54. Bölüm

2.6K 495 92
                                    

Merhaba arkadaşlar. Yeni bölümle karşınızdayım. Vaktim olmadığı için kontrol etmeden atıyorum. Umarım çok fazla hata yoktur ve umarım bölümü beğenirsiniz. Keyifli okumalar.

***

Genç kadın arabasına atladığı gibi hızla yola koyulmuştu. Oldukça aceleci davranıyordu. Telefon tutucuya yerleştirdiği telefonundan Engin'in numarasını çevirerek cevap vermesini beklemeye başladı. Telefon birkaç kez çaldıktan sonra meşgule düşünce yeninden telefonu çevirmişti. Üst üste birkaç kez aradıktan sonra sonunda cevap alabilmişti.

"Efendim?" karşıdan gelen tok sesle genç kız derin bir nefes aldı.

"Neden o lanet telefona bakmıyorsun?"

"Komutanın yanındaydım Efsun, neler oluyor?"

"Sana geliyorum konuşmamız gerek. Beni kapıda karşıla!" Efsun son sözlerini söyleyip genç adamın cevap vermesini beklemeden yüzüne telefonu kapatmıştı. Arabanın hızını arttırarak kısa sürede askeriyeye varmıştı. Nizamiye kulübesinin dışındaki adamı görünce rahat bir nefes alan genç kız demiz kapının açılmasıyla içeriye girmişti. Engin genç kızın yanına otururken Efsun arabayı lojmanların olduğu bölüme doğru ilerlemeye devam etmişti.

"Neler oluyor Efsun, ne bu acele?"

"Eve gidelim konuşuruz," Efsun adama cevap vermezken Engin sessiz kalmayı tercih etmişti. Arabayı lojmanın park yerine park ederek aşağıya inen genç kız adamın seslenmesine aldırmayarak hızla binadan içeriye girmişti. Engin kızın acelesi karşısında endişelenerek onun peşinden adımlarını hızlandırmıştı. Genç kız evin kapısını çalarken Engin sonunda yanına geldi.

"Benim kapıyı açar mısın?" içeriden adım seslerini duysa da kapının açılmamasıyla Efsun Yonca'ya seslenmişti. Genç kız kapıyı hızla açarak gelen kişilere gözü yaşlı bir şekilde bakmıştı.

"Ne oldu neden ağlıyorsun?" Engin hızla eve girerken Efsun dış kapıyı kapatarak genç kızın içeri geçmesine yardım etmişti.

"Sakin ol ve bize ne olduğunu anlat!" Efsun kızı eski kanepeye oturtarak hemen önüne çökmüştü. Yonca ağlamaktan perişan bir hale gelmişti. Engin mutfaktan bir bardak su getirerek kızın eline tutuşturmuştu. Salonda cızırtılı televizyon sesi ve Yonca'nın iç çekişlerinden başka bir ses yoktu. Bir süre Yonca'nın sakinleşmesini bekleyen kız Efsun'un gözlerinin içine bakarak "O katiller öldürdü değil mi?" dediğinde Efsun anlamaz bir şekilde genç kıza bakmıştı.

"Kimi, kimden bahsediyorsun?" Yonca hıçkırarak yüzünü kapatmıştı. Efsun kızın ellerini tutarak yüzünden çekmeye çalışmıştı.

"Kim öldü? Hem sen kimden haber aldın birinin öldüğünü?" Engin sorarken Yonca başını iki yana sallamıştı.

"O babamın en yakın arkadaşıydı. İkinci babam gibiydi, bu şekilde ölmesi..." Efsun kaşlarını çatarak kıza bakmıştı. Kız güçlükle konuşuyordu. Arada kelimeleri kesilirken yutkunarak sesini açmaya çalışan kıza dikkatle bakıyordu.

"Kimden bahsediyorsun? Kim öldü?"

"Nedim amca, haberlerde gördüm. Evinde yangın çıkmış..." kız hıçkırarak ağlarken Efsun gözlerini kısarak Engin'e bakmıştı. İkisi de kızın bu kadar perişan olmasına anlam verememişti.

"Peki babam sık sık bu adamla görüşür müydü?" Efsun kıza sorarken Yonca başını aşağı yukarı sallamıştı.

"Onlar ayrı anneden doğan iki kardeş gibiydi. Babam öldükten sonra çok görüşemedik ama annemin onlarla irtibatı kesmediğini biliyorum."

SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin