Merhaba arkadaşlar Hikaye sizce nasıl gidiyor. Umarım okurken keyif alıyorsunuzdur. Bölüme geçmeden önce rica ederim satır arası yorum yaparsanız sevinirim. Keyifli okumalar.
***
Genç kadın odada telaşlı bir şekilde dönen kocasına kısa bir bakış atarak yeniden kucağındaki oğluna dönmüştü. Konağa döndüklerinden beri hissetmiş gibi oğlu huzursuzdu. Olanlardan sonra sadece oğlu değil kendisi de huzursuz olmaya başlamıştı. Henüz kimse oğlunu görmemişti. Geleli üç gün olmuştu ve konakta ölü toprağı atılmış gibi sessizlik hakimdi. Garip bir şekilde hem aile büyükleri hem de Çisem sessiz kalıyordu.
"Ne düşünüyorsun? Neden bu kadar telaşlısın?"
"Abim hala uyanmadı. Üstelik onu kimin öldürmeye çalıştığı da belli değil." Evin başını sallayarak üzgün bir şekilde Gürsel'e bakmıştı.
"Sevim anne de iyi değil, kadın birkaç güne çöktü."
"Çökmez mi? Hepimizi sever annem ama abime ayrı düşkündür sende biliyorsun." Evin olumlu bir şekilde başını sallarken üzülmeden edemiyordu. Araf'ın başına bir şey gelseydi Sevim annesi kadar sakin kalır mıydı bilmiyordu.
"Bu gün aşağıda yemek yiyelim, kaç gündür odada sıkışıp kaldın."
"Annemleri görmek istemiyorum Gürsel," diyen genç kadın utanarak başını eğmişti. Gürsel karısının yanına giderek çenesinden tutup başını kaldırmıştı.
"Neden başını eğiyorsun?"
"Sence böyle düşünerek kötü bir evlat mı oluyorum? Onların beni ve oğlumu horlamalarını istemiyorum artık."
"Onların ne yaptığı artık önemli değil Evin," diyen adam karısının alnına dudaklarını bastırmıştı. "Sen benim karımsın, kimse bunu değiştiremez artık. Bu evin hanımısın..." diyerek yeniden kadını öpmüştü. Evin'in gözleri dolarken kocasına sevgiyle bakmıştı.
"Seni kaderime yazan Allah'a hamd olsun Gürsel..." Gürsel gülümseyerek aynı şeyi söylemişti.
"Oğlumuz iyi olsun yakında tatile çıkarız. Ailece güzel bir tura çıkarız." Evin gülümserken yüzü asılmıştı.
"Erhan abi iyi olmadan biraz zor. Çisem ablayı yalnız bırakamam."
"İki güne dönmemiz lazım ama, benim aldığım izin bitti."
"Sen gidersin," diyen Evin'le kaşları çatılan Gürsel hemen atılmıştı.
"Seni burada tek bırakmam, asla olmaz benimle geleceksin."
"Çisem abla..."
"Çisil yanında olacak, kardeşi varken senin kalman gerekmiyor. Hem Asaf ağabeyimin izin sorunu yok. Ne de olsa patronu kayınbiraderi." İkili gülerken odanın kapısının açılmasıyla Evin hızla uyuyan oğlunun yüzünü örtmüştü. Henüz konakta kimse onun görebildiğini bilmiyordu.
"Müsait miydiniz çocuklar?" Sevim hanımın odaya girmesiyle Evin hızla yerinden kalkmıştı.
"Gelsene anne neden kapıda bekliyorsun?" Gürsel de annesini içeri çağırırken Sevim Hanım yatakta uyuyan küçük çocuğa kısa bir bakış atarak derin bir iç çekmişti.
"Araf'ı severim demiştim ama uyuyor anlaşılan. Neyse artık..."
"Anne..." Evin öne çıkarak kadının elini tutup onu yatağa oturtmuştu. Gürsel de diğer elini tutarak yaşlı kadına üzgün bir şekilde baktılar.
"Biliyorsun değil mi abim iyi olacak?" Sevim hanım buruk bir gülümsemeyle cevap vermişti.
"İnşallah, elbet uyanacak benim oğlum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLER
General FictionHayat toz pembe değildi hiç bir zaman. Genç kadın mutlu olacağını düşündüğü bir evlilikten büyük darbeler alarak kurtulmuştu. Ancak geçmiş bir türlü peşini bırakmazken bir karar vermek zorunda kalmıştı. Ya kalıp kendinin ve bebeğinin hayatıyla oynay...