Bölüm 47 | Anne

36 3 8
                                    

Mavi, üzerinden tırla geçmiş gibi bir etki yaratan bu cümle karşısında donakaldı. Bunun ne anlama geldiğini idrak ettiği an sinirle gözlerini yumdu ve açtı.

"Hayır ya, hayır, hayır, hayır!" dedi gittikçe yükselen sesiyle. 

"Mavi, senin olduğunu bilmiyor." dedi Gri, onu sakinleştirmeye çalışarak. 

"Ne kadarını anlattın? Ne tepki verdi?" dedi Mavi, Gri'ye karşı sert bir ses tonu kullanarak. 

"Oğlum bana bağırma!" Gri, de sinirlenmeye başlamıştı. İkisinin arasına girip ikisini de sakinleştirmeye çalıştım. 

"Sakin olur musunuz? Gri, Avcı kimliğini bildiğimizi söyledi. Yaptığı katliamın açığa çıkmasının an meselesi olduğunu söyledi. Deniz, tabi ki bu gerçeği reddetti ancak nereden bildiğimizi sordu, Mavi. Bu bile bir kabulleniş sayılabilir." Mavi, biraz daha sakin bir tavırla yaklaşarak derin bir nefes aldı ve tüm paniğini bir kenara bıraktı. Bir kez daha asıl merak ettiği soruyu yineledi. 

"Ne tepki verdi?"

"Asıl sorman gereken de bu. Panikledi, Mavi. Onun gözlerinde ilk defa korkuyu gördüm. Özgür'ün peşinde olduğundan, yani senden delice korkuyor."

"Çünkü her şeyini yitirmiş bir çocuğun kaybedecek hiçbir şeyi yok. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan birinin alacağı intikamın boyutundan korkuyor olmalı." dedim Gri'yi destekleyerek. Mavi başını olumsuz anlamda salladı. 

"Var. Kaybedecek bir şeyim var. Siz varsınız." dedi bir kez daha endişe dolu bir sesle konuşarak. Gri, yumuşayarak ona doğru bir adım attı ve eliyle omzunu sıktı. 

"Oğlum senin olduğunu bilmiyor ki... Özgür'ün bizim dostumuz olduğunu, yanı başımızda olduğunu bilmiyor." 

"Ayrıca bizim için endişelenmeyi de bir kenara bırak. Kendi başımızın çaresine bakabiliriz. Sen olsan da olmasan da biz bu bataklığa girmiştik." dedim Deniz'in onu bizimle tehdit etme ihtimaline yönelik konuşarak.

"Ya öğrenirse? Kimliğim açığa çıkarsa polis olduğumu da bildiğinden ben daha onun peşine düşemeden bu ülkeden çıkmış olur." Mavi'nin endişesini anlayabiliyordum. Gri'nin bu konuyu açtığı anda ben de şüpheyle yaklaşmıştım. Fakat Deniz'in tepkisini gördüğüm için nedense bunun doğru hamle olduğunu hissetmeye başlamıştım. 

"Tartışmayı bir kenara bırakalım. Beyaz, bizi Persona'ya çağırıyor. Selin'den öğrendiklerini anlatacaklardır." dedi Gri, konuyu kapatarak. Mavi, bunun üzerine daha fazla yorum yapmadı. Fakat arabasına yöneldiğinde Persona'ya gelmeyeceğini söyleyerek bizi şaşırttı. 

"Bir süre Persona'ya gelmeyeceğim. Deniz, Özgür'ün dostunuz olduğunu düşünerek Persona'yı göz hapsine alacaktır. Orada görülme riskini alamam." Bu dediği mantıklı gelince karşı çıkmadık. Ona edindiğimiz bilgileri mesaj atacağımızı söylediğimizde bunu da kabul etmedi. Mesajlarının Esim tarafından görülme ihtimaline karşılık, bunun yerine uygun bir zamanda onun bizi arayacağını söyledi. Gri'nin arabasına bindiğimizde Mavi'nin aracından gözümü ayırmadan konuştum.

"Sanırım Mavi'den bir özür dilemen gerekiyor." Gri, bunu kabul etmeyerek başını salladı ve arabayı Persona'ya doğru sürdü.

"Hayır. Sadece fazla endişeleniyor ama ben doğru yaptığımı biliyorum. Deniz, çok yakında bir hata yapacaktır. Çünkü kafasına bir soru işareti yerleştirdim. Bu zamana kadar açık vermemesinin sebebi kusursuz olduğuna inanmasıydı." 

Belki de Gri'ye kızmam gerekirdi. Her zamanki gibi ona temkinli hareket etmediği için öfkelenebilirdim veya Mavi'den özür dileyip aralarındaki gerilimi düşürmesi için ısrar edebilirdim. Ancak hiçbirini yapmadım. Çünkü Gri'ye bu konuda katılıyordum. Deniz'in tepkisini bizzat kendi gözlerimle gördüğüm için Gri'nin planı mantıklı geliyordu. Persona'ya geldiğimizde doğrudan çalışma odasına ilerledik. Armağan abi üyelerimizi çalıştırdığı için etraf kalabalıktı. Neyse ki çalışma odasında bizi bekleyen Beyaz ve Kırmızı'nın yanına girdiğimizde kapıyı kapatarak Persona'daki gürültüyü ardımızda bırakmıştık.

Persona MaskesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin