"Jimin, oğlum?"
Arkamı dönmek istemiyordum belki. Ya da burada olmayı bile istemiyordum belki. Bunların hiçbirini yaşamak istemiyordum belki.
Bu belkilerimin tek sebebi koynuna sığındığım adamdı.
Bunlar olmasaydı onunla asla bu hale gelemezdik belki. Öyle değil mi?
Nefes aldım, bunu yapmak en zor şeymiş gibi. Sonra ayrıldım bana huzur veren kollardan. Yavaşça arkamı döndüm.
İşte, tam karşımdaydı.
Annem. Yıllarca anne olarak tanıdığım kadın. Çok daha iyi görünüyordu ve... Saçları mı uzamıştı onun? Evet, net görülebilir şekilde uzamıştı. Yüzüne de nur gelmiş gibiydi. Yanakları al aldı. En son küçükken görmüştüm bu koyu kırmızılığı yanaklarında.
Bana doğru koştu ve bir anda kendimi ince kollarının arasında buldum. Kokusu sindi burnuma, anne kokusu olarak tanıdığım kokusu. Titremeye başlayan ellerimi sırtına koymak istedim ama yapamadım. Öylece havada kaldılar.
Benden uzaklaşana kadar put gibi kalmıştım.
"Bebeğim. Seni çok özledim. Neden hastanede hiç ziyaretime gelmedin?"
Gözleri gözlerimle buluşunca nefes alamadım.
"Geldim, bir kez." diyebildim sadece.
"Ben hatırlamıyorum anneciğim?"
"Uyuyordun." Kelimeler istemediğim kadar sert çıkıyordu ağzımdan. Buna engel olamadığım için kendime kızmalı mıydım? Muhtemelen evet.
"Uyandırsaydın aşkım. Ya da bir daha gelseydin. Seni bekledim."
Özlem dolu gözlerine daha fazla bakamadan başımı çevirdim.
"Vaktim olmadı."
Ne olursa olsun yaşadığım herhangi bir şeyi ona şu an anlatamazdım. Çünkü bu onu üzerdi ve... Bunu istemiyordum. Kesinlikle istediğim bu değildi. Peki ya ne istiyordum? Ne demeliydim?
Yapamayacaksın.
Jungkook serçe parmağımı tutup okşadı.
Yapabilirsin.
"Anneciğim bir sorun mu var? İyi misin?"
Kalbim göğüs kafesimi parçalayacak gibi atarken ne kadar zorlansam da söyledim. Söyleyebildim o kelimeyi,
"Anne."
"Efendim oğlum?"
"Gel biraz oturalım. Olur mu?"
Bir sorun olduğunu anlamıştı. Zaten küçüklüğümden beridir böyleydi, gözlerimden tanırdı beni.
Bakışları korkuyla dolsa da dediğimi yaptı. Tekli koltuğa oturup her hareketimi dikkatle izlemeye başladı. Koltuğun yanında duran kanepeye oturdum Jungkook'la birlikte.
Jungkook serçe parmağımı okşamaya devam ediyordu.
"İyi misin? Hastanede iyi şeyler oldu değil mi?"
Önce Jungkook'a sonra bana baktı.
"Evet, artık tamamen iyileştim. Doktor bir daha yakalanma şansımın imkansıza yakın olduğunu söyledi. Sadece biraz dikkat etmem gereken şeyler var, onları uygulayacağım. Jungkook sana bunları söylemedi mi?"
Zor bir nefes daha aldım.
"Söyledi. Ben sana da sormak istedim sadece."
"Sen... Hiç mutlu görünmüyorsun bebeğim. Annen kurtuldu diye mutlu değil misin yoksa? Yani ben yanlış bir şey mi yaptım yoksa tatlım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Light in hell
Fanfiction"Bana karşı gelen ilk insansın... Bu seni korkutmuyor mu küçüğüm?" "Cehenneme git Jeon." "Anlamadın değil mi? Benim cehennemim burası."