Keyifli okumalar!
-**--
Urfa'nın üzerini kara bulutlar sararken şiddetli bir yağmurun geleceğini haber verircesine gökyüzü aydınlanmıştı. Hemen ardından patlak veren gökgürültüsü taş duvarlarda yankılanırken Efsun ananesinin odasının penceresinden dışarıyı izliyordu.
"Neyin var torunum? Çok sessiz duruyorsun." Selcan hanım dikkatle genç kıza bakarken Efsun derin bir soluk bırakarak yaşlı kadına dönmüştü.
"Burada olmamalıydın anane, yakında ortalık karışacak ve burası senin için güvenli değil." Yaşlı kadın duyduklarıyla kaşlarını çatarken odanın kapısının tıklatılmasıyla ikili kapıya dönmüştü.
"Gel!" içeri giren çalışan kız Efsun'a bakarak konuşmuştu.
"Hikmet Bey sizi çağırıyor Efsun Hanım, önemliymiş," dediğinde Efsun ananesine dönerek sessizce izin istemiş sonrada kapıya yönelmişti. İkili odadan çıkıp giderken çalışan kız Efsun'u çalışma odasına yönlendirmişti. Odanın kapısını açıp içeriye baktığında üçü hariç tüm Günay erkeklerinin orada olduğunu görünce nefesini bırakarak onaylamaz bir şekilde başını sallamıştı. Hiket bey masanın arkasında ki sandalyesine oturmuş odada ki karşılıklı ikili koltuklara Erkan, Ahmet, Suat, Ali oturmuştu. Hepsinin bakışları genç kıza dönerken şüphesiz aralarında en sabırsız olanı Suat'tı.
"Gel kızım konuşmamız gerek!"
"Burada mı?" Efsun'un sorusuyla erkekler birbirine bakmıştı.
"Nerede konuşmamızı bekliyorsun?" Ali sorarken Efsun adamı dikkate almayarak Hikmet beye bakmıştı.
"Hikmet Bey burada konuşmanın pek güvenli olduğunu düşünmüyorum. Açık konuşacağım konak dinleniliyor olabilir." Efsun'un sözleriyle Suat yerinden kalkmıştı.
"Saçmalama kim konağa dinleme cihazı koyacak cesareti bulabilir?" Efsun adamın sözlerine gözlerini devirirken başını iki yana sallamıştı.
"Farkında değilsiniz ancak son birkaç haftada konak yol geçen hanına döndü. İçeri kimin girip çıktığı belli değil. Bu yüzden sizin o korunaklı kaleniz hiç güvenli gelmiyor. Ama bir şey için sizi yeniden uyarıyorum. Özellikle dünürlerinize dikkat edin. Pek yasal işler yaptıklarını söyleyemeyeceğim." Hikmet bey kızın aynı sözleri tekrarlamasıyla sıkıntılı bir şekilde yüzünü sıvazlamıştı. Şirketten çıkarken söylediği adamların peşine güvendiği birkaç adamını takarak özellikle görünmemelerini istemişti.
"Gel otur bu odada kimse bizi dinleyemez, konuşmamız gereken konular olduğunu biliyorsun. Öyle ortaya bir iddia atarak kenara çekilemezsin." Konuşan bu kez Erkan'dı. Efsun adamın dediğini yaparak kendisi için yerleştirilen sandalyeye oturmuştu. Sandalye tam Hikmet beyin karşısına yerleştirildiği için kendisini sorguya çekiliyormuş gibi hissetti.
"Yonca nerede?"
"Güvendiğim birinin yanında," diye aniden cevap vermişti Suat'a. Genç adam aldığı cevaptan hoşlanmayarak diretmek isterken Efsun ters bir şekilde adama bakarak konuşmuştu.
"Boş yere ısrar ediyorsun, sana nerede olduğunu söylemeyeceğim. Dava açığa kavuşana kadar belki de en güvende olacağı yerde kalacak. Ayrıca onu yerleştirdiğin eve saldırı olduğunu duymamış olamazsın. Birkaç saat geç kalmış olsaydık Yonca hanımı şu anda yaşamıyor olurdu." Efsun'un sözleriyle Suat dişlerini sıkmaya başlamıştı. Normal şartlarda o eve kimse gitmezdi. Hatta bazen varlığı bile unutulurdu ancak nasıl olmuştu da Yonca'nın orada olduğunu anlamışlardı işte bu genç adamı düşündürüyordu. Üç kişiden başka kimse bilmiyordu onun yerini. Gürsel, kendisi ve olayla ilgilenen amiri dışında kimse Yonca'nın Urfa'da olduğunu bile bilmiyordu. Bu durum karşısında midesi iyice bulanmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLER
General FictionHayat toz pembe değildi hiç bir zaman. Genç kadın mutlu olacağını düşündüğü bir evlilikten büyük darbeler alarak kurtulmuştu. Ancak geçmiş bir türlü peşini bırakmazken bir karar vermek zorunda kalmıştı. Ya kalıp kendinin ve bebeğinin hayatıyla oynay...