Bölüm 20 | Denize Aşık Adam

70 6 5
                                    

Mavi, anlatmayı bitirdiğinde elim istemsizce boğazıma doğru gitmişti. Nefes almaya çalışarak boğazımı sıvazladığımda boğuluyormuş gibi hissettim. Birbirimize bağlı olmamızın yanında ne kadar da geçmişimizden bihaber yaşıyorduk. Gri ve Beyaz'ın yaşadıklarını da biliyor sanıyordum ama şimdi Mavi'nin geçmişini dinledikten sonra onların hayatını da detaylıca dinlemediğimi fark ettim. Kim bilir Gri ve Beyaz'ın anlatmadığı, anlatamadığı daha ne gerçekler vardı hikâyenin görünen yüzünün ardında. Mavi, sanki o günü tekrar yaşamış gibi gözyaşlarını akıttığında toparlanmaya çalışarak ıslak yanaklarını sildi ve yüzünü iki elinin arasına gömdü. Utanması gereken o değilken saklanmaya çalışıyordu. Bir anda o küçük Poyraz oluvermişti. Cesur olamadığı için kardeşinin ölümüne sebep olduğuna inanan o minik, masum çocuktu. Gri de ona benzer bir hareketle oturduğu sandalyesinde öne doğru eğilmişti. Bakışları yere sabitlenmişti. Derin derin düşünüyordu. Mavi'nin anlattıklarını tartmaya çalışıyordu. Gözüm Beyaz'a kaydı. Dolu dolu olan gözlerini kırpıştırdı ve başını kabullenmek istemeyerek salladı. Nihan ise şok geçirmiş gibiydi. Hala Mavi'yi izliyordu.

Gri, ayağa kalktı. Önce nereye gideceğini ne yapacağını bilemeden arkasını döndü ve demirlere tutunarak derin bir nefes aldı. Sonrasında yanımıza döndü, Mavi'nin omzuna elini koydu. Gri ile göz göze geldiğimizde bana biliyorum der gibi baktı, gözleriyle onay verdi ve başını salladı. Konuşmasa da ne demek istediğini anlayabiliyordum. Evet, Mavi'nin yanında olma zamanı geldi. Biliyorum, bize ihtiyacı var.

Aramızdan Mavi'ye en kızgın olan o olmasına rağmen yanı başında diz çöktü ve kollarıyla onu sardı. Mavi, o kadar şaşırmıştı ki ağlamasına son vererek başını kaldırdı. Avuç içlerini gözlerine bastırarak bir kez daha kızarmış gözlerini sildi ve şaşkın bakışlarla Gri'ye baktı. Gri'nin samimi olduğunu görünce o da sarılışına karşılık verdi.

Gülümsedim ve gözümden bir damla yaş akarken ben de Beyaz ile birlikte ayağa kalktım. Bize doğru yürürken elimi ona uzattım ve ikimiz de Gri ve Mavi'ye dıştan sarıldık. Dördümüz küçük bir sevgi yumağı olmuşken Nihan'ın ağlamaktan kısılmış sesiyle sızlanmasını işittim.

"Aaa bana yer bırakmadınız ama! Ayrıca beni duygulandırıyorsunuz. Bu gece bu kadar ağlama yeter, lütfen."

Yavaş yavaş kollarımızı çekip aramızda yeniden boşluk bıraktığımızda hepimiz yanaklarımızı siliyorduk.

"Yalnızca sokak çocuğu olduğunu biliyorduk. Öyle söylemiştin." dedi Beyaz, Mavi'nin yanından ayrılmadan. Mavi, başını salladı.

"Onunla gittim, yeleği giydim. Sonra da bir daha onu görmemek üzere yanından kaçtım. Kaçmayı başardığım gün, benim için yeni bir sayfa açılmıştı."

"Persona'ya geldin." dedim gülümseyerek. Yıllar sonra ona ilk defa gülümsemiş olmamın verdiği mutlulukla dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

"Size geldim. Kan bağı olmadan aile olmayı başarmış siz çocuklarla karşılaşınca yanınıza gelmekten çekinmedim."

"İyi ki geldin." dedi Beyaz, bir kez daha Mavi'nin koluna yapışıp sarılmaya çalıştığında. Gri'nin ensesine bir şaplak atmasıyla inledi ve geri çekildi.

"Yeter lan! Aşk böcüğü oldun iyice."

"Of Gri ya! Sen sarılınca hava hoş, biz sarılınca mı dert oldu?"

"Harbiden oğlum, ne oldu sen bir yumuşadın sanki?" dedi Mavi, Gri'ye pas atarak. Gri, omuz silkti.

"Yok ya... Yok öyle bir gecede kardeş bilmek." Ağzından çıkan kelimeler bunlar olsa da hepimiz biliyorduk ki Gri, Mavi'yi deliler gibi özlemişti.

Persona MaskesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin