Merhabalar:)))
Çok uzatmayacağım.
Bölüm şarkısını medyaya ekliyorum. Sohbet için bölüm sonunda görüşürüz...
Oy ve yorumlarınız bekliyorum arkadaşlar...
5. Bölüm
Kelimeler herkeste farklı tanımlar içerir. Siyah rengi kimisi için karanlığı temsil ederken kimisi için kötülüğü temsil edebilir. Tanımlar aslında insanların hayatlarından ve duygularından ibarettir. Yaşadıklarınız da aslında sizden ibarettir. Her ne kadar insanlar kendilerini yaşadıklarından ibaret sansalar da durum bunun tam tersidir. Ve aslında tam bunu fark ettiğiniz an hayatın tadına varırsınız. Ben hayatımı şekillendiriyordum. Üzüntüyü, kederi düşünmüyordum. Bana beni kötü hissettirecek her şeyden uzak duruyordum. Ancak ilk defa benim bile altından kalkamadığım bir durumun içerisindeydim.
O konuşmalarımızdan sonra yurda dönmüştüm. Günlerce normal hayatıma devam etmiştim. O hiç gelmemiş gibi... Ancak biliyordum ki o benim hayatımın başrolüydü. Mafya olması kötü olduğu anlamına gelmezdi. Bana yaralı gelmesinin nedenlerini ayrıntısıyla bilmesem de mafya olduğunu bilmek zaten bunlardan daha çoğunu yaşayacağımız anlamına geliyordu.
Günlerdir o parka gelmeye devam ediyor, bana şiirler yolluyordu. Ancak aynı zamanda düşünmem için de zaman veriyordu. Düşünürken ondan uzaklaşma ihtimalim vardı ve o tam da bu ihtimalden korkuyordu. Günlerdir kitap okuyorum. Okuduklarım roman. Şiir okursam kalbimi hissederim, onu hissederdim. Ona olan hislerime isim veremezdim ama bizim mutlu olacağımıza inanıyordum. Çünkü o beni seviyordu. Ve benim bu hayattan tek istediğim bana aşık olan adama aşık olmaktı. Evsa'ya ona dair hiçbir şeyden bahsetmemiştim. Birkaç gün hasta yatsa da kendini toparlamıştı.
Şimdi ne yaptığımı soruyorsanız...
Okulun dönem sınavlarından birindeydim. Evsa'nın çalıştırmalarıyla bir şeyler yazıyordum ancak ortalamam en fazla sınıfı geçmeme yeterdi. Sınav kağıdımı herkesten önce vermiştim ve şimdi sıramın üzerinde başımı kollarıma yaslamıştım. Gözlerim kapalıydı ve onu düşünüyordum. O bugün ilk defa okula gelmemişti. Bana herhangi bir not yollamamıştı. Gerçekten benden uzak kalıp kalmayacağını merak ediyordum. Kafamı toparlamıştım ancak benim karar verebilmem için toparlamam gereken yerim kafam değil kalbim olmalıydı. Odamıza hala hiç kimse kalmaya gelmemişti. Bir yurtta bu kadar uzun süre yatak boş kalmazdı. Ve bu da Malkoç'un özellikle o yatakları boş bıraktığı düşüncelerimi destekliyordu.
Tıpkı kitaplardaki gibi...
Her şeye rağmen her öğlen arasında notuyla bana ekmek arası gönderiyordu. Evsa her ne kadar ilk başlarda ters çıksa da sanırım zarara uğramamdan korktuğu için bana destek olma niyetindeydi. Bu huyunu seviyordum. Ve Malkoç'u özlemiştim. Onunla ne yapacağımı düşünürken hep onunla ilgili hayallerin içinde kayboluyordum. Kitaplardaki mafya ile evlenen hiçbir kadının zarar gördüğünü görmemiştim ki... Onun bana zarar vereceğini inanmıyordum. Ve ona güveniyordum. En önemlisi ise ona ve şiirlerine alışmıştım. Okulun çıkış zili çaldığında hoca diğer öğrencilerin sınav kağıtlarını toplarken ben çoktan vermiş olduğum için çantamı alıp okuldan ayrılmıştım. Sınavlar kelebek sistemiyle olduğu için Evsa ile ayrı ayrı sınıflarda girmek durumunda kalmıştık.
Bense bugün yalnızca yürümek istiyordum. Merdivenleri büyük sınıfların ayaklarının altında ezilmemek için çaba sarf ederek iniyordum. Tamamen indiğimdeyse yine de bir etrafıma bakındım ama Evsa yoktu. Düşük model telefonuma kulaklığımı taktıktan sonra en sevdiğim eğlenceli şarkılardan birini açtım. Modumu yükseltmeliydim. Bu yüzden biraz yürüme kararı almıştım. Hava kış vakitlerinde olduğu için erkenden kararıyordu. Bu yüzden aynı zamanda karanlıkta yürümüş olacaktım. Onunla buluştuğumuz parkın yanından yürürken gözlerim bir süre bankta donakaldı. Orada yoktu ama orada onunla anılarım vardı. Boğazımda bir yumru yerini alırken yokluğunun canımı yakmasından hoşlanmamıştım. Ondan uzak durmam gerektiğini düşünüyordum ama onun kötü biri olduğuna inanmıyordum. Ve benim hayata dair tek rehberim kitaplarımdı. Onun bana zarar vereceğine inanmıyordum. Çünkü o aç kalmamam için her öğlen arasında bana yemek yolluyordu. Bugün hariç... Bana şiir göndermeye devam ediyordu. Bugün hariç... Benden vazgeçmeyecekti. Ve biliyor musunuz? Ben ilk defa kendimi kimsesiz hissetmiyordum. Hayatın onu getirdiği nokta yüzünden onu suçlayamazdım. Derin bir nefes aldıktan sonra yürürken bir şeyler atıştırmak için kendimi zincirli marketin bir şubesinin içine attım. Kulağımda müzik çalmaya devam ederken içeri de beş, altı kişi daha vardı. Cipsilerin bulunduğu alana doğru yavaş adımlarla ilerlerken kulağımdaki müzikle kendimi neşelendirmeye çalışıyordum. Çünkü ben üzgün olmaktan nefret ederdim!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAN DÜĞÜMÜ (Tamamlandı)(+18)
Подростковая литератураKitapların içinde yaşayan Ayşin Birce, bir gün kitapların içinden çıkmış gibi davranan bir mafyayla karşılaşır. Ve Ayşin Birce hep hayal ettiği gibi bir aşk romanın baş kahramanı olduğunu sanır. Peki hayat... Gerçekten kitapların içindeki gibi midi...