Persona'da saatlerdir uyuyordum. Üzerimden asla atamadığım bir yorgunluk vardı ve kendimi odama kapatalı çok olmuştu. Damla'yı evinden alıp yola çıkacağımız saate kadar çıkmak istemediğimi söylediğimde Nihan bendeki ruhsal değişikliği fark etmesine rağmen asla sorgulamamış ve herkesi beni rahatsız etmemeleri konusunda tembihlemişti. Akşam saat altıda görevimiz başlayacaktı. Alarmımın çalmadığını fark edince saati kontrol ettim. Yaklaşık yarım saat erken uyanmıştım. Yataktan doğrulacak gücü bile bulamayarak gözlerimi tavana diktiğimde hiçbir kıpırtı göstermeden düşündüm. Neyi yanlış neyi doğru yaptığımı tartmak isteyerek kendi kendimle bir münakaşaya girdim.
Gri, Persona'ya uğramamıştı. Kavgamızdan sonra onu bir daha görmemiş ve endişelenmiştim. Her ne kadar canımı acıtacak boyutta şeyler söylese de, her ne kadar beni görmek istemediğini bilsem de onun iyi olduğunu duyma isteğimi bastıramıyordum. Bu yüzden Beyaz'ı aramış ve ondan bilgi almaya çalışmıştım. Beyaz, bu konuda gerçekten zorlanarak beni geçiştirmeye çalışmıştı. Fakat sonra, dün akşamüzeri beni yeniden aradığında Gri'ye yakalanmaktan korkarcasına sessizce konuşarak beni rahatlatmıştı. Beyaz ve Kırmızı, kiralık bir eve yerleşmişlerdi. Gri de ikinci bir kapı olarak onların evine gitmişti. Beyaz, onu son derece mutsuz bir halde yakaladığında Gri'nin mahallede başıboş dolandığını anlattı. İçmişti ve ayakta duracak kadar gücü yoktu. Beyaz, onu evine götürmek istediğinde epey kızmış ve gitmek istemediğini söylemişti ama Beyaz elbette onu yalnız bırakmamıştı.
Beyaz, aramızdaki problem her neyse halledeceğimize inanıyordu. Ona aramızı bozan şeyin bir çocuk meselesi olduğunu anlatamadım. Beyaz, en azından yarın bu küslüğe bir son vermemiz gerektiğini söyledi. Çünkü Deniz'i yakalama yolunda ne yaşayacağımızı bilmiyorduk. Haklıydı, onunla küs bir şekilde göreve çıkmak istemezdim ama onun benimle konuşmayacağının da farkındaydım. Beyaz'a teşekkür edip telefonu kapattıktan sonra odama gitmiştim ve şimdi de hala yatakta yatıyordum.
Gri ile olan tartışmamız aklımdan çıkmıyordu. Onun açısından bakmaya çalışarak kendi karmaşamı bir kenara bırakarak gözlerimi kapattım. Bunu neden çok istiyor olabilirdi? Anlamayı dene, dedim kendi kendime. Baba olmayı nasıl bu kadar çok düşleyebilirdi? Aslında, Gri ile olan durumumuz farklı sayılmazdı.
Ben, nasıl anneliği öğrenememişsem o da babalığın ne olduğunu öğrenememişti. Daha doğrusu ikimiz de kötü tecrübeler yaşadığımız için anne ve babalığı yanlış yollardan öğrenmiştik. Babasıyla hala görüşmeyecek kadar öfke doluyken kendi çocuğuna aynılarını yaşatmayacağını nasıl bilebilirdi? Gri yapmazdı. Babasına benzemiyordu. O beni bile bir bebek gibi severdi. İnce düşünceli, nahif, anlayışlı ve sevgi doluydu. Mahalledeki çocuklarla bile inanılmaz bir bağı vardı. Çocuklar onu severdi, o da çocukları. Belki de bu yüzden kendisinin harika bir baba olacağına emindi. Peki ya ben?
Sırf anaç bir ruha sahip olduğu için Eflatun ablayla arama duvarlar örmüştüm. Bana her ne kadar bir annenin evladına verebileceği en güzel duyguları verse de Nihan'a anne diye seslenmekten kaçınmıştım. Çocuklarla mümkün olduğunca iletişim kurmuyordum. Onların renkli dünyalarını bir yetişkin olarak kıskandığım için kendime kızıyor ve sırf bu yüzden onlara yaklaşmamayı tercih ediyordum. Ben kendi sorunlarını çözerken bocalayan, hayatına yeni yeni tutunmaya başlayan biriydim. Bir çocuğu nasıl koşulsuz sevebilirdim ki?
Ona ne yapmam gerekiyordu mesela? Annem beni hiç öpmemişti, sarılmamıştı, beni kötülüklerden korumamıştı ve hatta kötülüklerin kendimde ibaret olduğuna inandırmıştı. Tüm bu masum duyguları yaşayamadan benim günahsız bir bebeğe bu duyguları yansıtmam mümkün müydü?
Derin bir nefes alıp gözlerimi açtım ve yataktan doğruldum. Sonuna kadar kapattığım perdeleri açtım ve içeri ışık girmesini sağladım. Gözlerim karanlığa o kadar alışmıştı ki aniden içeriye sızan güneşle gözlerimi kapatmak zorunda kalmıştım. Aynadaki yansımama gözüm takıldığında dağılmış saçlarıma ve yüzümdeki yorgunluğa baktım. Aynaya yaklaşıp parmaklarımı yüzüme dokundurdum ve ilk kez kendimi incelercesine inceledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Persona Maskesi
General FictionWattpadRomanceTr | Yetişkinliğe Adım Atanlar Bu hikâyenin başrol kahramanının gerçek bir kimliği, adı, doğum yeri ve ailesi yoktur. Siyah, on bir yaşında bir çocuk iken ölmeyi dileyen, büyük acılar ve travmalar yaşamış bir kızdır. Tren rayının üzeri...