14. Bölüm

3.8K 322 20
                                    

Merhaba arkadaşlar. Bu hikayemiz yeni bir hikayedir ve şimdilik belli bir günü yok yayınlanması için. Ancak hikayenin beğeni ve yorum sayısına göre devamı burada yayınlanacaktır. Umarım hikayeyi seversiniz. Keyifli okumalar!

***

Genç kadın kocasının yönlendirmesiyle yeni dükkanının kapısından içeriye girmişti. Dükkanın uzun zamandır boş olduğu içindeki toz bulutundan belli oluyordu. Heybetli taş duvarların büyüleyici bir havası vardı. Mekan oldukça büyük ve kullanışlıydı. Dik dörtken şeklinde olan dükkanın arka kısmına açılan bir kapı vardı. Duvarlarda taş nişler ve nişlerin içinde olan otantik lambalarla süslüydü.

"Burası harika!" Çisem kendine engel olamayarak hayranlığını dile getirdi.

"Beğendin mi?"

"Bayıldım. Yapılacak çok iş var ama halledilmeyecek şeyler değil. Ortadan sürgülü bir kapıyla ikiye bölersek harika bir ofis olur." Erhan karısının içeriye girerek çift kanatlı pencereleri açarak içeriye daha fazla ışık dolmasını sağlamasını izlemişti. Kucağında küçük oğlan olduğu için kendisi kapıdan içeriyi inceliyordu.

"Sıkı bir temizlik gerekiyor. İçerisi çok tozlu dışarı çıkmalısın. Uzun süredir kapalı olduğu için hasta olabilirsin."

"Sorun değil," diyen Çisem arka taraftaki kapıyı güçlükle açmıştı. Kapı küçük bir koridora açılıyordu. Hemen ardında bir kapı daha vardı. Gıcırdayan kapıyı açmak kolay olmamıştı.

"Çisem çıkalım hadi yarın temizlik şirketinden gelip temizlerler. Birkaç usta da kapıları halleder." Çisem açamadığı kapının arkasında ne olduğunu merak ederek kocasının yanına dönerken uyuyan oğluna sevgiyle bakmıştı.

"Yarın bende geleceğim, başlarına durmak istiyorum. Narin de Cihangir'de yoruldu." Erhan karısının elini tutarak handan çıkarken dikkatli bakışların odağı olmaya devam etmişti. Anlaşılan Hanım ağalarını daha sık göreceklerdi.

"Yarın istersen alışverişe gidelim. Geldiğimizden beri doğru düzgün bir şey almadın kendine. Hem çocukların da ihtiyaçları var." İkili arabaya bindiklerinde genç adam karısına dönerek söylenmişti. Çisem'in ihtiyacı olsa bile kendisinden bir şey istemiyor olması canını sıkmaya başlamıştı.

"Bir ihtiyacım yok ki? Annen ne gerekiyorsa hallediyor. Kızlar zaten yeterince kıyafet depoladı. Ben istemesem de alıp gönderiyorlar."

"Aferin onlara o zaman ama ben senin beğenip almanı istiyorum. Bizimkiler kendi zevkine göre alıp gönderiyorlar ama bunu kabul etmeye mecbur değilsin." Çisem omzunu silkerek kocasına bakmıştı.

"Zevkleri bana göre güzel. Ama çocuklar için alışveriş iyi olacak sanki. İkisinin de kıyafetleri küçülmeye başladı."

"O zaman yarı n birlikte çıkalım."

"İşe gitmeyecek misin? Bu günde bizimle kaldın işe gitmedin," diyen Çisem adama sorarcasına bakıyordu. Geldiklerinden beri Erhan'ın işlerinin ne kadar yoğun olduğunu biliyordu. Bu yüzde genç adamı sıkıştırmak istemiyordu.

"Bir iki günden bir şey olmaz. Karım ve çocuklarımla zaman geçirmek istiyorum, yarın birlikteyiz." Çisem adamın sözleriyle bakışlarını kaçırmıştı. Arkada uyuyan iki çocuğa kaçamak bakışlar atarken sessiz kalan Zeynep dikkatini çekmişti.

"Sen neden sessizsin Zeynep, bir sorun mu var?" Zeynep ürkerek genç kadına bakmıştı.

"Bir şey olmadı hanımım, sadece babam sınava gireceğimi öğrenince çok kızacak."

"Sen babanı merak etme ne olmak istediğine karar ver. Erhan ağan babanla konuşacaktır," dediğinde 'ağan' sözünün üzerine baskı yaparak konuşmuştu. Genç adam karısının imalı sözüne gülerek karşılık verdi.

SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin