"Sana bir keresinde gecede çalışmak istediğimi söylemiştim, hatırlıyor musun ?" Diye sorduğunda başımı salladım.
"Çünkü senin eğitimini en iyi yerde yapman için para lazımdı. Seni yurt dışında bir üniversiteye götürmek için çalıştığım işten aldığım para yetmiyordu. İş arıyordum ama bunun için ilanı falan vermemiştim. Kimseye söylememiştim sadece aklımda alınan bir karar olarak kalmıştı. İki gün sonra işteyken bir adam geldi. Bir iş adamının benimle görüşmek istediğini söyledi. Bunu bir fırsat olarak gördüm. Zaten o gün patronumla para konusunda tartışmıştık. Morelim o kadar bozuktu doğru düzgün düşünemedim. Aklımda sadece senin eğitimin için alıcağım para vardı. Senin geleceğin için bir bilet olarak gördüm o teklifi. " Dedi yere bakarak.
Abimin bakışları utançla yerdeydi hala. Benden ve yaptıklarından utanıyordu. Hemde fazlasıyla.
"Bir hata yaptım. Sazan gibi atladığım için bir hata yaptım ! Bir bilet olarak gördüğüm teklif senin geleceğini güzelleştirmek yerine mahvetti !" İlk cümlesi umutsuz ve pişmanlık vardı. İlk cümlesinde sesi kısıktı. İkincide ise öfke doluydu.
Kendisine çok öfkeliydi.
Yutkundum. Diyecek bir şey bulamadım. Ne diyebilirdim ki. Onu yargılayamazdım. O bütün bir evi babamın ölümünden sonra yüklendi. Her şeyin altına girdi. Bide üzerine benim okul masraflarım kitaplarım derken her şey yine onun üzerindeydi.
Her şey o kadar fazla geldi ki. Bir ev, eş çoçuk ve birde kız kardeş ve anne. Bu kadar kişiye bir kişi bakıyordu.
O sadece iyilik yapmak istedi. Bana daha iyi bir gelecek vermek istedi. Her şeyin iyi olacağını sanarken hiç bir şey iyi olmadı ama.
Bir bataklık. Evet, doğru kelime buydu. Ben bir bataklığa düşmüştüm. Ne çıkabiliyor ne de bağırabiliyor yardım isteyebiliyordum.
Bağıracaktım avazım çıktığı kadar, ama ne işe yarayacaktı ? Kime bağıracaktım ? Abime mi ? Şartlarımıza mı yoksa kaderime mi ?
Abimin sıcak elini elimde hissettiğimde bir çukurdan çıkmış gibi hissettim. O bana böyle hissettiriyordu işte.
Başımı kaldırıp ona baktım. Bu kez bana bakıyordu ama aynıydı bakışları. Utanç ve pişmanlık.
"Fidan, ben özür dilerim. Sadece her şey iyi olsun istedim. Sen daha iyisini hakediyorsun. Bu yüzden bu duruma düştüm. Yani düşürdüm seni." Titrek sesi benim sadece canımı yakıyordu.
Ellerini onun sıcak elinin üzerine koydum.
"B-ben iyiyim, bazen bazı şeyler sandığımız gibi olmaz abi. Umduğumuz gibi olmaz. Ama tek bildiğim emin olduğum şey senin suçlu olmaman. Sen benim her zaman kahramanım oldun, şu anda öylesin ve her zamanda öyle olucaksın." Dedim yumuşak hafif titreyen sesimle. Abimin gülümsemesiyle sanki bir anda dünyam aydınlamış gibi oldum. Bende gülümsediğimde abim yerinden kalkarak beni kollarına aldı. Sıcak kollarında güvende hissettim. O an sadece huzur ve güven vardı.
•••
Saatler birbirini kovaladı ve ben hastaneden nihayet taburcu olacaktım. Abimden başka yengem ve bir arkadaşım gelmişti beni ziyarete tek. Hoş kimi bekliyordum ki.
Belki annemi, evet sadece onu gözlemiştim. Bir anne sıcağına belkide ihtiyaç duydum bilmiyorum ama amaçsız yere onu bekledim. Gerçek annem olmasa bile...
Hemşirenin odaya girmesi ile düğmelerimi ilikleyerek ona döndüm. Yüzünde tatlı bir gülümsemeyle önümde durdu.
"Fidan hanım, bu gün taburcu olacaksınız. Zaten biliyorsudunuz." Dediğinde gülümseyerek başımı salladım ve yatağımın üzerindeki eşyaları ufak çantaya koymaya başladım.
"Çıkış işleri için aşağıya kadar eşlik edicektim size." Dediğinde eşyalarımın olduğu çantayı elime alarak ona gülümsedim. Birlikte odadan çıkarak asansöre bindik. Giriş kata indiğimizde birlikte danışma kısmına yöneldik.
Önümde durarak konuştu. "Burayı imzalamanız yeterli." Dediğinde başımı salladım. İmzaladığım kısma bakınca üstünde olan yüksek rakamlar dikkatimi çekti. Bu para biraz fazlaydı benim için ve de sadece bir bayılma için.
Bu parayı abim nasıl ödemişti ?
Aklımdaki tek soru buydu.
Kalemi alarak imzaladım. Hemşire bana gülümseyerek baktığında konuştum. "Masrafları kim ödedi ?" Dedim merakla.
"Kenan Alacalı, ödedi. Zaten tanımayan yok ama degil mi. Ayrıca çok şanslı bir kadınsınız. " Gülerek yanımdan ayrıldı.
Sadece kalakaldım. Bu ismi biliyordum.
Kenan Alacalı...
Ünlü milyarder...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fidan
ChickLit"Kendinize bir bakın. Kaç yaşındasınız ? Ben daha 19 yaşındayım. Bir evlilik için çok küçüğüm. Siz benim abim gi-" dediğim anda masanın üzerine inen yumruk sesiyle sözlerim kesildi. Gürültü karışında korkarak yerimde sıçradım. "Yeter kes sesini...