Merhaba arkadaşlar. Umarım keyiflisinizdir. Ben oldukça keyifliyim. Hikayenin ilerleyişi hakkında yorum yaparsanız sevinirim. Başta not düşüyorum çünkü hikaye bitince sondaki açıklamayı okuyan yok ! :( Keyifli okumalar...
****
Genç kız masasına oturmuş dosyaların arasında kaybolmuş bir şekilde bıkkınlıkla soluyordu. Kapısının tıklatılmasıyla başını kaldırarak "Gel," diye seslendiğinde içeriye giren kişiyi gördüğünde gözlerini devirmeden edememişti.
"Komiserim,"
"Söyle Ekrem ne istiyorsun?" kendisine ekip diye verilenlerden çoğu akademiden yeni mezun olmuş biriydi. Müdürünün deyimiyle çırak olarak onları yetiştirecekti.
"Komiserim takip ettiğimiz kişiler harekete geçerse haber vermemizi istediniz." Efsun tek kaşını kaldırarak genç adamın devam etmesini beklemişti. Karşısındaki kişi nedense ondan çekiniyordu. Adam ağzının içinden gevelemeye başladığında genç kız dayanamayarak elini sertçe masasına vurdu.
"Gevelemeden söylesene, ne oldu?"
"Günay'ların büyük kızını kaçırmaya çalıştılar!" Efsun aldığı haberle hızla yerinde doğrulmuştu.
"Azra ablayı mı?" genç kızın aklına hemen Engin gelmişti.
"Azra Günay'ı tanıyor musunuz?"
"Durumu nasıl? Şimdi nerede?" Efsun kapıya yöneldiğinde genç adam ona cevap vermişti.
"Kaçırma girişimi oradan geçen bir yüzbaşı sayesinde başarısız oldu. Ama olay duyulursa ne olacağın kestiremiyorum. Önlem almalı mıyız?" Ekrem'in sözleriyle genç kız hemen telefonuna davranmıştı. O yüzbaşının kim olduğunu adı gibi biliyordu.
"Ben hallederim, sen diğer adamları takip etmeye devam et. Bir sorun olursa beni hemen ara." Efsun karşıdan gelen sesle genç kız nerede olduğunu umursamadan bağırmıştı.
"Bana neden haber vermedin?" Efsun kendisine dönen bakışları umursamayarak hızla karakoldan çıkıştı. Küçük bir polis merkezi olmasına rağmen olaysız bir gün geçirmiyorlardı.
"Sakin ol önce, nereden öğrendin?" Efsun genç adamın sorusuyla iyice emin olmuştu Azra'yı kurtaranın Engin olduğuna.
"Azra abla nerede?"
"Ona abla bana niye abi demiyorsun? Dikkatini çekerim Azra'dan bir yaş büyüğüm." Engin'in alaycı sesini duyan genç kız göz devirirken sıkıntıyla nefesini dışarıya vermişti.
"Konumuz bu mu? Nerede, bir şey oldu mu?"
"Merak etme şu anda konakta, abisinin yanında."
"Erhan abi biliyor mu olanları?" Engin genç kızı onaylarken olayı kısa özet geçerek telefonu kapatmıştı. Beş kişilik ekibinin hepsini iki aşiretin birbirine girmemesi için görevlendirmişti. Birkaçı Günay aşiretini izlerken diğerleri de ailesinin katili olan aşiretin ağalarını izliyordu. Arabasına atladığı gibi yönü hastaneye çevirmişti. Hikmet beyle konuşması gereken konuları daha fazla erteleyemeyeceğini biliyordu. Aslında genç kız kendine hastaneye gitmek için bahane üretiyordu. Birkaç gündür Ali'yi görmemişti ve kabul etmek istemese de o adamı özlediğini hissediyordu.
***
"Kızım sen neden buradasın dinlenmeni söylemedim mi?" Sevim hanım hastaneden döndüğünde gelinini mutfakta dolanır bir şekilde bulunca kaşlarını çatmıştı.
"Ben iyiyim anne bunca iş var yardım etmek istedim. Babamlar nasıl?"
"Babanlar iyi, hem sana mı kaldı yardım etmek, onca çalışan dururken. Kızım iki canlısın sen, git dinlen. Çok istiyorsan çocuklarla oyna ama ayakta durma." Sevim hanımın sözleriyle genç kadın gülümseyerek ona sarılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLER
Ficción GeneralHayat toz pembe değildi hiç bir zaman. Genç kadın mutlu olacağını düşündüğü bir evlilikten büyük darbeler alarak kurtulmuştu. Ancak geçmiş bir türlü peşini bırakmazken bir karar vermek zorunda kalmıştı. Ya kalıp kendinin ve bebeğinin hayatıyla oynay...