Keyifli okumalar!
***
Genç kadın hızlı adımlarla odasına doğru ilerlerken dolu gözlerini kimsenin görmemesi için başını çevirmiyordu. Kocasının kendisine haber vermediğine inanamıyordu. Araf'ın gözleri açılırken orada olmayı çok istediğini bilmesine rağmen Asaf ona haber vermemişti. Onun bu kadar kızgın olabileceğini düşünmediğinden kendisini hızla odasına atıp kapıyı kilitledi. Şimdi rahat bir şekilde gözlerini boşaltabilirdi. Islak yanaklarını silerken kendine inanamıyordu. O Çisil Karahanlı'ydı ve daha önce hiç bu kadar ağlamak istediğini hatırlamıyordu. Evlilik ona yaramamıştı anlaşılan
"Çisil odasında mı?" kapının ağzında kocasının sesini duyunca elini ağzına kapatarak ağlamasını sakinleştirmeye çalışmıştı. Kapı kolunun aşağıya indiğini görünce başını bacaklarının arasına soktu. Şuanda kimseyi görmek istemiyordu.
"Kapı neden kapalı?"
"Çisil Hanım odasında olmadığı zamanlar kapısını kilitliyor Asaf Bey?" Asaf kaşlarını çatarak asistan kıza bakmıştı.
"Çisil bu tarafa geldi, odasında değilse nereye gitti?"
"Onu görmedim," diyen kızla Asaf'ın sesi kapıdan uzaklaşmaya başlamıştı. Birkaç dakika sonra cebindeki telefon titremeye başladığında kimin aradığını biliyordu. Telefonun ekranına kısa bir süre baktıktan sonra ekranını ters çevirerek yanına bırakmıştı.
Asaf karısına ulaşamadığı için oldukça endişeliydi. Evlendiklerinden bu yana ilk kez tartışmışlardı ve bu Asaf'ın hiç hoşuna gitmemişti. O karısının her zaman gülen yüzünü görmek istiyordu. Telefon çaldıkça karşıdan cevap alamadıkça endişesi artmaya başladı.
"Hayırdır Asaf ne arıyorsun?" Cesur ameliyattan çıkmış odasına doğru ilerlerken Asaf'ı endişeli bir şekilde telefon ederken görünce duraksamıştı. Genç adamın yanına yaklaşarak endişesinin sebebini öğrenmek istemişti.
"Çisil'i arıyorum ama telefonu açmıyor."
"Neden? Kavga mı ettiniz?" Asaf'ın yüzünden başka bir sonuç çıkaramıyordu adam. Asaf yüzünü asarak başını salladı.
"Ona kızmıştım ama bu kadar ciddiye alacağını düşünmemiştim."
"Eminim seni affedecektir, hadi aşağıda bir şeyler yiyelim."
"Onu bulmadan rahat edemem. Sonra sana katılırız." Asaf Cesur'un yanından ayrılarak karısını aramaya devam etmişti. Çisil'in kendi odasında ağlayarak uyuya kaldığını bilmeden akşama kadar karısından bir haber alamamak genç adamı içinden çıkılmaz bir duygu karmaşasına neden olmuştu. Endişe, korku ve karamsarlık her bir yanını sarmıştı.
"Bu böyle olmayacak Gürsel, karıma ulaşamıyorum. Polise gideceğim, ya Soner pisliği ona bir şey yapmaya kalktıysa?"
"Buna cesaret edemez. Hastanenin kameralarına baktın mı?" Asaf kaşları çatılı bir şekilde kardeşine bakmıştı. Bakışları gün boyu gözlerini oğlundan ayıramayan Evin'e çevirdi. Genç kadın halâ oğlunun görebildiğine inanamıyordu. Araf başta dışarıya tepki verse de tanıdık sesin sahiplerine kocaman gülümsüyordu.
"Evin hayatım Araf'ın uyuması gerek."
"Biliyorum ama kendime engel olamıyorum. O kadar anlamlı bakıyor ki hala gerçek mi değil mi anlayamıyorum." Gürsel karısının yanına giderek omzunun üzerinden Araf'a bakmıştı. Küçük çocuk ilgiyle etrafına bakınıyordu. Şeffaf gözleri adeta parıldıyordu.
"İnan hayatım oğlumuz seni de beni de görüyor. Değil mi küçük adam?" Gürsel gülümseyerek kollarıyla hareketler yapan çocuğa bakıyordu.
"Bana bakacak mısınız?" Asaf çocuk gibi şikayet ederken Evin üzgün bir şekilde adama bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLER
Ficción GeneralHayat toz pembe değildi hiç bir zaman. Genç kadın mutlu olacağını düşündüğü bir evlilikten büyük darbeler alarak kurtulmuştu. Ancak geçmiş bir türlü peşini bırakmazken bir karar vermek zorunda kalmıştı. Ya kalıp kendinin ve bebeğinin hayatıyla oynay...