Bileğimde bir el vardı. Kenanın eli. Parmakları kavramıştı bileğimi.
Dudaklarım aranmak istiyordu. Konuşmak istiyordu.
Hakkında her şeyi öğrendim, Kenan. Babanın pisliklerini. İstersem seni ifşa edebilirim ama yapamıyorum. Biliyor nusun ?
"Abin benim en iyi arkadaşımdı. Beni tanıyordu. Babamı tanıdırdı. Bu yüzden seni benden uzak tutmak istedi. Haklıydıdı da. Sonuna kadar haklıydı. Ben babamın bir kopyası gibiydim ve bunu en çok abin görürdü. Bu yüzden kız kardeşini korudu. Bir şey çok ağrıma gitti. O gece yüzüme bütün her şeyi çaptı. Babamın yanlışlarını. Babamın yanlışlarının altında kalan biriydim. Bu yanlışları ailemiz dışında tek bilen kişiydi abin. Ona güvenmiştim. Ona açılmıştım. Bunun için seninle evlenmek istemedim." Elini bileğimden çekip ellerine kenetledi. Titremiyordum bu defa. Korkmuyordum. Sadece tedirgindim.
"Yağmur yağıyorken güzeldin sadece. Seni benden uzaklaştırdı sürekli. Bir şans vermedi. Arkadaşı olarak görmedi beni artık. Oysa benim suçum yoktu hiç birinde. Hırsım oldun. Abin babamın kirli işlerini ve anneme yaptıklarını duyunca o yağmurlu gecede çarptımıştı sözlerini, bu yüzden hırsım olmaman imkansızdı. Yutkundu.
"Kızdım. Kırıldım ve sonrasında kin besledim. Sen sadece çok beğendiğim kız kardeşi olarak kalıcaktın aslında. Karşısına çıkmayacağım eski dostumun kardeşi. Abin şu an haklı olabilir. Tam babama benzediğimi söyleyebilirdi sürekli. Kirli işlere abini alet ettim ve şu an bir kaç evrakla hapise düşebilir." Yakınımdaydı. Dudaklarından çıkanları takip ediyordum.
"Seninle evlendiğim için özür dilemeyeceğim. Seni seviyorum çün-"
"Sevgi bu değil, Kenan." Gözlerim dolmuştu.
"Sevmeyi bilmiyorsun Kenan. Daha önce sevilmemiş gibisin. Daha önce sevginin s'sini bilmiyor öğrenmemiş gibisin." Kızgın değildi konuşmam çünkü kızgın olacağım sanki biri yoktu. Bu halde olamamın artık açıklaması sanki yok gibiydi.
Diğer elimide tuttu. "O halde bana öğret." Gözlerindeki ifade hiç görmediğim bir Kenandı.
"Nasıl sevilir öğret." Elimi elinden çekmeye kalktığımda tekrar konuştu. "Nasıl sevilir bilmiyorum belki ama hayatım sen olduğun kadar kimse olmadı, benim için. Sen hayatıma girdiğinde herkes kimse oldu benim için." Yutkunmama engel olmuştu sözleri. Yanından gidecektim. Yatağıma geçip uyuyacak ve odamdan çıkışını izleyecektim hatta. Ama o an kaldım sadece. Bu hayatta ilgi gören biri oldum. Çoçukluğumda annem ve babam yaşadıkları kadar sevgilerini açıladılar. Onların yokluklarında abim yaptı bunu sonrasında yengem.
Ama kimsenin herkesi kimse yapan biri olmadım. Sevgiyi sonuna kadar almıştım daha önce. Bu sözleri sevgi dolu değildi. Buram buram acı ve önem vardı. Kenan bana sevgi vermiyordu evet, ama kesinlikle onun hayatında yerimin büyük olduğunu onunla karşılaşmamızda anlamıştım.
Önemli biri olmuştum. Bu önem benim için hiç bir şey ifade etmedi. Şimdi ise içim bir tuhaf oldu. Sızladı belki.
Şefkat. Şefkatliydim ona karşı.
Elimden bir şey gelmiyor ondan artık nefret etmiyordum. Bulunduğu ortam ve yaşadıkları ona olan nefretimi azaltmıştı. Çünkü küçük bir çoçukmuş oda her şey yaşanırken. Oda istemezdi, annesinden kız kardeşinden ayrı kalmayı. Sevilmemeyi...
"Bu sevmek değil mi ?"
"Sevmek, ama yanlış sevmek. Sevmeyi bilememek. Daha kaba tabirle hırsınım senin. Hırsınla bağladığın en yakın arkadaşının kız kardeşiyim ben."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fidan
ChickLit"Kendinize bir bakın. Kaç yaşındasınız ? Ben daha 19 yaşındayım. Bir evlilik için çok küçüğüm. Siz benim abim gi-" dediğim anda masanın üzerine inen yumruk sesiyle sözlerim kesildi. Gürültü karışında korkarak yerimde sıçradım. "Yeter kes sesini...