8

1.7K 143 37
                                    

(Rihanna- B*tch better have my money)

.

Başlayan şarkıyla güneş gözlüklerimi takıp kanepeye yayılmış arkadaşıma döndüm. Bir elimde tuttuğum deodorant kutusunu dudaklarıma yaklaştırıp sırıttım.

"Yayo... Bitch better have my money!"
O da elindeki kutuyu dudaklarına yaklaştırıp bana eşlik etmeye başladı.
Biraz söyledikten sonra sıranın bana geldiğini belirtmek için elimi kaldırdım.

"...and it's all on me, ... , you just bought a shot. Kamikaze, if you think that you gon' knock me off the top. Shit! Your wife in the backseat of my brand new foreign car. Don't act like you forgot
I call the shots, shots, shots..."

Devam etmesi için ona bir işaret verdim ve diğer elimde tuttuğum oyuncak para silahının tetiğine bastım. Paralar anında dışarı fışkırmaya başladı. Hoseok'a arkamı dönerek kalçalarımı sallamaya başladım.

Gülmeye başlayan arkadaşım şarkıyı yarım yamalak söylemeye devam edince tekrar ona dönüp gözlüğümü çıkarttım.

"Hoseok! Düzgünce söylesene." Elinde tuttuğu kutuyu kenara fırlatıp daha çok gülmeye başladı.

"Üzgünüm... Ama öyle kalçalarını sallarken tıpkı bir maymun gibi görünüyordun."

Gözlerimi büyütüp para silahını ona doğru doğrulttum ve hiç düşünmeden tetiğe bastım. Paralar onun üstüne doğru düşerken artık kahkaha atıyordu.

"Hey! Durdur şunu! Bana ateş etmeyi kes!" Gözlerimi devirip elime sıkıştırdığım gözlüğü koltuğa fırlatıp yanına yerleştim. Üstümde bulunan bornoz ve ayıcıklı pijamamla gerçekten komik görünüyor olmalıydım.

Ama aptal Hoseok'un da benden bir farkı yoktu.

"Sen kendine gülsene 'hyung'... Şu halinle ortalıkta gezsen seni deli sanarlar." Sehpadaki şarap şişelerinden birini alıp kafama diktim. Hala çalan şarkı eşliğinde Hoseok tekrar güldü.

"Tabii. Öyledir efendim."
Ona orta parmağımı gösterip şarabımı içmeye devam ettim. Yanımdaki adam derin bir nefes verip daha ciddi bir sesle konuştu,

"O değil de... Sen cidden bugün burada mı kalacaksın?" Hafifçe doğrulup bacak bacak üstüne attım.

"Evet. Neden ki? Evinde bana yer yok mu?" Sesime sahte bir üzüntü takmıştım.

"Yok lan ondan değil. Annen uyudu mu ki?"

Bakışlarım donuklaşırken derin bir nefes verdim.

"Annem ben buraya gelmeden 1 saat önce falan uyumuştu zaten. İlaçlar yüzünden sanırım... Bazen çok erken yatıyor bazen de hiç uyuyası gelmiyor. Tuhaf bir durum."

"Psikolojikte olabilir." dedi ilgiyle. Kafamı sallayıp kırmızı sıvıyı yudumladım tekrar.

"Bilmiyorum. Olabilir. Her neyse... Bu elimizdeki paralarla içmeye barda devam edebiliriz. Hm ne dersin?"

Hoseok bana bir aptalmışım gibi baktı. Ellerimi iki yana açıp ne olduğunu sordum.

"Bak eğlenmek istedin, ben de o yüzden bu parayı bankadan çekip bu şekilde dağıtmana izin verdim. Ama bar olmaz. Hem artık toplayalım şunları canım. Tekrar hesabına yatıralım. Cebinde bir miktar var sonuçta hala."

Dönen başıma eşlik olarak gülüp yere eğilen arkadaşımı kolundan tuttum. Eğilmesine engel olup bana bakmasını sağladım. Sesim gevşek ve dağılmıştı,

"Ama bu öyle sıradan bir bar olmayacak Hobi." Sinsi gülüşüme gözlerini devirip geriye yaslandı.

"Nasıl bir bar olacakmış?" Şarabımı bir suymuş gibi içtim ve gözlerinin içine baktım.

Light in hellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin