50. Bölüm

2.3K 259 16
                                    

Umarım seversiniz keyifli okumalar!

****

Genç kız oldukça endişeliydi. Yanında tanımadığı iki adam vardı ve onlara güvenmekten başka bir seçeneği yoktu. Gözleri kendiliğinden kapanırken ne ara uykuya daldığını anlamamıştı. Araba taşlı yollarda sarsıntılı yolculuk yaparken genç kız oldukça derin bir uykuya daldı.

Her yer karanlıktı, soluk soluğa koşarken önünü görmeden nereye gideceğini bilmiyordu. Derin derin soluklandığında dayandığı duvarın üzerine elini gezdirmek istediğinde duvarının pürüzlüğüne tezat oldukça girintili çıkıntılı bir yüzey olduğunu fark etti. Karanlıktı ve nerede olduğunu bilmiyordu. Kulağına yankılanan sert rüzgarla birlikte tuzlu suyun kokusunu derince içine çekti. Sert hava nefesinin tıkanmasına neden olurken öksürmemek için kendisini güçlükle tutmuştu. Ses çıkarmamalıydı, burada birileri olabilirdi ve kimse onun sesini duymamalıydı. Derin derin nefes alırken soluğunun sesini bile çıkarmamaya çalıştı. Tekrar hissettiği sesle birlikte kulağına bu kez taşlara vuran dalga sesleri gelmeye başlamıştı.

Deniz kenarı...

Genç kız deniz kenarına yakın bir yerde olduğunu düşünerek dalga seslerini takip etmeye devam etmişti. Daha önce gelmediği bir yerin bu kadar tanıdık olması inanılır gibi gelmiyordu genç kıza. Derin derin nefes alarak temiz havayı içine çekmeye çalışmıştı. Hissettiği ferahlama ile aydınlığa çıkmış sonunda küçük bir aradan çılgın dalgaların göründüğü açık alana ulaşmıştı. Boşluktan hemen dışarıya çıkmayan genç kız başından aşağıya damlayan su ile irkilmişti. Geriye döndüğünde birkaç adım sesi duyyunca dışarı çıkmaktan başka bir şansı olmadığını anlayarak seri bir şekilde aralıktan kayalıklara çıkmıştı. Sert ve dik taşların üzerinde güçlükle yürüyerek kenardaki boşluğa kendini atarken sesler kulağına daha yakından yankılanmaya başlamıştı.

"Yonca Hanım!" omzuna dokunulmasıyla genç kız korkarak hızla gözünü açmış kenara doğru kaçmaya çalışmıştı.

"Yonca Hanım iyi misiniz?" Yonca yutkunarak etrafına bakarken arabanın içinde olduğunu görünce derin bir nefes almıştı.

"Ben özür dilerim dalmışım." Genç kız etrafına bakınırken koca bir binanın önünde durduklarını görünce arabadan inmişti. Ne kadar süre araba devam etmişti de uykuya dalmıştı anlamamıştı. En son askerin onların içeri girmesine izin verdiğini hatırlıyordu.

"Askeriye çok mu büyük?" adamlar anlamaz bir şekilde genç kıza bakarken Yonca garip bir şey sormuş gibi utanmıştı.

"Girişten binaya sekiz dakika, askeri arazi büyük ancak..." Yonca adamın cevabıyla şaşırmıştı. Birkaç dakikada uyuyup bir de rüya görmek Yonca'ya akılcı gelmiyordu. Çift taraflı cam kapının açılmasıyla genç kızı bakışları kapıdan çıkıp kendilerine doğru gelen adama takılmıştı. Üzerinde kamuflaj bulunan oldukça uzun boylu bir adam onlara doğru yaklaşıyordu. Iki yanında duran adamlar askeri görünce bir adım öne çıkarak adamla tokalaşmıştı.

"Yüzbaşı Engin Bozkurt," diyen adamla genç kızın bakışları adamın omzundaki üç yıldıza gitmişti.

"Misafirinizi getirdik yüzbaşı, Efsun komiser size teslim etmemizi istedi." Genç adam arkada duran kısa kısa bir bakış atarak tek kaşını kaldırmıştı.

"Bana resmi gönderilen başka bir kadındı," dediğinde adamlar hafif başını sallamıştı. Engin kıza doğru ilerleyerek lens olduğu bir asker için hemen anlaşılan gözlerine odaklanmıştı. Bir süre dikkatle kızı inceleyen genç adam Yonca'nın geri adım atmasına neden olmuştu.

SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin