Sabahın yedisinde telefonum çaldığında ne olduğunu anlamayarak yataktan fırladım. Acil bir şey olduğunu düşünerek uyku serserimi telefonuma uzandığımda telefonumu yere düşürmüştüm. Yere düşürdüğüm telefonu alıp ekranı açtığımda arayanın Eren olduğunu gördüm. Derin bir nefes alıp ayılabilmek için çabaladım. Sonra daha fazla bekletmeden telefonu açtım.
"Efendim?"
"Günaydın. Bu kadar erken uyandırmak istemezdim ama Alya Hanım gelmiş." Ağzım şaşkınlıktan açılırken sinirle elimi saçımın arasından geçirdim. Harika. Tabi ki tüm çalışanların gözüne girebilmek için dakik ve disiplinli olduğunu göstermek istiyordu. Eline geçen her fırsatı kullanacağını ve ne kadar hırslı birisi olduğunu o an daha iyi anladım. Bu yüzden ona karşı ağırdan alma şansım olmadığının bilincinde olarak hızla ayağa kalktım.
"Tamam, Eren. On dakikaya geliyorum. Sen onu bir dosyalarla tanıştır." dedim ve telefonu kapattım. Üzerimdeki pijamalara bakıp iç çektim. Hemen giyinmeli, üzerime çekidüzen vermeli ve karşısına uygun bir şekilde çıkmalıydım. Ayağa kalkıp dolabımın kapağını açtığımda biri odamın kapısına vurdu. Gelmesini söylediğimde kapı açıldı ve karşımda Mavi'yi gördüm. Üzerini çoktan giyinmiş ve hazır bir şekilde ayakta dikiliyordu. Hala saçlarımın dağınık, yüzümün uykulu ve pijamalarla olduğumu görünce gülerek bana baktı.
"Siyah Hanım, Alya Hanımlar gelmiş. Kendisi enerji hapı içmiş gibi hazır bir şekilde Persona'nın kapısına dayanmış. Böyle giderse maazallah kaybedersin bak." Yatağımın üzerindeki yastığı alıp ona atacakmış gibi yaptım.
"Mavi bak seni bir döverim... Bir daha Alya'ya yürüyecek halin kalmaz." dediğimde elleriyle yüzünü kapatarak siper aldı.
"Şaka ya valla şaka!" dediğinde yastığı geri bıraktım.
"Çık git! Sinirimi bozma benim. İn bak bakalım, ne yapıyorlar. Ben de geleceğim." dediğimde daha fazla ikiletmeden kapımı usulca kapatıp söylediğimi yaptı. Bugün için üzerime şık bir tulum seçtim ve giyinmeden hemen önce banyoya giderek elimi yüzümü yıkadım. Saçlarımı güzelce tepeden atkuyruğu yaptım ve hafif bir makyaj yapıp tulumumu giymeye koyuldum. Kapım yeniden tıklatıldığında yine Alya'dan bir haber geleceğini düşünerek panikle kapıyı açtım. Bu kez karşımda Gri'yi görünce soru sorarcasına ona baktım.
"Ne oldu? Yoksa çoktan kalpleri fethetti mi? Eren, onu oyalamadı dimi? Geliyorum ben halledeceğim." dediğimde paniklemeye başladığımı fark eden Gri'nin dudakları hafifçe kıvrıldı. Ellerimi tuttu ve beni yavaşça kendine doğru çekti.
"Ooo durum ciddi. Benim sevgilimi kim böyle endişelendirdi? Bir nefes al ve ver bakalım." dediğinde bir nefes verdim.
"Of sorma! Mavi sabah sabah kapıma geldi, asabımı bozdu." dediğimde kaşlarını çattı. Parmağıyla hemen arkasını işaret edip kısa süreliğine yanımdan uzaklaştı ve aşağıya doğru bakıp yanıma geri döndü.
"Nerede o? Döveyim mi?"
"Hayır, saçmalama. Şu çocuğu bir rahat bırak. Geldiğinden beri zaten didişip duruyorsunuz." dedim gülerek.
"Bizim normalimiz bu. Bir görsen zaten odasından nasıl mutlu çıktı... Odasına dokunmadığımız için duygulanmış. Geldi sırnaştı yine eşek." dedi. Doğru, Mavi Persona'da kalmayalı yıllar olmuştu. Üstelik ara sıra temizlemek için girip çıktığımız odasında kolay kolay hiçbir eşyasını da yerinden oynatmamıştık. Sanki yeniden geleceğini hissetmiş gibi o odayı kapalı tutar ve kimseye de vermezdik.
"Daha fazla üstüne gitmeyelim. Zaten yılların eksikliğini çekiyor." dediğimde Gri, bana katıldığını gösterircesine başını salladı. Anca fark etmiş gibi gözlerini kısıp beni baştan aşağıya süzdü. Hemen ardından tek elimi tutup beni kendi etrafımda bir kez döndürdü. Bir ıslık öttürdüğünde utanarak gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Persona Maskesi
General FictionWattpadRomanceTr | Yetişkinliğe Adım Atanlar Bu hikâyenin başrol kahramanının gerçek bir kimliği, adı, doğum yeri ve ailesi yoktur. Siyah, on bir yaşında bir çocuk iken ölmeyi dileyen, büyük acılar ve travmalar yaşamış bir kızdır. Tren rayının üzeri...