25

1.2K 107 24
                                    

"Gerçekten tüm gece sizin sesiniz yüzünden uyuyamadım."

Gözlerimi devirip söylenen arkadaşıma baktım. 2 saattir aynıydı resmen. Jungkook getirdiği kremi bana sürdükten sonra verdiği gömleği ve iç çamaşırımı giymistim. O da klasik tarzı olan siyah bir gömlek ve pantolon giymişti.

Daha sonra birlikte aşağıya inmistik ve mutfakta Hoseok'la karşılaştığımızdan beridir söyleniyordu.

"Susar mısın? Sen bana en son laf söyleyecek kişisin. Yoongi ile işleri pişirdiğini bilmiyordum."

Dediğim şeyle üzerimde gezdirdiği gözlerini çekip kahvesini yudumladı. Ah, tabii! Bana söylenmeye gelince papağandı ama ben onun hakkında bir şey diyince dut yemiş bülbül!

Yanağıma kondurulan küçük öpücükle her şeyi unutup tezgahta bir şeylerle uğraşan adama baktım.

"Yemek hazır olmak üzere bebeğim."

Hoseok ikimize tiksinti ile bakarken gülümsedim.

"Tamam canım."

"Canım mı? Şimdi kusacağım şuraya... Sevgili falan misiniz?" Gözlerimi bir kez daha devirip Hoseok'a orta parmağımı gösterdim.

"Off her neyse."

Jungkook ikimize de bir bakış attıktan sonra konuşmaya başladı,

"Taehyung nerede? Uyanmadı mı hala?" Hoseok elini ona doğru sallayıp kahvesinden bir yudum daha aldı.

"O yok ki. Gitmiş... Yani sabah bir şey demek için odasına girecektim ama yoktu."

Kaşlarım anında çatılırken Jungkook'un da benden farkı olmadığını gördüm. Uğraştığı şeyi bırakıp cebindeki telefonunu çıkarttı.

"Bana haber vermeden gitmez normalde... Alışverişe falan mı gitti acaba?"

Telefonun birkaç tuşuna basıp kulağına dayadı. Birkaç saniye sonra kaşları daha fazla çatılmıştı.

"Açmıyor. Bir şeyle uğraşıyor olabilir mi?"

Oturduğum yerden kalkıp yapılı bedene doğru adımladım. O ise numarayı tekrar çevirdi. Yüz ifadesinden tekrar telefonun açılmadığını anlamıştım.

"Siktir. Nerene soktun o telefonu tae?"

Telefonunu nazik olmayan bir şekilde tezgaha fırlattı. Derin bir nefes verip kollarımı boynuna doladım. Gözleri anında beni bulurken belli belirsiz gülümsedi.

"Sakin ol. Eminim iyidir..."

Bu lafımdan yaklaşık birkaç saniye sonra telefon çaldı. Jungkook hızlı bir şekilde telefonu eline alıp açtı.

"Taehyung? Neredesin sen?"

Yaklaşık 2 saniye sonra karşıdan duyduğu sesle yüzü anında değişti. Çenesini sıkıp bostaki elini yumruk yaptı.

"Baba?"

Gözlerim sonuna kadar açılırken boynunda duran ellerimi indirip son dikkatimle dinlemeye çalıştım.

"Ne istiyorsun piç herif?! Taehyung nerede?! Naptın ona?!"

Karşıdan gelen kalın sesi duyuyordum fakat algılayamıyordum. Bacaklarımda ki güç bir anda yok olmuş gibiydi.

"Rüyanda görürsün! Bana bak orospu çocuğu, eğer ona parmağının ucuyla bile dokunduysan sana yemin ederim senin o çürümüş bedenini canlı canlı yakarım!"

Bir gülme sesi geldi telefondan. O kadar yüksek sesliydi ki net olarak duymuştum. Jungkook karşı tarafı dinledikten sonra tezgaha dönüp eline geçen ilk bardağı yere fırlattı.

Light in hellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin