Bölüm 53 | Beyaz'ın Hikayesi

32 4 0
                                    

"Bu mantıklı bir yol olabilir. Ancak Alya'nın bunu kabul edeceğini düşünmüyorum." dedim gerçek düşüncelerimi söyleyerek. Persona'ya ek bir şube açma düşüncesi iyi olabilirdi, böylece kendi kimliğini bulmada zorluk çeken daha fazla sayıda kişiye ulaşabilir ve ekstra kazanç da elde edebilirdik. 

"Bir de işleyiş konusu var. Alya, Persona'nın gerçek işleyişini bilmiyor. Yeni açılacak şubeyi ona verirsek amacımızdan sapmayacak mıyız?" dedi Beyaz, bir başka konuya parmak basarak. 

"Güvenilir müşterilerimizin yönlendirmesiyle gelen yabancılar dışında kimseye güvenemeyiz. Elbette ona bir şey söylemeyeceğiz. Ama belki de gerçekten de oyunculuk ve tiyatro üzerine destek verilebilecek bir şube açılamaz mı?" Gri'nin pozitif bakış açısı, ister istemez Beyaz ve beni de etkilemişti. Her ne kadar Alya ismindeki bu kadından ilk görüşte hoşlanmasam da bize kazançlı işler getirebileceğini ben de fark etmiştim. 

"İsterseniz bu durumu Mavi'ye de anlatalım. Onun da Persona'da söz hakkı olmalı. Hepimiz bu Alya'nın davet ettiği yemekte buluşup bu konuyu konuşabiliriz." 

Gri'ye meydan okurcasına baktım. 

"Sen hayırdır ya? Bu yemeğe gitmek istiyorsun da bahane mi arıyorsun bana mı öyle geliyor?" dediğimde güldü. 

"Siyah, kıskançlık yapmanın sırası değil." dediğinde inanamayarak küçük bir kahkaha attım. Kendimi gösterdim ve "Ben?" dedim bu çok komik bir cümleymiş gibi. 

"Kıskanmadın mı?" dedi Gri, üzerime gelerek.

"Kıskanmadım. Kıskansaydım tanışmak adına uzattığın eli bile uzatamazdın." dediğimde o da yapma ya dercesine gözlerini kıstı. Birbirimize her meydan okumamızda başlarımız istemsizce birbirine daha çok yaklaşıyordu. Beyaz, bu inatlaşmadan kaçmak istercesine ellerini kaldırıp ayağa kalktı. 

"Benden bu gece bu kadar. O zaman yarın şu yemek meselesini konuşuruz?" dediğinde ayağa fırladım. Tam önüne geçtiğimde Beyaz, afallayarak duraksadı. 

"Benim seninle konuşmam gereken çok ciddi bir mesele var ama?" dediğimde Gri de meraklanarak hemen arkamdan ayağa kalktı. Tam arkamda güvenlik koruması misali gerilerek durduğunu hissedebiliyordum. Arkaya doğru kısa bir bakış attığımda tam da düşündüğüm gibi neyi kaçırmış olduğunu anlamaya çalışarak pür dikkat bizi izlerken kollarını göğsünde kavuşturmuş bir şekilde bekliyordu. Gri'yi görmezden gelerek Beyaz'a döndüm. Beyaz, Kırmızı konusuyla alakalı konuşacağımı anlamış gibi gözlerini kaçırdı. 

"Siyah çok uykum var. Yarın konuşsak?" dediğinde beni ötelemeye çalıştığını biliyordum. Yine de bu geceliğine kaçmasına izin verdim. 

"İyi bakalım. Sabah kapındayım." deyince Beyaz, kaçışı olmadığını anlamasına rağmen omuzlarını düşüre düşüre, ağır adımlarla yanımdan uzaklaştı. O merdivenleri çıktığı esnada, ben de arkamı döndüm. Hala sopa yutmuş gibi karşımda durduğunu fark edince Gri'ye baktım. 

"Ben de yatacağım." dedim önümden çekilmesini bekleyerek. 

"Neymiş bu çok ciddi mesele? Ben ne kaçırdım?" dedi ciddi kelimesini söylerken parmaklarını havaya kaldırarak. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. 

"Sen de her şeyi merak etme, Sarp efendi. Bazı şeyler Beyaz'la benim aramda sır." dedim ve parmaklarımla burnunu sıkıştırıp güldüm. Gri'nin bu durum hoşuna gitmemişti, yine de bir şey demeyerek odama çıkarken peşime takıldı. Odamın kapısını açıp Gri'ye iyi geceler öpücüğü vermek için durdum. Kapının kolunu tutarken Gri'ye doğru uzandım ve dudağına küçük bir öpücük bıraktım. 

Persona MaskesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin