Beyaz'la konuşmamızdan hemen sonra Nihan'ı Persona'ya çağırmıştım. Bahçede oturup ikimiz için kahve hazırladım ve karşılıklı oturup içtik. Ona mektupta yazanlardan bahsettiğimde şoka girmişti. Bana sımsıkı sarılmış, yaşananlar için ne kadar üzgün olduğunu söylemişti. Hemen ardından davetsiz misafirimiz Alya Başaran'la olan konuşmamızı anlattım.
"Bilmiyorum, Gri sıcak bakıyor. Gri'nin fikrini düşününce bana da mantıklı gelmedi değil fakat yine de emin değilim. Sen ne dersin?"
"Bence harika bir fikir, Siyah. Kadının yemek teklifini kabul edin. Bir tanışın, belki de düşündüğün gibi ters bir kadın değildir. Zaten Persona'nın kasasını da zar zor toparladık. Yeni açılacak şubeyle alacağımız yatırımlar sayesinde burayı da daha iyi bir duruma getirebiliriz. Ayrıca bir şey daha diyeceğim ama kızma."
"Söyle bakalım." dedim kahvemden son bir yudum alırken.
"Vasiyetteki parayı kullanmak istemediğini biliyorum. Ancak bunu Persona'ya yatırmayı düşünmez misin? Bu paraya ihtiyacı olan, maaşına zam yapılsa çok mutlu olacak üyelerimiz var." Bu fikirle yerimde kıpırdandım.
"Neden kızayım Nihan? Bu çok iyi bir fikir. Ben, sadece bu saatten sonra bana bir faydası olsun istemedim. Ama başkalarının işine yarayacaksa parayı kabul edebilirim."
"Numarayı kaydetmiş miydin?" Başımı salladım.
"Hayır, mektubu Gri saklamıştı. Ona bir sorarım."
Kırmızı'nın yüzünde gülücüklerle Persona'nın kapısından içeri girdiğini gördüm. Her zamanki neşesinden farklı boyutta bir enerjisi vardı. Bahçede koşar adım ilerleyip yanıma geldi ve boynuma atladı. O kadar sıkı sarılıyordu ki ne olduğunu şaşırarak öylece kalakalmıştım.
"Kırmızı, dur! Ne oluyor?" dedim gülerek. Yanağıma bir öpücük kondurdu.
"Ne yaptın bilmiyorum ama yaklaşık bir saattir Beyaz'la telefonda konuşuyoruz. Eskiye dönmüş gibiydi. Sana ne kadar teşekkür etsem az!" Gülümsedim. Daha birkaç saat geçmiş olmasına rağmen Beyaz'ın konuşmamızın hemen ardından telefona sarılıp Kırmızı'yı aramış olması düşüncelerimde ne kadar haklı olduğumu gösteriyordu. Bal gibi de Kırmızı'ya aşıktı ve bu ilişkinin devam etmesi için yalnızca bir motivasyona ihtiyacı vardı.
"Ay aşk nasıl da yakışıyor ama! Cıvıl cıvılsın, şu haline bak!" dedi Nihan hayranlıkla. Bunun üzerine Kırmızı utanarak saçlarıyla oynamaya başladı.
"Gelsene, sana da bir kahve yapayım." dedim ama acelesi varmış gibi içeriyi gösterdi.
"Çalışmalara geldim, öncesinde de bir Beyaz'ı göreyim istedim."
"Vay vay vay, bu ikiliyi tutamayız sana şimdiden söyleyeyim." dedi Nihan. Bunun üzerine üçümüz de kahkaha attık. Kırmızı, bizimle vedalaşıp yanımızdan ayrıldığında Nihan da kalkmak için ayaklandı.
"Ben de seni daha fazla tutmayayım. Şu yemek işini bu akşam halledin. Gri nerede?"
"Bu yemek olayını konuşmak için Mavi'yle buluşmuştu. Arayayım da yemek olacak mı olmayacak mı bir öğreneyim." dedim ve kapıya kadar Nihan'a eşlik ettim. Arabasına binip bana el salladığında ben de bahçeye geri döndüm. Boş kalan fincanları toparladım ve mutfağa gittim. Fincanları sudan geçirmek için hamle yapmıştım ki Eflatun abla arkamda belirdi ve hızla elimden fincanları aldı.
"Aman Siyah Hanım, bırakın ben toparlarım. Zaten kahveleri de bana yaptırmadınız." Eflatun ablaya baktım. Her zaman onun anaçlığına karşı soğuk durmuş, aramıza bir duvar örmüştüm. Artık bu konuda bir aşama göstermek isteyerek ilk adımı atacaktım. Bu yüzden biraz da çekinerek ona baktım. Nasıl söylemem gerektiğini düşünerek etrafında dönüp durdum. Fincanları yıkamaya koyulduğunda göz ucuyla beni izledi. Neden peşinden dolandığımı merak ediyor olmalıydı. Daha fazla uzatmadan kolunu tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Persona Maskesi
Fiction généraleWattpadRomanceTr | Yetişkinliğe Adım Atanlar Bu hikâyenin başrol kahramanının gerçek bir kimliği, adı, doğum yeri ve ailesi yoktur. Siyah, on bir yaşında bir çocuk iken ölmeyi dileyen, büyük acılar ve travmalar yaşamış bir kızdır. Tren rayının üzeri...