Kızına şu an tecavüz ediyorum ne demek ya...
Annesinin yaşadığı acıyı tahmin edemiyorum. Aynı şekilde kızında. Sadece geçmiş olsun diyebiliyoruz. Ama bunların sorumluları hapse girmeden bir idam edilmeden hakettiğini bulmadan geçmecek. Lütfen sesiz kalmayın Twitterda paylaşarak ve imza kampanyalarına katılın.Nefret dolu gözlerle karşımdaki adama baktım.
Canımı yakan saçlarımdaki ellerin sahibine nefretle baktım.Bu iğrenç adamdan nefret ediyorum sadece. Bir kadının canını yakabilecek kadar acımasız ve vicdansız nasıl olabildiğini bilmiyorum ama şu an sadece onu öldürücek kadar nefret ediyorum ondan.
İğrenç parmaklarını göz yaşlarımı silmek için göz altlarıma getirdiği anda başımı hızla çevirdim. Bu hareketimle eli havada kaldı.
"Hadi küçük meleğim, ne diyordun sen güçlü bir kadınsın (!)" alay dolu sözleriyle kaşlarımı çattım. Yüzümü ona çevirdim. Alayla bana bakıyordu. Benimle dalga geçiyordu bu pislik. Başından beri aslında böyleydi. Hep dalga geçti sözlerimle ve fikirlerimle.
"Senden iğreniyorum." Sözlerim tükürürcesine nefretle çıktı ağzımdan. Bu sözlerim dilimde biriken tüm nefreti kusarcasına çıkmıştı. Sözlerimle gülümsemesi genişledi. İğrenç, alay dolu olan gülümsemesini yüzüne oturtturmuştu.
"Bende seni seviyorum meleğim ama biliyorsun iyi kızları severim. Burda olanlar ya da aramızdaki her hangi bir şeyi başkasından duydugum anda senin için hiç iyi şeyler olmaz." Bu sözleri sanki küçük bir kıza yapmaması gereken bir şeyi söyler gibi söyledi. Şimdi içindeki öfkesi eğlenceyle yer değiştirmişti.
Başımı hafifçe ağip gözlerimi odada gezdirdim.
Bir çıkış. Evet, bir çıkış arıyordum. Burada olanları kanıtlayacak bir kamera. Beni haklı çıkarak bu evliliği engelleyecek ve onu hapse çıkaracak deliller. Eğer hapse girerse her şey kaldığı yerden devam eder. Bir pislikten kurtulur ülke.
"Sanırım tek zeki sen değilsin, meleğim. Kameraları çıkarttırdım en başında." Sözleriyle dudaklarımı birbirine bastırdım. Burada sadece biz vardık. Hiç bir kimse bu olanları ne gördü ne duydu. Kamerada olmadığına göre elimde hiç bir şey yoktu.
Bu iblisi hafife alıyordum.
Bu iblis kendine gelir gelmez doktorla konuşmuş olmalı, kameralar konusunda. Gerçektende önümdeki kişi bir iblisti. Oldukça zeki ve kötü.
Bir kaç adım geriye doğru atmasıyla nefeslerim iyileşti. Ondan uzak olduğum anda her şey normale dönmeye başladı sanki. Sanki diyebiliyorum çünkü bana verdiği zarar hala aynı duruyor.
Hala acıyor hala kanıyordu...
Göz yaşlarımı ellerimle silip hızla acilden çıktım. Daha fazla o iblisle aynı odada kalmak istemiyorum.
Acilden çıkmamla abimin ve yengemin endişeli bakışları bana döndü. Yengem yanıma gelerek endişeyle konuştu. Gözlerindeki endişe yüzümde geziyordu. En çokta gözlerim ve altlarında.
"Yengem iyi misin ? Sen ağladın mı ?" Yengemin sözleriyle ben daha konuşmadan Aliye hanımın sesini duydum.
"Mutluluktan, canım. Oğlum kesin içerde biraz duygusallaştırmıştır, Fidanı." Bu sözleriyle öylece kaldım. İçeride ne olduğunu bilmiyordu büyük ihtimalle ama ne olursa olsun üzerine kapatıcak biriydi bu kadın. Belki tahmin etmiştir demekten kendimi alı koyamıyorum Ama tek istediğim Aliye hanımında oğlu kadar kötü olmaması.
Sözleriyle herkesin meraklı bakışları bana döndü.
Ne diyecektim bilmiyorum. Az önce şiddete uğradım mı ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fidan
ChickLit"Kendinize bir bakın. Kaç yaşındasınız ? Ben daha 19 yaşındayım. Bir evlilik için çok küçüğüm. Siz benim abim gi-" dediğim anda masanın üzerine inen yumruk sesiyle sözlerim kesildi. Gürültü karışında korkarak yerimde sıçradım. "Yeter kes sesini...