19

1.4K 131 33
                                    

Elimdeki bira şişesini yudumlayıp izlediğim yıldızlara bakmaya devam ettim. Gökyüzü bu gece çok güzeldi... Ama gece onun tersine iğrençti. Can yakıcıydı ayrıca pis kokuyordu sanki.

Öğrendiğim gerçeklerin ardından saatler geçse de hala atlatamıyordum. Bir ayımı verdiğim adam, onu bir abi olarak gören bir insana acımasızca ihanet etmişti. Ve de bunu en değer verdiği insanla, kardeşiyle yapmıştı.

Sadece bu da değildi tabiki. Daha 17 yaşında olan bir çocuğa zorla sahip olmaya çalışmış, çocuk buna karşı gelince de bunu bir takıntı haline getirip onun düşmanı olmuştu. Yıllar geçse bile bu takıntısını unutmayan ve onu tuzağa çekecek kadar hırslanmış bir manyaktı.

Jungkook anlattıkça kanım donmuştu. Başıma ağrılar girmişti. Nefeslerim boğazımda takılmıştı. Fakat yine de dinlemiştim onu. Anlattığı her bir cümleyi bütün dikkatimi vererek dinlemiştim. Bundan da hiç gocunmuyordum. Ona karşı olan bakışım değişmişti hatta anlattığı sırada gözlerimin dolduğunu bile hissetmiştim.

Jungkook kötü birisi değildi. Hayat onu buralara itmişti ve gerçekten çok ağır şeyler yaşamıştı. Kendi öz babası kardeşini savunduğu için ona sırtını dönmüştü, annesi kendini düşünmekten başka bir şey yapmayan şımarık kaltağın tekiydi ayrıca güvendiği bir insandan kazık yemişti. İnsanlara bu denli nefret beslemekte haklıydı.

Bir de tüm bunlara rağmen beni öpmek için zorla bir hamle yapmadığını veya o gece vücudum o haldeyken bile bana dokunmadığını unutamıyordum tabii. "Nefret" dolu bir ilişkimiz olsa da annemin tedavisine devam etmesine o yardım edecekti.

O gerçekten kötü birisi değildi...

Adam öldürüyor olması bile bunu değiştiremezdi.

"Finally!"

Derin düşünceler içindeyken onun pürüzsüz sesini duyunca gülümseyip arkama döndüm. Cam kapıdan girip bana yaklaştı ve elindeki bira şişesiyle yanıma oturdu.

Herkes uyuduktan sonra birlikte terasa çıkıp içmeye başlamıştık.bBuna benim de onun da ihtiyacı olduğu için teklif ettiğinde reddetmemiştim.
Evet, evinde bir teras vardı ve çok güzeldi. Gökyüzünü çok net bir şekilde gösteriyordu. Ayrıca gayet büyüktü ve bir havuzu bile vardı.

Taehyung'un bana verdiği kısa saten geceliği çekiştirip vücudumu ona çevirdim. Onun da üstünde bir gecelik vardı. Daha doğrusu bornoz şeklinde bir üst ve lacivert bir şort.

İpinin bağlı olmasına rağmen belli olan kaslarına bakıp yutkundum.

"Yeni bir bira şişesi bulmak çok zordu. Aptal tae neredeyse hepsini bitirmiş." Küçük bir kahkaha atıp şişemden bir yudum aldım.

"Burayı beğendin mi Park?" diye sordu o da kendi şişesini yudumlarken. Omuzlarımı silkip gülümsedim.

"Güzel bir yer ama daha iyilerini görmüştüm." Yüzündeki gülüş anında silinirken gözlerime hayal kırıklığıyla baktı.

"Ciddi misin?"

Bozulmuş bakışlarına bakarak yüksek sesli bir kahkaha attım. Üstüne oturduğumuz halı bile yatağımdan daha rahatken bunu ona söylemeye hakkım yoktu.

"Şaka yaptım. Burası harika!" Tekrar gülümseyerek gözlerini devirdi.

Bir süre sadece içkilerimizi içip sessizce oturmaya devam ettik.

"Ya bize zarar vermeye kalkarsa?" dedim sonra birden. Jungkook yıldızlarda olan gözlerini bana çevirdi. Derin bir nefes verip kısaca vücudumu süzdü.

Light in hellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin