlarla baktık. Esim ile aralarındaki iletişim kopukluğu ve Mavi'nin Esim ile ilgili konuşurken soğuk bir tonlama kullanması üçümüzün de dikkatinden kaçmadı.
"Deniz ile buluştun. Oradan devam edelim."
"Evet, sonrasında buluştuk. Zeugma planını ve yapacaklarımızı fazla detay vermeden anlattı. Her müşterimize yaptığımız prosedürü onunla da yaptım."
"Ekibin buraya kadar hiçbir şeyden haberi yoktu öyle mi?"
"Ne ima etmeye çalışıyorsun?" dedim sinirle. Aramızı bozmaya çalışıyorsa da bunu başaracak kişi o değildi.
"Bilmem. Ailesiniz ya hani?"
"Siyah, Persona'nın patronu sayılır. Her hareketini bize haber verme zorunluluğu yok. Güvenimiz tam. Dert ettiğin buysa?" dedi Gri, Mavi'nin üstüne giderek.
Mavi, omuz silkti. Tavırlarından anladığım kadarıyla, otel açılışındaki cümlelerime fazlasıyla takılmıştı. Görüşmek istediğimin o değil, ailem olduğunu dile getirmiştim. Aslında yapmak istediğim tam olarak buydu. Zayıf noktalarına oynayarak canını yakmak. O, benim canımı yeteri kadar yakmışken benim de bunu arzu etmem doğal olsa gerekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Persona Maskesi
General FictionWattpadRomanceTr | Yetişkinliğe Adım Atanlar Bu hikâyenin başrol kahramanının gerçek bir kimliği, adı, doğum yeri ve ailesi yoktur. Siyah, on bir yaşında bir çocuk iken ölmeyi dileyen, büyük acılar ve travmalar yaşamış bir kızdır. Tren rayının üzeri...