"Sıradaki sevkiyat on bir temmuzda öyle mi?" dedi Mavi, emin olmak isteyerek. Fikri, başını salladı.
"Yani, eğer yöntemlerinde bir değişiklik yapmadıysalar evet. Nora ve Alex'i yakalamak istiyorsanız bu sevkiyatı beklemeniz gerekir. Çünkü onlar ancak eserleri teslim almak için ortaya çıkarlar. Eserlerin kontrolünü Nora, bizzat kendisi yapıyor. Eğer Nora'yı yakalarsanız otomatik olarak Alex'i de yakalarsınız çünkü birinin tehlike altında olması ötekinin ortaya çıkmasını da sağlar. Bulgaristan'daki ekip doğrudan Amerika'ya gider. Amerika'da Nora'yla buluşur. Eğer Bulgaristan'daki ekibi yakalarsanız onlar sizi Nora'ya götürür."
"O zaman Nora'yı da yakalarsak iş biter." dedi Gri, olaya nokta koyarak.
"Yirmi Haziran'a kadar Deniz, Türkiye sınırları dışına çıkmaz. Üçünü de hak ettiği yere götürüyoruz. Eserleri de kurtarıyoruz." dedi Mavi edindiği tüm bu bilgileri not alarak.
Fikri, müsaade istediğinde Beyaz hemen peşinden ayaklandı.
"Hemen gidiyor musun? Kalabilirsin, yani sen de istersen. Biraz konuşabiliriz diye düşündüm." Bunun üzerine Gri, hafifçe güldü. Göz göze geldiğimizde bana ikisini işaret etmişti. Bak gör, yine hayal kırıklığı yaşayacak dercesine bakışlarıyla konuşuyordu. Sessizce onları izledim.
"Aslına bakarsan bunu çok isterim." dediğinde babasına şaşkınlıkla baktık. Beyaz, bu cevaba o kadar tatmin olmuştu ki neredeyse kahkaha atacaktı.
"O zaman... Persona-"
"Başka yerde konuşun." dedi Gri, sandalyesini gürültülü bir şekilde çekip dikkatleri üzerine çekerken.
"Buraya yakın bildiğim bir kafe var, genelde sakin olur. Dilersen oraya geçebiliriz, oğlum." dedi Fikri, oğlum kelimesinin üstüne basa basa. Yutkundum, Beyaz'dan aldığı destekle daha da cesaretlenmişti. Fakat öte yandan böyle davranarak bir diğer oğlunu daha da uzaklaştırıyordu.
"Tamam... Ben... Mavi'yle bir şey konuşup geleceğim." dediğinde Fikri, daha fazla oyalanmadan odadan çıktı. Bizim çıkmamızı beklemeden Beyaz, doğrudan Mavi'nin yanına gitti ve açık açık aklındaki soruyu sordu.
"Babama ne olacak? Bu anlattıkları onu da etkiler mi?"
"Muhtemelen para cezasıyla yırtar ama yine de yargılanacak, Beyaz. Hakimin vereceği karara bağlı. Çok üzgünüm ama onu bu davadan ayrı tutamayız."
"Elbette yargılanacak. Umarım en ağır cezayı alır." dedi Gri, Mavi'ye destek olurken. Beyaz, bunun üzerine göz devirdi. Mavi'nin teşekkür edercesine göğsüne vurup odadan çıkarken Gri bana döndü.
"Beyaz'ı yalnız bırakmasan olur mu? Onunla birlikte aynı yerde kalıp bir nefes daha almak istemiyorum ama aynı zamanda Beyaz'ı da onunla yalnız bırakmak istemiyorum."
"Ona sormam lazım. Eşlik etmemi isterse edebilirim ama baba oğul yalnız konuşmak isterlerse, buna karışamam Gri." dedim.
"Onunla gelmene karşı çıkmayacak. Çünkü Beyaz ona ne kadar değer veriyorsa aynı zamanda ondan o kadar da korkuyor. O yüzden lütfen Siyah. Bir an önce onunla gitmeyi teklif eder misin?"
Bunun üzerine Gri ve diğerlerini odadan bırakıp Beyaz'ın peşine takıldım. Odadan çıktığımı fark eder etmez babasından izin isteyerek yanıma geldi. Tam ona eşlik etmeyi teklif edecektim ki zihnimi okumuş gibi önce o davrandı.
"Siyah... Senden bir şey rica etsem çok mu tuhaf kaçar diye düşünüyorum."
"Ne istersen." dedim omuz silkerek.
"Şey... Ben onunla baş başa konuşmaya hazır değilim de... Ama yine de bu fırsatı kaçırmak da istemiyorum. Benimle gelmeni istesem... Ama gelmek istemezsen anlarım. Bunu yapmak zorunda değilsin. Sonuçta Gri istemiyor, yani senin de dahil olmanı istemiyordur. Aranızın benim yüzümden bozulmasını-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Persona Maskesi
General FictionWattpadRomanceTr | Yetişkinliğe Adım Atanlar Bu hikâyenin başrol kahramanının gerçek bir kimliği, adı, doğum yeri ve ailesi yoktur. Siyah, on bir yaşında bir çocuk iken ölmeyi dileyen, büyük acılar ve travmalar yaşamış bir kızdır. Tren rayının üzeri...