47

544 57 21
                                    

Kore, Seul.

"İnanamıyorum! Gerçek elmas mı bu?! Tanrım, kafayı yemek üzereyim!"

Gözlerimi devirip elime sülük gibi yapışmış arkadaşıma baktım.

"Hoseok! Sana evleniyorum diyorum, sen yüzüğe mi şaşırıyorsun?!"

Parmağıma 100. kez dokunup gözlerini büyüttü. Diğer elimdeki kahveden bir yudum alıp derin bir nefes verdim.

"Evet, gerçek elmas. Lütfen artık eşimi rahat bırakır mısın?"

Pürüzsüz ses Hoseok'un bir kez daha çığlık atmasına engel olup beni kurtarmıştı. Gerçekten eve döner dönmez aynı düzene girmek beni şimdiden yormuştu! Hoseok ve Taehyung bizden 2 saat önce eve gelmişlerdi ve biz gelince gayet güzel karşılamışlardı fakat olanları anlattığımda bana verdikleri ilgiyi yüzüğüme vermeye başlamışlardı! Tamam yalan yok, gerçek elmas olduğunu anlayınca ben de şaşırıp Jungkook'u azarlamıştım ama Hoseok'un yaptığı şey abartıydı.

"Kalp şeklinde mi? Ciddi olamazsın abi."

"Benim kalbim ona ait. Bunu simgelemek istedim küçük kardeşim."

Jungkook'un güçlü kollarını belimde hissettim. Oturduğumuzdan beridir sürekli sarılıp duruyordu zaten. Kafedeki insanların gözlerinin bizde olduğunu hissettikçe utanıyordum... Ama siktir et!

Biz evleniyoruz! Ve evet, şu an normal insanlar gibi sıradan bir kafede oturup bir şeyler içebiliyoruz!

Hangisi daha şaşırtıcı bilemiyorum.

"Şu teklif nasıl olmuştu ya? Soramadım ben."

Jungkook'la birbirimize sinsi bakışlar atmıştık anında. Taehyung yerinde sıçrayıp bardağını sertçe masaya bıraktı.

"Bence sorma! Sen tuvaletteyken ben sordum ve... Bilmek istemezsin."

Hoseok masum bir ifadeyle bize bakınca gülümsedim.

"Neden be? Noldu ki? Ben böyle filmlerdeki gibidir diye düşündüm ama. Hani böyle yemek yersin ve sonunda tatlının içinden yüzük çıkar falan..."

Bu sefer kendime engel olamadan küçük bir kahkaha attım. Hoseok boş bakışlarla yüzüme bakarken Jungkook belimi okşayıp boynuma bir öpücük bıraktı.

"Şöyle oldu Hoseok... Yaklaş bana. Çok romantik, biri duyarsa kıskanabilir."

Hoseok dediğimi yaparak bana doğru eğildi. Kulağına yaklaşıp fısıldamaya başladım,

"Otel odasındaydık ve kalçam makyaj masasının üstündeydi. Üstümdeki kıyafetler dağılmıştı... Ve içimde Jungkook'un penisi vardı! İnledim, ah ah ah!"

Anında benden uzaklaşıp yüzünü buruşturdu.

"İğrençsiniz! Siktir git Jimin! Ucubenin tekisin! Öğk, Tanrım!"

Hoseok dışında herkes kahkaha atmaya başlamıştı. Karnıma ağrı girene kadar gülmüştüm.

"Siktir, tamam yeter! Bu kadar gülmek sağlığıma zararlı. Bakma bana öyle."

"Sürekli sevişmek de sağlığına zararlı Jimin! Götün yırtılırsa şaşırmam."

"Oh, demek tekliften sonra sevişmeye devam ettiğimizi biliyorsun?"

Hoseok tekrar öğürüp gözlerini devirdi.

"Hey! O kadar ileri gidecek bir şey yapmam. Yaparsam kiminle sevişeceğim?!"

Jungkook sahte alıngan bir sesle konuşunca bir kahkaha daha atmıştım.

"Gerçekten midem bulandı. Ne biçim bir çiftsiniz, anlayamıyorum... Düğünde de sevişmezsiniz umarım! Konuklara yazık olur."

Light in hellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin