Evvvet yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Medyaya bölüm şarkısını ekliyorum.
İnstagrm:_arikubra
56. Bölüm
Elimi ağzıma kapatıp esnediğimde yeşil gözlerim yaşlanmıştı. Kızım hemen yan tarafta yatakta mışıl mışıl uyuyordu. Bense onun aksine bütün gece uyumamıştım. Tan Emir'in dediği gibi bütün internet sitelerindeki haberleri incelemiştim. Bütün haberler Tan Emir'in söylediklerini doğrular nitelikteydi. Sonra aklıma Serhat Tekyürek'in cümleleri düşüyordu. "Seninle çalıştığım için çok şanslıyım." demişti. Özellikle Tan Emir'in şirketinden neden çıktığımı sorgulamıştı. Onun gibi bir iş adamı istese benimle ilgili bütün bilgilere ulaşabilirdi. Tan Emir'in anlattığı hikayeye zaman geçtikçe daha çok inanıyordum. Dün o gittikten sonra bütün gece araştırma yapmıştım. Yine de onu arayıp onunla çalışmak istediğimi söylememiştim.
Bir yanım bana bu işi veren kendisi olduğu için onun yanında olmak istiyordu. Diğer yanım onu tamamen hayatımdan çıkarmamla ilgili haykırıyordu. Sanırım ben kararımı vermiştim. Hava soğuk olduğu için yaktığım kalorifer evi ısıtıyordu. Evin küçük olmasının en güzel yanlarından biri de buydu.
Bir karar almıştım.
Artık Tan Emir'i de düşünmeyecektim.
Bu arada Poyraz'ın annesiyle ilgili olan şikayetimi de çekmiştim. Poyraz ne kadar beni aldatmış olsa da onun ölümünün sorumlusu bendim. Ne yaparsam yapayım ölümünden kendimi sorumlu tutmaktan geri duramıyordum. En azından bu şekilde borcumu ödemek istemiştim. Yataktan çıkıp dolabımı açtım. Her ay birkaç tane kıyafet alıyordum. Böylelikle dolabımı doldurmuştum. Aylık maaşımın olması benim için çok iyiydi. Yazılarım beğenildiği için bir de bana ek para veriyorlardı.
Dolabımdan kendime ten renginde bir pantolon ve üzerine turuncu renginde bir sıfır kol çıkarmıştım. Önce sıfır kolu giyinip sonrasında kumaş pantolonumu bacaklarımdan geçirdikten sonra dolaptan pantolonumla aynı renkte olan takımın ceketini çıkarmıştım. Ceketin önündeki iki düğmeyi de ilikledikten sonra sarı dalgalı saçlarıma maşa yaptım. Bu yaklaşık on dakikamı almıştı. Maşalı saçlarımı da yukarıdan toplayarak atkuyruğu yaptıktan sonra hafif bir makyaj yaptım.
Hazırlanmam bittiğinde ağlayarak uyanan kızımın karnını doyurmuş, gazını çıkarmış, altını temizlemiştim. Ardından onun da üzerine önce çıtçıtlı badisini giydirmiştim. Badisinin üzerine mor renkli kazağını giydirdikten sonra bacaklarına önce beyaz renkli kalın bir kilotlu çorap, onun da üzerine siyah bir pantolon giydirmiştim. Sarı saçlarının önünden bir tutamı küçük lastik tokayla bağlayarak şemsiye yapmıştım. Kızımın çıkan dişleri gülüşüyle birlikte ortaya çıktığında "Seni yerim ben ya." diyerek bacaklarını ısırdım.
Kızımın montunu da giydirdikten sonra mutfağa gittim. Buzdolabından birkaç atıştırmalık çıkarıp yedikten sonra dişlerimi fırçaladım. Kızımı da aldıktan sonra banyoda tuttuğum bebek arabasını çıkardım. Dışarıya güvenip koyamıyordum. Çalınabilirdi. Yazın balkona koyabilirdim ancak kışın soğukta kalmasını istemediğim için banyoya koyuyordum.
Kızımın beresini de geçirdikten sonra onu önce içerideki koltuğa koydum. Bebek arabasını hızla apartmanın girişine indirip bir kat merdiveni koşarak çıktım ve içeri girip kızımı aldım. Kapıyı da iyice kilitledikten sonra kucağımda kızımla aşağı inmiş ve onu bebek arabasının içine yerleştirmiştim.
Taksiyi çağırarak Tan Emir'in şirketinin adresini verdim. Serhat Tekyürek'le Tan Emir'in şirketinin önünde buluşacaktık. Şu an da iyi para kazandığım için taksi kullanabiliyordum. Diğer türlü otobüslere yine muhtaçtım. Bu arada yazılarımın kitlesi gün geçtikçe artıyordu. Hatta bazı kitap okuma ve yazma programları hakkında bile benim görüşlerimi merak ediyorlardı. Bununla ilgili de yakın zaman da bir şeyler yazmayı düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAN DÜĞÜMÜ (Tamamlandı)(+18)
Teen FictionKitapların içinde yaşayan Ayşin Birce, bir gün kitapların içinden çıkmış gibi davranan bir mafyayla karşılaşır. Ve Ayşin Birce hep hayal ettiği gibi bir aşk romanın baş kahramanı olduğunu sanır. Peki hayat... Gerçekten kitapların içindeki gibi midi...