Uzun zaman sonra yeni bölüm geldi. Keyifli okumalar!
**
Genç adam ağır adımlarla beyaz uzun koridorlardan ilerlerken dikkatle etrafını inceliyordu. Bulunduğu bina hastaneden çok bir hapishane havasındaydı ve bu durum genç adamın kaşlarının çatılmasına neden olmuştu. Önündeki hasta bakıcının koridorun ortasındaki demir parmaklıklı kapıyı kilitle açmasını beklerken dayanamayarak sormuştu.
"Bu kadar önlem abartı değil mi? Burada hastalar kalıyor suçlular değil!"
"İnanın buradaki hastalar en azılı suçludan daha tehlikeli." Adamın alaycı sözleri adamı sinirlendirmişti.
"Benim hastamın azılı suçludan daha tehlikeli olduğunu sanmıyorum." Genç adamın sözlerine aldırış etmeyen hasta bakıcı varmış olduğu odanın kapısında kısa biran duraksayarak genç adama dönmüştü.
"Hastanız bu odada kalıyor, yerinizde olsam dikkatli olurdum." Odanın kilitli kapısını açarak geri çekilen adam ona içeri girmesi için hafif başını sallamıştı.
Genç adam açılan kapıdan içeriye baktığında derin bir nefes vermişti. Odanın içi sinir bozucu derecede beyaz renkteydi. Kapının hemen karşısında tek kişilik bembeyaz bir yatak vardı. Oda bomboştu. Sanki kaderine terk etilmiş, orada hiç kimse kalmıyormuş gibi bomboş...
Bakışları odanın penceresinin önünde ayakta dikilmiş bir şekilde dışarıyı seyreden kişiye takıldığında yutkunmadan edememişti. Beline kadar uzanan kıvırcık kestane rengi saçlar dışarından içeriye vuran güneş ışınıyla göz alıcı şekilde parlıyordu. Omzunu pervaza dayamış bir şekilde durmasına rağmen saçları genç kızın yüzünü kapattığı için onun neye benzediğini görememişti ancak boyu standart bir kadının boyundan daha uzun olan genç kadının bedeni mankenlere taş çıkaracak derecede güzeldi. Üzerinde mavi hastane önlüğü olmasına rağmen kızın zarif bedeni dikkat çekiciydi.
"Daha ne kadar orada durup beni izleyeceksin?" genç adam kızın buğulu sesiyle kendine gelirken usulca odaya girerek kapıyı ardından kapatmıştı. Kapının kapanmasıyla genç kız arkasını dönüp adama baktığında genç adam menevişli gözler karşısında gafil avlanmıştı. Kısa bir an duraksadıktan sonra kendine gelerek söze başlamıştı.
"Merhaba ben..." genç adam kendini tanıtmak istediğinde genç kız elini kaldırarak onu susturmuştu.
"Kim olduğunu biliyorum Ali Günay, bilmek istediğim burada ne aradığın!" genç kızı kendisini tanıması karşısında gözlerini kısan adam kollarını göğsünde bağlayıp kendisine alaycı gülümsemeyle bakan kıza odaklanmıştı.
"Beni tanıyor musun?" adamın anlamsız sorusu kızı güldürmüştü.
"Çok zeki Suat ağabeyin nerede? Yoksa karşıma çıkmaya cesareti yok mu?" Ali kızın Suat'ı sorması karşısında kaşlarını çatmıştı.
"Burada abim için gelmedim, seninle özel bir konu hakkında konuşmak için geldim."
"Resmiyeti bıraktığına göre benimle özel ne konuşabilirsin ki?"
"Sevcan Kaleli!" Efsun adamın sözleriyle kollarını çözerek hızla ona yaklaşıp burnunun dibine kadar girmişti. Meneviş gözleri öfkeyle parlarken Ali yakınlık karşısında yutkunmadan edememişti.
"Büyükannemden uzak durun!" kızın uyarısıyla Ali bir adım geri giderek avukatlığın verdiği tecrübeyle kızı izlemeye başlamıştı.
"Bu mümkün değil, kendisiyle önemli bir konuda konuşmamız gerekiyor. Tabi öncesinde..."
"Ne oldu çok sevgili aşiretiniz yıllar sonra mal mülk derdine mi düştü?" dediğinde Ali şüphelendiği şeyin doğruluğunu teyit etmişti.
"Sevcan Kaleli'nin aslında bir Günay olduğunu biliyorsun!" bu bir soru değildi tespitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLER
Ficción GeneralHayat toz pembe değildi hiç bir zaman. Genç kadın mutlu olacağını düşündüğü bir evlilikten büyük darbeler alarak kurtulmuştu. Ancak geçmiş bir türlü peşini bırakmazken bir karar vermek zorunda kalmıştı. Ya kalıp kendinin ve bebeğinin hayatıyla oynay...