My Dark Secrets ⇢ Jenlisa (M)

Thirty Nine

Jennie's POV

O soğuk sabah Lisa'nın vücudu benimkine yapıştırılmış olarak uyandım, itiraf ediyorum ki onun kollarının sıcaklığına bu şekilde sokulabilmenin harika olduğunu. Kadın arkamdaydı ve beni hoş bir kucaklamayla sardı. Verdiği derin ve hızlı nefesi hissedebiliyordum. Yavaşça hareket ettim, komodinden telefonumu aldım, hala oldukça erkendi. Yüzümü ona döndüm, uyurken onun sakin ifadesini gördüm.  Her zamanki gibi güzel.

Siyah saçları pürüzsüz ve solgun teninde harika bir vurgu yapıyordu, hatta vampir filmlerindeki aktrislerle kıyaslanabilirdi. Lisa kesinlikle çok seksi ve güçlü bir vampir olurdu. Gülümsedim ve baş parmağımı hafif bir okşamayla yanağına kaydırdım. O kadın hayatımda olduğu için ne kadar şanslı olduğumu düşünerek derin bir iç çektim.

Dün gece Lisa evinde uyumam için ısrar etti. İlk başta reddettim, ancak beklendiği gibi, ona karşı hiçbir argüman yoktu. Evine geldik ve basit bir akşam yemeği hazırlamakla ilgilendi ve çok iyi bir akşam yemeği. İyi bir şarap içtik ve çok konuştuk. Lisa benim hakkımda daha fazla şey öğrenmek için bana onun hakkında daha fazla şey anlattı. Ve sadece konuştum, hayatımın kitabını sonsuza kadar yanımda olmasını istediğim kadına açtım. Etrafımı saran tüm sorunları bildikten sonra beni terk edeceğinden büyük bir korkum olduğu kesindi. Sonuçta, Lisa istediği her kadına problemsiz ve parasız sahip olabilirdi. Ama şaşırdığım bir şekilde, beni dikkatle dinledi ve ona geçmişimi anlatırken bocaladığım ve ağladığım her an bana destek oldu. Anlayışlı ve özenli olduğunu gösterdi, bu da onu daha çok sevmeme neden oldu. Onun yatıştırıcı okşamaları, hâlâ içimde kilitli olan, canımı acıtan her şeyi dışarı dökmeme yardımcı oldu. Lisa sevgi dolu bir şekilde beni mutlu edeceğine, hayatımdaki fark olacağına dair söz verdi. Ve bundan hiç şüphem yoktu, onunla geleceğimin daha iyi olacağına dair büyük bir güveni vardı.

Yavaşça alnına bir öpücük bıraktım ve onu uyandırmadan kollarından kurtulmaya çalıştım. Lisa soğuğa itiraz ederek yatakta biraz kıpırdandı ama ben hemen kalın yorganı üzerine çektim. Kısa sürede kendini toparlayan ona gülümsedim. Ve ayak parmaklarımın ucuyla soğuk zemine bastım, tüm vücudumun titrediğini hissettim. Sabah temizliğimi yaptığım banyoya yavaş adımlarla yürüdüm.

Sonra mutfağa yürümeye karar verdim, o sabah Lisa şımartılacaktı, umarım eşyalarına dokunmama aldırmaz. Lisa'nın dairesi büyük ve sofistike bir Manoban'a layıktı. Her şey çok kaliteli, ne kadar zengin olduğunu açıkça gösteriyor. En üst kattaki tek odaydı ve Seul'deki denizin ve tüm o devasa binaların güzel manzarasına sahipti. Saçımı atkuyruğu yaptım ve sonra paslanmaz çelik buzdolabını açtım, bir şeylerle dolu olduğunu gördüm, o bunların yarısını bile yemeyecekti. Tüm malzemeleri alıp tezgahın üzerine koydum: meyveler, süt ve meyve suyu. Harika bir kahvaltı yapardım.

Tamam, bu hayal ettiğimden daha fazla iş verdi ama iyi bir iş çıkardım. Kahvaltımızda gözleme, meyve salatası, meyve suyu, sütlü kahve, domuz pastırması ve sahanda yumurta bulunur. Her şey neredeyse hazırdı, sadece kesilecek son çilekler kaldı.

"Sonunda buna alışacağım."

Elimi göğsüme koyarak hızla arkamı döndüm.

"Tanrım, Lisa! Beni korkuttun."

Kadın bana güzel bir gülümseme açtı, tezgahtaki taburelerden birinde oturuyordu. Siyah bir gömlek giymişti, göğüsleri önden daralmış haldeydi. Alt kısımda bir çift kısa beyaz şort. Saçları benimki gibi iyi yapılmış bir atkuyruğuyla bağlanmıştı. Güzel görünüyordu.

"Üzgünüm Nini." yaklaşarak konuştu.

"Umarım eşyalarına dokunmamın sakıncası yoktur, ben sadece..."