Merhaba arkadaşlar. Öncelikle hepinize Hayırlı Ramazanlar. Bir süredir baş ağrıları çekiyorum ve ekrana bakmakta zorlandığım için bölümleri yazamadım. İki gün önce başıma MR çekildi ve sonucu inşallah temiz çıkar diye dua etmekten başka birşey gelmiyor elimden. Sizleri de boşladım bu yüzden üzgünüm. Sizler nasıl bölüm bekliyorsanız bende yazmak için sabırsızlıkla bekliyorum. Çünkü yaptığım ve zevk aldığım en önemli şey yazmak ve ben yazamazsam kendimi eksik hissediyorum. Sizden dualarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar!
Bu bölümü siteyle aynı anda yayınlıyorum. İster burada okuyun, ister orada okuyun ama mutlaka yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar.
--**--
Çoğu zaman hiç tanımadığınız bir ailenin içine girmek, hiç bilmediğiniz bir ortamda bulunmak insanın kendini sorgulamasına, içinde ki gücü kavramasına yardımcı olur. Genç kadın üç ayı geçkindir içinde bulunduğu aileyi çözmekte zorlanıyordu. Kocaman bir taş yığınının içine sıkışmış hissetse de kendisine ihtiyacı olduğunu düşündüğü kadınlara yardımcı olmak için bu taş yığınını yuvaya çevirmesi gerektiğinin farkındaydı. Ailesinden böyle öğrenmişti. Zamanında ailesiyle küçük bir evde kaldıklarında da, zamanla babası durumunu düzeltip büyük eve taşındıklarında da nasıl aile olabileceklerini ailesinden görerek öğrenmişti. Elindeki fincanı pencere kenarında ki büyük çıkıntıya koyarak omzunu pervaza yasladı. Dışarıda müthiş bir yağmur vardı.
"Ne düşünüyorsun?" genç kadın arkasından gelen sesle irkilerek sesin sahibine bakmıştı.
"Burasının taş duvarları olan bir hapishane olduğunu." Genç adam karısının sözleriyle yüzünü asmıştı.
"Burada hapis olduğunu mu düşünüyorsun?" Çisem adamın üzüldüğünü anlayınca boğazını temizleyerek derin bir iç çekti.
"Ben böyle yaşamaya alışık değilim Erhan, bütün gün evde boş boş oturuyorum. Ben çalışmaya alışkınım..." dedi genç kadın. Onun sözleri adamın hafif gülümsemesine neden olmuştu. Çisem kocasının neden yakınması karşısında gülümsediğini anlayamamıştı. "Neden gülümsüyorsun? Burada ciddi bir şey söylüyorum."
"Bende sana iş teklif edecektim. Şirkette iş hukukunda iyi olan bir avukat arıyoruz."
"Sizin şirket mi?" Çisem gözlerini kısarak adama bakmıştı. Erhan karısına dönüp koyu sarı saçlarını kulağının ardına çekerken Çisem yutkunarak bakışlarını kaçırmıştı.
"Sizinkiler bir şey demesin? Malum ailede anladığım kadarıyla kadınların çalışılmasına pek sıcak bakmıyorlar."
"Bunu nereden çıkardın? Unuttun mu kardeşlerim kendi işini yapıyor."
"O zaman gelinlere böyle bir uygulama var..." Çisem gözlerini kısarak kocasına bakmıştı. Aklına gelen şeyle kaşlarını çattı. "Erkan'ın eşi de Ali'nin eşi de çalışıyor. O zaman bu yasak sadece bana mı özel?" dedi.
"Unuttuğun bir şey var karıcım, sen hepsinden daha çok hakka sahipsin. İstediğini yapabilirsin, her zaman ardında duracağım." Çisem bir süre kocasına baktıktan sonra bakışlarını kaçırmıştı.
"Düşüneceğim. Hem yakında Ankara'ya gitmem gerek. Hastanenin tüm hukuk işleri bana aitti. Oradaki işleri toparlamam gerek." Erhan anlayışla karısına bakarken başını sallayarak cevap vermişti.
"İşlerimi ayarlayayım gideriz birkaç gün sonra." Çisem adamın sözlerine anlam veremese de bir şey söylememişti.
"Yarın bana hediye edilen şu dükkanı görmek istiyorum. Belki orada kendime bir alan oluştururum." Erhan karısının ciddi olduğunu anlayınca duraksamıştı. O handa erkek egemenliği vardı ve karısı Hanım ağa da olsa ona karşı bir direniş olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLER
Ficción GeneralHayat toz pembe değildi hiç bir zaman. Genç kadın mutlu olacağını düşündüğü bir evlilikten büyük darbeler alarak kurtulmuştu. Ancak geçmiş bir türlü peşini bırakmazken bir karar vermek zorunda kalmıştı. Ya kalıp kendinin ve bebeğinin hayatıyla oynay...