Bölüm bitiminde yıldıza dokunmayı ve yorum yapmayı unutmayınız. Keyifli okumalar!
***
Genç kız hastaneden çıktığında yanında ki dört adamla birlikte arabaya doğru yürümeye başlamıştı. Kendi arabasına bindiğinde hemen ardında onu takip eden korumaları umursamamaya çalışıyordu. Oldukça perişan bir halde olmasına rağmen ayakta durmak zorunda olduğunu biliyordu. Ali onun diğer yarısıydı, annesinin rahmine birlikte düştüğü can yarısıydı. Ali onun ikiziydi ve canı çok yanıyordu. Perişan haldeki ailesine acısını göstermemek için etrafa çatarken belki de hiç olmayacak kişiye ters davranıştı.
Naz perişan bir haldeydi.
Yüreği yanıyordu ve yürek yangınını geçirecek hiçbir su yoktu. Arabasını farkında olmadan hızlandırmıştı. Sadık'ın onu anlayabilmesini ummaktan başka bir şey gelmiyordu elinden. Ali gözlerini açmadan kendine gelmesine imkan yoktu.
Arkadan gelen koruma arabası genç kızı uyarmak için selektör yakarken Naz'ın onları görecek hali yoktu. Arabanın içinde yankılanan telefon sesiyle nemli gözlerini tutmaçta olan telefonun ekranına çevirmişti. Arayanı gördüğünde buruk bir şekilde gülümsemişti.
"Efendim!"
"Arabayı yavaşlat!" kulaklarına dolan endişeli sesle kızın yanağından aşağıya bir damla yaş akmıştı. "Naz arabayı yavaşlat dedim..." genç adamın sert sesi kendisine gelmesini sağlarken önüne kıran arabayla çığlık atıp frene asılmıştı. Araba kayarak dururken telefonda yankılanan sesle Naz korkuyla başını yasladığı direksiyondan kaldırmıştı. Genç kız önündeki arabadan çıkan adamlarla gözlerini büyütürken hemen arkasından koşan kendi korumalarının çektiği silahla birden ateş hattının içinde kalmıştı. Kalabalık olan kişiler kendi korumalarını başını kaldıramaz bir hale getirmişti.
"Naz arabanın kapılarını kilitle." Genç kız telefonda bağıran adamın sesini duyunca biraz olsun kendine gelmişti. Nasıl yaptığını anlamadan telefonu kapatarak sessize alıp hızla göğsüne atmıştı. Başını direksiyondan kaldırmazken arabanın kapısını kilitlemediği için açılan kapıyla çığlık atmıştı.
"Bizimle geliyorsunuz!" genç kız adama direnirken adam kızın zayıf bedenini kolaylıkla arabadan çekip indirmişti. Az dirense de adamlar çok kuvvetliydi ve kızı kendi arabalarına bindirerek hızla yola koyulmuşlardı. Naz korkuyla karşısında ki adamlara bakarken sinirden titremeye başlamıştı.
"Benim kim olduğumu biliyor musunuz?"
"Merak etme Naz Hanım çok iyi biliyoruz."
"O zaman ölümünüzü imzaladığınızı da biliyorsunuz. Babam sizi sağ bırakmaz."
"Baban seni bulana kadar iş işten geçmiş olur." Genç kız korkuyla yutkunurken adamların kendisine ne yapacaklarını düşünmeye başlamıştı. Böyle bir zamanda kim onu kaçırmaya cesaret ederdi. Kim olduklarını bilmiyordu ancak bir şey yapmazsa hiç iyi şeyler olmayacaktı. Adamların dalgınlığından faydalanmaya çalışarak arabanın kapısını açmıştı. Aşağı atlayacağı sırada adamlardan biri onu yakalayarak sert bir şekilde koltuğa savurmuştu. Naz acı içinde çığlık atarken diğer adam burnuna eterli bezi dayamıştı. Genç kız nefesini tutarken bir süre sonra kendinden geçmişti. Araba sarsıntıyla yoluna devam ederken Naz kendine geldiğinde hala arabanın içinde ve yalnızdı. Adamlar dışarıda telefonla konuşuyordu. Uyandığını belli etmeden göğsündeki telefonu yokladı. Hala yerinde olduğunu anlayınca dışarıyı kontrol ederek usulca telefonu çıkarıp hemen mesaj uygulamasına girmişti. Aklına ilk gelen kişiye canlı konum atarken adamların telefonu kapattığını anladığında aynı şekilde telefonu göğsüne saklamıştı. Uyuma pozisyonuna geçerek adamların konuşmalarını dinlemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLER
General FictionHayat toz pembe değildi hiç bir zaman. Genç kadın mutlu olacağını düşündüğü bir evlilikten büyük darbeler alarak kurtulmuştu. Ancak geçmiş bir türlü peşini bırakmazken bir karar vermek zorunda kalmıştı. Ya kalıp kendinin ve bebeğinin hayatıyla oynay...