Alabilir miydim ?
Hayır. Kalpleriniz bir yana dursun kalp atışları bile aynı ortamda duyulmayacak kadar ayrıydı bizimki.
Ama böyle söyleyemedim. Dilimin ucuna gelmedi. Çünkü tek istediğim Elanın iyi olmasıydı.
"Evet." Bir zehir gibi ağzımdan çıkmıştı. Beni ne kadar zehirlediğini bilmiyordum. Sadece zehri atmam gerekiydi. Kabul ediş sözümün benim zehrim olacağını biliyordum. Benden bir şey istiyecekti ve ben yine o zehirde boğulacaktım. Abimin yokluğuyla beni boğmuştu. Abimle aramızı zehirlemişti. Beni zehirlemiş ve tek bırakmıştı. Şimdi kim kalmıştı ? Ailemden kimse kalmamıştı. Yalnızdım. Tamamen yalnızdım.
Zehrimde boğulurken ne abim yanımdaydı ne de bir başkası. Bu ikinci kabul edişimdi. İkinci zehrin ağzımdan çıkışıydı. İlkini tahmin edememiştim ama bunu ediyorum. Ağzımdan çıkan zehir beni yine zehirleyecekti. Kenan beni yine zehirleyecekti. Çünkü Kenan iyi biri değildi. Ben aptal değildim. Diğer kızlar gibi dışınıda bilmiyordum. Ben içini biliyordum. Onun içindeki zehri ancak ben görürdüm.
"Zamanı geldiğinde söyleceğim isteğimi. Dediğinide yapacağım. Ela ile Raşitin evliliğini bozacağım. Elayı ve Selini himayeme alacağım." Başımı salladım. Tatmin etmişti. Sözleri içime su serpmişti adeta. Her zaman ilk böyle olurdu aslında. Çünkü zehrini salmamamıştır daha.
Yemeklerimiz geldi. Ben somon yerken o et yiyordu. Masa dop doluydu. Mezeler farklı yemekler içecekler ile donatılmıştı. Gözlerim ara sıra çökmüş havaya değiyordu. Denizin rengi artık siyahtı. Siyah denize bakarken görüş alanıma masadaki beyaz güller düşüyordu.
Özür dilerim Fidan. Zehri bir kere tattın. İkinciyide tatmak zorundasın. Seni kahrettiğini biliyorum.
Abimi bir aya yakındındır görmüyordum. İlk kez bu kadar uzak kalmıştım abimden. Abisinin dibinden ayrılmayan küçük kız için can yakıcıydı. Sesini duymayalı sanki çok uzun bir zaman olmuştu. Hatta korkuyordum. Sesini unutmaktan. Belki uzun bir süre sonra bir ölü misali unuturdum ama son sözlerini asla. Unutamayacağım tek söz olabilirdi.
Yemek bitmişti. Arabada sesiz bir şekilde ilerliyorduk. Kafama takılan soruyla gözlerimi Kenana çevirdim.
"Haberciler neden annenle aramızın kötü olduğunu düşünüyor ?" Gözlerini bana çevirdi. Karanlıkta bile canlılığını kaybetmeyen mavi gözleri vardı.
"Annem magazin özlellikle moda sektöründü iyi bir yere sahiptir. Bir röportajında benim için gelin adayının moda sektöründen biri olmasını istediğini söylemişti. Bunu neden söylediğini başta anlamamıştım ama annemin gerçektende modaya olan tutkusu bilinen bir şeydir. Sahip olduğunuz çoğu mağazanın öncülünü yaptı annem. Her mağazamızla özenle ilgilendi. Tasarımları dizaynı olsun her şeyine kadar emekleri vardır. Sanırım gözler önünde olmayı seviyor. Takdir görmeyide. O röportajda konu bana gelmiş sonunda ve dürüstçe cevaplamış. Bir şeyler yapabileceği bir gelin istemiş.Kadınların sonuçta ilgi alanı kıyafet ve modadır. Bu röportaj tekrar gündeme gelmiş ve herkes aranızın kötü olduğunu söylemiş. Banada sosyal medya uzamanımız ulaştırdı bu konuyu." Gözlerimi bir kez kapattım. Sanırım şimdi anlıyordum. Hukuk bölümü Aliye hanıma göre kadın işi değildi. Onun için kadın işi kıyafet ve modaydı.
Açıkçası modaya ilgim vardı. Büyük markaların podyumları catwalkları modellerin benim için çok ilgi çekiciydi. Sanırım bu bir şanstı. Aliyeye bu sayede oynayabilirdim. Onunla anlaşmak zor gibi geliyor şu ana bana ama ilgim alanımız aslında bir yandan aynıydı. Bu şansı kaçıramazdım. Şansımı Aliyeden kullanabilirdim. Yakın olup aile geçmişi hakkında bildi almalıydım. Kendimi sağlama almalıydım. Melihanın ne zaman geleceği belli değildi. Kenan yakın zamanda budda olur demişti ama buna güvenemezdim. Ya Meliha bana hiç bir şey söylemezse. Düşmanını yakın tut demişler değil mi ? Öyle yapacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fidan
ChickLit"Kendinize bir bakın. Kaç yaşındasınız ? Ben daha 19 yaşındayım. Bir evlilik için çok küçüğüm. Siz benim abim gi-" dediğim anda masanın üzerine inen yumruk sesiyle sözlerim kesildi. Gürültü karışında korkarak yerimde sıçradım. "Yeter kes sesini...