48. Bölüm

2.4K 297 16
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım arkadaşlar. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar...

*****

Genç adam korkuyla ileri atılırken az önce ölüm sessizliği olan konak birden hareketlenmiş etrafına insanlar toplanmaya başlamıştı. Genç adam kucağında ki Cihangir'i yanındaki birine uzatarak hızla karısının yanına çökerek başını dizinin üzerine koyup yüzünü kendine çevirmişti. Neyseki karısı merdivenlerden uzaklaştıktan sonra bayılmıştı.

"Çisem, güzelim aç gözlerini!" Erhan endişeyle karısına seslenirken bir yandan da onu sarsmadan güçlükle kucağına almaya çalışarak en yakında ki sedire yatırmak istemişti. Sırtındaki henüz iyileşmeyen yaralar canını yaksa da umursayacak durumda değildi.

"Çisem hayatım aç gözlerini!" Erhan korkuyla karısına seslenmeye çalışırken konağa yeni giriş yapmış olan Yusuf ağa kalabalığı ve kargaşayı görünce sert bir şekilde bağırmıştı.

"Ne oluyor burada?" yaşlı adam yaşının el verdiği şekilde hızlı adımlarla merdivenleri çıkarken kalabalığın terdirgin bir şekilde kenara çekilmesiyle yeğenini baygın yatarken görünce öfkeyle ilk kendi karısına bakmıştı.

"Ne oldu yeğenime?" adamın sert sesi konakta yankılanırken aile üyeleri yutkunmadan edememişti. Yusuf ağanın gözleri alev almış bir şekilde hepsinin üzerine dolaşırken adamlarından birine seslenerek acil doktoru getirmesini istemişti.

Yusuf ağa Erhan'a ters bir şekilde bakarak kalabalığın dağılmasını istemişti. Narin babasının dibinde ağlamaya başlarken genç adam ne yapacağını şaşırmış durumdaydı.

"Çisem'i odaya götür, burada yatmasın!" Yusuf ağanın sözleriyle Erhan ters bir şekilde yaşlı adama bakmıştı. Karısını ondan habersiz buraya getirdiği için hala ona tavırlıydı.

"Karımı buraya hangi akılla getirdin Yusuf ağa, siz misafirinize bu şekilde mi davranıyorsunuz?" diye çıkışan genç adam yaşlı adamın daha da kaşlarını çatmasına neden olmuştu.

"Yeğenim burada misafir değildir Erhan ağa, burada ev sahibidir."

"Hiç belli olmuyor ama..." Erhan ters bir şekilde kendisine laf sokmaya çalışan kadına kısa bir bakış atarken Yusuf ağa onun karısına baktığını görünce bu kez karısına ters bir şekilde bakmaya başlamıştı.

"Yeğenime bir şey mi dedin?" yaşlı adam kadına sorarken kadın umursamazca omzunu silkmişti.

"Ne diyeceğim ona ben, kocası gelene kadar odasından çıkmadı bile."

"Siz neredeydiniz?" Erhan onların konuşmasını umursamayarak karısını kucağına alıp kendilerine verilen odaya geçmişti. Usulca Çisem'i yatağa yatırırken Narin sessizce onu takip etmeye başlamıştı. Genç adam sırtındaki yanmayla güçlükle nefes alırken Yusuf ağa onun bu halini fark ederek yanına geçmişti. Genç adamın mavi gömleğinin sırtında ki kızarıklık yaşlı adamı endişelendirirken "Yaran açılmıştır Erhan ağa, geç şöyle otur. Bir de seninle uğraşmayalım." Erhan adamı dinlemeden karısının yanına oturarak kendisine uzatılan kolanyayı ona koklatmaya başlamıştı.

"Doktor nerede kaldı?" adamın sözlerini duymazdan gelerek soran genç adam oldukça endişeliydi. Cihangir'i odaya getiren kadın onu beşiğine koyarak geri çekilirken Narin yatağın diğer arafına tırmanarak genç kadına bakmaya başlamıştı.

"Baba annem neden uyanmıyor?"

"Uyanacak hayatım, sen korkma. Hadi kardeşinin yanına git." Narin babasına omzunu silkerek başını genç kadının omzuna yaslayıp bir eliyle de Çisem'in yüzünü okşamaya başlamıştı.

SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin