29

1K 101 9
                                    

Kore, Seul.

Gözlerimi yanağımı okşayan el ile açmıştım. Nerede olduğumu anlamam birkaç saniyemi almıştı. Genişçe esneyip gerildim.

"Geldik mi?"

Omzumda duran el yanağımı tekrar okşadı.

"Evet. Geldik bebeğim."

Gece yarısı yola çıkmıştık ve uzun bir uçak yolculuğundan sonra bizi bekleyen bir arabaya binmistik. Yol beni yordugu icin arabada, Jungkook'un koynunda mayışıp uyuyakalmıştım.

Üstümdeki deri ceketi düzeltip iyice doğruldum. Görüş alanıma karşımızda oturan iki beden girdi. Kırk yıllık dostlarmış gibi sarılıp uyumuşlardı resmen!

Taehyung tüm yaralarına rağmen giydiği keten pantolon ve kazakla çok daha iyi görünüyordu. Biraz uyku ve ilaç ona iyi gelmişti sanırım. Tabii yaralarının iyileşmesine birazcık daha vardı. Sevdiği adamın ona ihanet etmesi konusunda bir şey diyemiyordum ama...

Hoseok ise bildiğimiz Hoseok'tu işte. O kadar şok yaşamış olmasına rağmen iki saat sonra kendine gelmişti ve bol tarzından ödün vermiyordu.

"Hey! Uyanın ayılar. Geldik."

Yükselttiğim sesimle ikisi de sıçradı. Küfürler savurarak uyanmışlardı. Hoseok'un bacakları arasında duran bacağa gözlerimi büyüterek baktım.

Ben daha sarılmamıştım ona böyle!

"Ne var ya? Uyuyoruz ne güzel."

Mırıldanması beni daha çok sinir ederken ayağımla bacağına vurdum. Hoseok tekrar sıçrayıp ahladı.

"Ne yapıyorsun be?!"

"Kalk. Yoksa sizi bırakıp Jungkook'la gideceğim."

Sadece hımlayıp yapıştığı bedene daha çok sarıldı. Taehyung'un da bir farkı yoktu. Sabır dilenircesine bir nefes çektiğim sırada Jungkook'un elini kalçamda hissettim.

"Bebeğim. Onlarla şoför ilginelir... Neden biz sadece evimize gitmiyoruz?"

Gözlerimi devirip elini ittim. Bir süre önce kardesi için endişeleniyordu ama şimdi endişelenecek bir şey kalmadığı için eski azgın hallerine geri dönmüştü!

"Sevişeli yıllar olmuyor Jungkook. Sesini keste şunları kaldırmama yardım et."

Jungkook sadece sırıttı. Arabanın kapısı açılınca bakışlarımı oraya çevirdim. Şoförümüz, adının Luhan olduğunu hatırladığım adam, bize bakıyordu.

"Efendim. İsterseniz siz eve geçin. Ben onlarla ilgilenirim."

Ellerimi kaldırıp pes ettim.

"Peki. Öyle olsun."

Hızlı adımlarımla arabadan inip ilerlemeye başladım. Fakat bir malikane ile karşılaşınca durmak zorunda kalmıştım.

Burası onların evi olamazdı...

Arkamdan geldiğini hissettiğim bedene döndüm. Gerçekten de tam olarak arkamdaydı.

"Jungkook. Burası sizin eviniz değil ki?"

Gülümseyip ellerini belime doladı ve yanağıma bir öpücük bıraktı.

"Değil çünkü bizim evimiz. Artık burada yaşayacağız güzelim. Sen, ben, Taehyung ve ne kadar bana gıcık olsa da Hoseok da öyle."

İlk başta yüzüme bir gülümseme yayılsa da sonradan kaşlarımı çattım.

"Annem?"

Yanağımı tekrar öpüp belimde duran ellerini çekti ve parmaklarımızı kenetledi.

Light in hellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin