Bölüm 14 | İskoç Eteği

99 7 94
                                    

Bir süre sadece bilgisayarının ekranına baktı ve ellerini birleştirerek ciddi bir ifadeyle düşündü. Bu sessiz geçen dakikalarda yalnızca onu incelemekle yetindim. Alnında beliren ince bir damar gözlerini kısıp daha ciddi bir ifadeyle baktığı her an titreşiyordu. Burnuna doğru düşmek üzere olan gözlüğü düzeltti ve nihayet ekranın gerisinden bana baktı.

"Zeugma planını yeniden tasarlamadan önce Nora'yı oyalayacak bir plan hazırlamalıyız."

"Nora?" dedim masaya doğru eğilip dikkat kesilerek.

"Nora Isabelle Morgan. Kendisi teslimatı alacak kişiydi. Amerika'da bağlantımız." Verdiği ilk bilgi karşısında heyecanlanarak telefonumu çıkardım ve not aldım. Bu hareketim karşısında afallayarak bana baktı.

"Ne yapıyorsun?"

"Not alıyorum. Sakıncası var mı? Seninle çalışacaksam her detayı aklımda tutup ona göre hareket etmem gerekiyor."

Emin olamadığını hissetsem de başını ağır ağır salladı.

"Ekibinle paylaşmayacaksın. Sadece seninle çalışıyorum."

"Emin ol, senin kaçakçılık işlerinle ilgilenecek durumda değiller." Bu dediğime boğuk bir sesle güldü.

"Ya? Daha önemli işleri var demek?"

"Devam etsek? Şu Nora hanımefendiden biraz daha söz etsen mesela?" dedim saçma yorumlarına katlanamayarak. Bilgisayarında birkaç kez tıklama yaptıktan sonra yeniden ilgisini bana çevirdi.

"Nora ile ilgili bilmen gereken daha fazla bir şey yok. Kendisi yalnızca parçayı teslim alıp ilgili kuruma iletecek."

"Kurum?" dediğimde kalbim hızla çarpıyordu. Kayıp parçaların yerini tespit edebilirsek Deniz'in işlerini gizlice baltalamak çok daha kolay olabilirdi.

"Bir üniversitede sergilenecek." Göz göze geldik. İsim vermesi için yalvarırcasına baksam da umursamadı. Yine de isteğimin bu olduğunu anlamış gibiydi. Önüme yalnızca birkaç kırıntı bilgi atıyor ve geri çekiliyordu. Yine de bu bilgileri de hızlıca telefonuma kaydettim. Zamanı gelince elbette daha detaylı bilgi toplayabilirdim.

"Daha önceki yıllarda Çingene Kızı'ndan on iki parça kaçırıldı. Pan Maskesi, Genç Satir... Ancak şimdi tüm bu parçalar Türkiye'ye döndü. Bu ay biriyle başlamak üzere ileriki aylarda da yapacağım teslimlerle beş parçayı tamamlamam gerekiyordu."

"Teslimi Nora'ya karşı sen mi yapıyorsun?"

"Fazla sorguluyorsun, Siyah. İşime bu kadar dahil olamazsın. Fakat yüzeysel cevap vereceğim. Teslimi ben yapmıyorum. Bu kadar küçük bir pozisyonum yok." Cevabını verirken yüzüne büyük bir gülümseme yayıldı. Detaylı bilgi alamıyor oluşumdan keyif alıyor gibiydi. Derin bir nefesi içime çektim. Zaten konuşmamızın her anında küfretmemek için kendimi zor tutuyordum. Uysal bir çalışan rolüne bürünmek, Deniz'den bilgi alabilmek adına daha doğru olacaktı. Her ne kadar mümkünse...

"Teslimi almadan önce Nora'nın buluşma noktasına gelmesi için ikna olması gerekiyordu. Bunun için de müzeden alacağımız bir görüntü işe yarayacaktı. Parçanın yokluğuna dair net bir fotoğraf karesi. Ancak ne yazık ki Persona görevinde başarısız olunca Nora'ya bu fotoğraf gitmedi."

"Bu fotoğrafı hala atma şansımız olsa... Vakit kazanır mıydın?" Bu sorum karşısında merakla bilgisayarının ekranın aşağıya doğru indirdi ve tek kaşını kaldırarak konuştu.

"Aklındaki ne?"

"O fotoğrafı parçayı getirmeye gerek kalmadan alabilirim. Tabi fotoğrafı atmak süre kazandıracaksa."

Persona MaskesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin