Merhaba arkadaşlar. Memleketin plakasına ulaştık sonunda. :) Bölüm biter bitmez yayınlamak istedim. Bundan sonra gününü beklemeden bölüm bitince yayınlayacağım. Hikaye gittiği yere kadar gidecek. Umarım okumaya devam edersiniz. Keyifli okumalar!
---*****---
Genç adam aldığı haberle arabasına atladığı gibi yola çıkmıştı. İki ilçe arasında oldukça mesafe vardı ve arabayı daha önce hiç kullanmadığı kadar hızlı kullanıyordu. Toprak yollarda geride bıraktığı toz bulutunu umursamıyordu bile. Araştırdığı ailenin tekin olmadığını öğrenmişti. Efsun'un tehlikede olduğuna emindi ve ona yetişmek için elinden geleni yapıyordu.
Araba hedefine ulaştığında ortamın kalabalık olması genç adamı oldukça rahatlatsa da kendi gözleriyle genç kızı görmeden rahatlayamayacaktı. Polislerin yanı sıra ağabeyi Erhan ve adamlarının da konakta olması genç adamı rahatlatsa da arabadan inerek konağın avlusuna girdiğinde ortamın o kadar da sakin olmadığını görmüştü. Efsun aile üyeleriyle atışırken genç adamın gözüne köşede parlayan cisim takılmıştı. Gözleri dehşetle açılırken farkında olmadan kendisini Efsun'un önüne atmıştı. Kızın sırtı kendisine dönük olduğu için hedefte olduğunu görmemişti.
Bedeninde hissettiği sarsıcı acıyla geriye sendelerken birden yere doğru düşmeye başlamıştı. Aynı anda kulağının dibinde sayıklayan kişinin kim olduğunu ayırt etmeye çalışıyordu.
"Ne oluyor?" genç kız bedenine çarpan sert şeyle geriye döndüğünde kollarına yığılan bedeni görünce şaşırmıştı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken kendisi de yere doğru çömelmişti.
"Ali aslanım dayan!" Efsun ne olduğunu çözmeye çalışırken birden kollarından alınan bedenle kendine gelmişti. Erhan kardeşini kanlar içinde yerde görünce hızla yanına eğilip onu başını tutmaya çalışmıştı. Jandarmalar, polisler ateş edenin peşine düşerken Erhan "Ambulans çağırın," diye bağırmıştı.
"Hayır, hayır Ali aslanım kendine gel. Gözlerini kapatma bende kal." Efsun şok olmuş bir şekilde ikiliye bakarken kavradığı gerçekle hızla Erhan'ın yanına eğilmişti. Ali gözlerini kapattığında yutkunarak Erhan'a baktı.
"Onu hemen götürmeliyiz, böyle beklersek çok geç olabilir." Genç kız hızla yerinden kalkarak konağın alt odalarından birine girip elinde kumaş parçasıyla geri çıkmıştı. Yaranın üstüne tampon yaparken Erhan ve diğerlerine "Yardım edin onu arabaya taşıyalım," diye bağırmıştı. Erhan kardeşini kimseye bırakmadan kucağına alarak arabaya taşırken herkes şaşkınlıkla ona bakıyordu. Aşiretin ağasını ilk kez bu kadar öfkeli ve korkmuş görüyorlardı.
"Sen direksiyona geç Sadık," Efsun arabanın arkasına bindiğinde Ali'nin başını genç kızın dizine yatırmışlardı.
"Hadi aslanım kendine gel, gözlerini aç. Anneme ne derim ben..." Erhan yutkunarak konuşurken ağlamak üzereydi. Kardeşleri onun can damarıydı, hiçbirinin canı yansın istemezdi. Hele ki en küçükleri onların göz bebeğiydi. Annesi Ali'nin yaralandığını duyduğunda ne olacağını bilmiyordu. Yaşlı kalbine inmesinden korkuyordu.
"Sadık daha çabuk sür şu arabayı," diye bağıran bu kez Efsun olmuştu. Ali'nin onun hayatını kurtarmış olması canını yakıyordu. Kendi yüzünden birinin ölmesine dayanamazdı. Üstelik değmeyecek bir mesele yüzünden. Ali'nin solmaya başlayan yüzünü görünce farkında olmadan gözünden akan yaş genç adamın yüzüne düşmüştü. Genç kızın kalbi sancıyordu.
"Avukat bozuntusu öleyim deme," diyerek genç adamın yanaklarına hafif vururken Erhan arada arkaya dönerek kardeşine bakıp sesleniyordu. Toprak yoldan asfalt yola çıktıklarında hızları daha da artmıştı. On dakika içinde hastanenin acil kapısının önünde duran arabada aşağıya inen Sadık koşarak içeriden yardım istemişti. Haberi alanlar acilin önüne doluşurken kalabalık bir grubun içinden genç adam sedye ile acil kapısından içeriye alınırken Erhan ve Efsun da onunla birlikte müdahale odasına kadar gitmişti. Kapı ağzında kalan ikili birbirine bakarken Efsun ağlayarak Erhan'a sarılmıştı. İlk kez zayıflığını birine gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLER
General FictionHayat toz pembe değildi hiç bir zaman. Genç kadın mutlu olacağını düşündüğü bir evlilikten büyük darbeler alarak kurtulmuştu. Ancak geçmiş bir türlü peşini bırakmazken bir karar vermek zorunda kalmıştı. Ya kalıp kendinin ve bebeğinin hayatıyla oynay...