20. Bölüm

3.2K 254 10
                                    

Herkese merhaba arkadaşlar. Öncelikle hepinizin Bayramı Mübarek Olsun. Sonra da bölüme geçmeden önce kitap severler için Youtube Kanalımda kitap çekilişi yapıyorum. Kara Duvak ve Sen Olmadan Asla kitaplarımı kazanan kişiye imzalı olarak göndereceğim. Yapmanız gereken tek şey kanala abone olup topluluk kısmındaki çekilip postunun altına katıldım yazmak. Bol şans, keyifli okumalar! Çekiliş Linki profilimde mevcut, Youtube kanal adı Mermarid! 

****

Genç kadın bedeninde hissettiği ağırlıkla kıpırdanırken oldukça yorgun hissediyordu. Gözlerini aralamaya çalıştığı sırada yanında hissettiği kıpırtı duraksamasına neden olmuştu. Beline sarılan eli çıplak teninde hissederken gözleri yaşadığı farkındalıkla gittikçe büyüyerek açıldı. Yutkunarak yanında ki adama başını çevirdiğinde yüzüstü yatmış bir eli kendi çıplak belinde diğeriyse yastığının altında öylece uyuyordu. Gözünün önüne gelen görüntüler Çisem'in boğazının düğümlenmesine neden olurken bu duruma nasıl geldiklerini düşünmeden edememişti. Düğünden döndüklerinde bedeninde hissettiği yangını hatırlıyordu. Kocasının onu öpüşünü ve sonra olanları hatırladıkça tüm bedeni utançla kızarmaya başlamıştı. Gece oldukça cesur olan kadından eser kalmamıştı. Bir eliyle alnını sıvazlarken hala nasıl olmuştu da kocasıyla birlikte olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yerinde doğrulmaya çalıştığındaysa kocasından gelen homurtu durmasına neden olmuştu. Şuanda isteyeceği en son şey Erhan'ın uyanmasıydı. Henüz onunla göz göze gelecek cesareti yoktu.

"Bu nasıl oldu?" kendi kendine sessizce sorarken belindeki eli usulca kendinden uzaklaştırarak kenarda duran örtüyü üzerine çekip yataktan kalkmıştı. Bakışları kocasının çıplak sırtına kaydığındaysa yeniden yutkunmuştu. Gece yaşadığı duyguları önceki iki yıllık evliliğinde yaşamamıştı. Bir zamanlar hissettiği duygunun aşk olup olmadığını sorgulamaya başladığını anladığında kendine kızarak hızla akşamüzerinden çıkardığı elbiseyi giyerek odadan çıkıp kendi dairesine geçmişti. Dairesine girdiğinde içeriden oğlunun ağlaması ve onu sakinleştirmeye çalışan Yonca'nın sesi gelince mahcup bir şekilde genç kıza yaklaşmıştı.

"Çok özür dilerim Yonca, sana da zahmet oldu."

"Sorun değil Çisem abla ancak Cihangir yemek yemedi. Sanırım aç olduğu için ağlıyor."

"Çok mahcubum, akşam tüm yükü sana bıraktık." Çisem bakışlarını kaçırırken Yonca gece eve geldiklerini gördüğü çiftin başka odada kaldığını bildiği için sesini çıkarmamıştı. Gözüne takılan ayrıntıyla Yonca utanan kadının daha fazla utanmaması için odanın kapısına yönelmişti. Kapıdan çıkmadan önceyse dayanamayarak durup "Çisem abla, aynaya bakmadan aşağıya inme olur mu?" dediğinde Çisem genç kızın neden bahsettiğini anlayamamıştı. Yonca'nın odadan gütmesiyle odanın duvarında bulunan aynaya kısa bir bakış attığında boynunda ki morlukları görünce daha da utanmıştı.

"Hayır ya rezil oldum!" diye yakınan genç kadın oğlunu banyo yapmadan emzirmek istemediği için onu oyuncaklarının arasına bırakarak hızlı bir duş alıp bornozuyla salona girerek oğlunu emzirmeye başlamıştı. Oğlu karnını doyururken onun aklı hala gece Erhan'la olan birlikteliğineydi. Genç kadın o kadar dalgınlaşmıştı ki odaya giren küçük kızı görmemişti.

"Anne neden beni duymuyorsun?" Çisem kendine geldiğinde hızla küçük kıza bakmıştı.

"Bir şey mi istedin hayatım?"

"Acıktım ben, ne zaman kahvaltı yapacağız?" genç kadın oğlunu yere bırakarak üzerinde hala pijamaları olan kızı kucağına almıştı.

"Üzerimizi değiştirelim ineriz yemeğe tamam mı?" Narin kollarını kadının boynuna dolarken küçük parmakları morluğun üzerine dokunmuştu.

SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin