37. Bölüm

66 3 0
                                    

Ben geldimmmm.

Bölüm şarkısını medyaya ekliyorum hemen.

İnstagram:_arikubra

Keyifli okumalar.

37. Bölüm

Bugün o gündü. Sabahın erken vakitlerinde uyanmıştım. Daha doğrusu Poyraz'la birlikte uyanmıştık. Şimdi ise Poyraz Behram'le beraber dışarıdaydı. Bugün evleniyorduk. Tarihler 7 Temmuz'u gösteriyordu. Büyük bir düğün istememiştim. Aslına bakarsanız düğün bile istememiştim. Üzerime giyindiğim beyaz elbise dantel desenliydi. Boyu dizlerimde bitiyordu. Altına beyaz, uzun, sivri topuklu ayakkabılarımı giyinmiştim. Evsa hemen arkamda yatağımın üzerinde oturuyordu.

"Ayşin Birce çok güzel bir gelin oldun."

Aynaya bakarak arkamda oturan Evsa'yla göz göze gelmiştim. Dudaklarımda ister istemez bir gülümseyiş oluşurken konuştum.

"Çocuğun olmadığı için hala sorunlar devam ediyor, değil mi?"

Olumlu anlamda başını salladı. Gözleri anında dolarken bu konuyu açtığım için kendime kızmıştım. Tam onu teselli edeceğim sırada kapının zili çalmıştı. Evsa benden kaçmak için ayaklandığında mırıldandım.

"Ben hazırım. Sen de elbiseni giyin. Ben kapıyı açmaya giderim."

Dolmuş gözlerini benden kaçırarak ayağa kalktı. Elbisesinin yanına doğru ilerliyordu ki bu sayede bana da arkasını dönmüştü. Onu da yalnız bırakabilmek adına odamdan çıktım. Bugün evde hiç kimse yoktu. Aslında Poyraz kuaför tutmak istemişti. Hatta daha büyük bir düğün yapmak istemişti. Ona böyle bir hayali olup olmadığını sormuştum. Büyük bir düğünü yalnızca benim için istemişti. Bense istememiştim. Çünkü artık tamamen sadelikten yanaydım. Her şeyin özünden yanaydım. Bu düşünceler içerisinde odamdan çıkmış, dış kapıyı açmıştım. Karşımda bir adam elinde bir buket gül tutuyordu.

"Ayşin Birce Alpman siz misiniz?"

Evet... Uzun zaman sonra ilk defa biri beni kendi soy ismimle anmıştı. Malkoç'la o hapse girdikten sonra boşanmamız da gerçekleşmişti ancak aradan bir yıla yakın bir süre geçince fark etmemiştim. Şimdi bir an da böyle duyunca garip olmuştu. Neyse ki çok garipsememe gerek yoktu. Çünkü soy ismim bugün Beşikçi olacaktı.

"Evet, benim."

Elindeki kağıdı ve kalemi bana uzatarak bir alanı gösterdi.

"Şurayı imzalar mısınız?"

Kalemi elime aldım ve hızlıca imzaladım. Bu gülleri tanıdığım tek kişi yollayabilirdi. O kişi de kesinlikle Poyraz'dı. Bu adam düğün günümüzde bana gül yollayacak kadar kibar bir adamdı. Gülleri getiren adam arkasını dönüp hızla evden uzaklaşırken ben de ardından dış kapıyı kapatmıştım. Dudağımdaki aptal sırıtma ve elimdeki bir buket gülle içeri geçtim. Önce kokladım. Çok güzellerdi. Sonrasında küçük, pembe renkli bir zarf vardı. Artık pembeyi sevmediğimi biliyordu. Bu renk bana hala acılarımı hatırlatıyordu. Bunu es geçtim. Çiçekçiyle ilgili bir sorun olmalıydı. Çünkü Poyraz pembeden ne kadar nefret ettiğimi biliyordu. Böyle bir düşüncesizlik yapmayacak kadar naif bir insandı. Pembe zarfı açtığımda içinden pembe bir kağıt çıktı.

Onun el yazısıydı.

Malkoç'un...

2022

Merhaba sevgilim,

Umarım bu sana son gelişim olur. Uzun zaman oldu sana gelmeyeli. Halbuki sen hiç gelmemiştin bana. Kırgın mıyım, bilmiyorum. İnanmış mıydım? Her şeye rağmen... Evet. Artık nasıl olduğunu merak etmiyorum. Gittiğin yeri umursamıyorum. Yokluğunun bendeki izlerini sorgulamıyorum. Varlığının izlerini bir bir ömrümden kazıyorum. Bunu isteyen ben değildim. Sendin. Kararına yalnızca uyum sağlıyorum. Yüreksizliğini sen de bırakıyorum. Gidişinle beraber ruhumu kirlerinden arınıyorum. Bir yaşam var benim için. Bu hayatı en güzel şekilde yaşayacağım. Bir yaşam var benim için. Bu yaşamı özgürce yaşayacağım.

TAN DÜĞÜMÜ (Tamamlandı)(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin