14. Bölüm

150 7 1
                                    

Selam bebeklerrr:))

Bölüm şarkısını medyaya ekliyorum.  İlk defa Yasir Miy dışında bir şarkı ekliyorum. 

Size oldukça neşeli bir bölümle geldim. 

İyi okumalarrr...

İnstagram: _arikubra
14. Bölüm

Kütüphaneye gidiyordum, dönüyordum. Bir gün bitiyordu. Malkoç yoktu. Gitmeyeceğim demişti. Gitmemişti ama yine görüşemiyorduk. Hala başının belada olduğunu biliyordum. Her gün telefonda görüşmeye devam ediyorduk. Birkaç kere de buluşmuştuk. Evsa artık yurtta kalmıyordu. Ailesinin davası sonuçlanmıştı. Evsa artık öz ailesiyle kalıyordu. Bense bu kocaman odada tek başıma yaşıyordum. Evsa ile okul saatleri boyunca beraberdik. Yine aynı sıralardaydık fakat farklı sınıflardaydık. Ailesiyle bende görüşüyordum. Hatta geçenlerde beni kendi evine götürmüştü Evsa. Anne ve babası harikaydı. Bizimle beraber tabu, sessiz sinema falan oynamışlardı. Hatta Evsa'nın babası yurt müdürümüzle görüşerek gerekli izinleri halledip onlarda kalmamı da sağlamıştı.

Lise üçüncü sınıf öğrencisiydik. Evsa sayısal ben sözel seçmiştim. Ezber yapmaktan gına gelse de çok kitap okuduğum için zorlanmıyordum. Tabii sadece sevdiğim konularda yapıyordum. Ayda on beşi geçkin kitap bitiriyordum. Çünkü artık bütün zamanlar benimdi. On yedi yaşımdaydım ama hayatımda herhangi bir değişim yoktu. Malkoç'la her okul çıkışında görüşüyorduk. Akşamları da bol bol telefonda konuşuyorduk. Odada yalnız kaldığım için bazı geceler korkuyordum. Bu yüzden de Malkoç'la ben uyuyana kadar telefonda konuşuyorduk. Bazı geceler gizlice odamda kaldığı da oluyordu.

Evsa yokluğunu hissettirmemek için okul çıkışında benimle vakit geçirmek istese de izin vermiyordum. Çünkü onun çalıştığı bir üniversite sınavı vardı. Bense yalnızca kitap okuyordum. Evsa ile sınıflarımız da ayrılmıştı. Malkoç bu sürede bana çok yardımcı oluyordu. Dört kişilik odada tek başıma kalıyordum. Bunu ise sağlayan Malkoç'tu. Behram ve Evsa ise işi daha da ilerletmişlerdi. Behram ve Malkoç da iyi anlaşıyorlardı. Mardin ağasıyla mafyanın dostluğu... Tam kitap klişesi... Klişeleri yaşıyordum ve mutluydum. Evsa'nın anne ve babası ise Evsa'nın çok üstüne düşüyorlardı. Onun için en iyisini yapmak için çabalıyorlardı. Her ne kadar Evsa anne ve babasına yapacağı zorunlu evlilikten dolayı nefret beslemiş olsa da Behram'a aşık olduktan sonra her şey tam tersine dönmüştü.

Dolabımdaki siyah montumu, siyah eldivenlerimi ve siyah beremi dışarı çıkardım. Malkoç benim için kışlık alışverişine çıkmamız gerektiğini söylemişti. Elbette, söylememişti. Kendi iç sesime göz devirdim. Malkoç direkt olarak mağazaya beni katmıştı. Montlara, botlara teker teker bakmıştı. İlk başta bana kendim için beğenmemi söylediğinde böyle bir şeyi istemediğimi söylemiştim. Sonra bana büyük bir azar çekmişti. Kendisi bütün dolabım için alışveriş yaptığında hiçbir poşedi almamıştım ve onu mağazada bırakarak tek başına çıkmıştım. Yurda döndüğümdeyse benden önce bütün kıyafetlerimin odaya yerleştirildiğini görmüştüm. Küçük bir notla beraber...

Seninle gurur yapacağın bir sevgilik yaşamıyoruz. Biz birbirimizin ailesiyiz ve ailelerde para ve ihtiyaçlar ortaktır. Senin monta ihtiyacın varsa bu aslında benim monta ihtiyacım olduğu anlamına gelir.

Gülümseyerek notunu bana şiir yolladığı notların yanına koymuştum. Onu çok seviyordum. O beni bırakmıyordu. O benden vazgeçmiyordu. Odada yalnız kaldığım ilk zamanlar iki haftaya yakın gece beni uyutana kadar benimle odada kalmıştı. İşlerinin yoğun olduğunu biliyordum ama o bana her fırsatta bir zaman yaratıyordu. O bana aile olmayı biliyordu. Dolabımdaki beyaz yünlü kazağımı ve siyah dar paça kotumu çıkarıp yatağımın üzerine bırakmıştım.

TAN DÜĞÜMÜ (Tamamlandı)(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin