52. BÖLÜM

2K 278 25
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR.

***

Genç adam aldığı telefonla işlerini ayarlayarak konağa doğru yola çıkmıştı. Çisem kocasının ani gidişinden hoşlanmasa da konakta olması gerektiğini biliyordu. Kendisi de onunla gitmek istemiş ancak Erhan karısını stresli ortama sokmamak için dayısına emanet ederek Mardin de bırakmıştı. Özel helikopter konağa en yakın olan araziye indiğinde onu kardeşi Ali karşıladı.

"Neler oluyor Ali, neden bana daha önce haber vermediniz?" Erhan oldukça kızgındı.

"Ortalık karıştı, Yonca öğretmeni sakladıkları eve baskın yapmışlar." Erhan duyduklarıyla olduğu yerde durarak sert bir şekilde kardeşine bakmıştı.

"Bir kızı koruyamadınız mı? Nasıl bu kadar dikkatsiz davranırsınız?" Erhan öfkeli bir şekilde sorarken Ali sıkıntıyla nefesini dışarıya vermişti.

"Yonca'nın nerede olduğunu kimse bilmiyordu. Suat dışında. Senin olayın, şirket derken bu konuyla ilgilenemedik."

"Ne olursa olsun bize emanet edileni korumakla yükümlüyüz Ali, nerede görüşmüş emanete sahip çıkamamak. Bunu duyanlar bize daha güvenir mi?" Ali abisinin haklı olduğunu bilse de başını iki yana sallamıştı.

"Kız iyi ama nerede olduğunu bilmiyoruz."

"Ne demek bilmiyoruz? O zaman nasıl iyi olduğuna eminsiniz?" Ali abisine kaçamak bir bakış atarak cevap vermişti.

"Saldırıdan önce Efsun kızı evden çıkarttı. Sadece kendi bildiği bir yerde saklıyor. Dediğine göre dava başka bir ekibe devredildi. Artık abimler bu olayı araştıramayacak." Erhan aldığı haberle rahat bir nefes alırken arabaya binerek yola koyulmuştu. Yol boyunca Ali de Erhan da konuşmamıştı. Araba kısa sürede konağa vardığında konağın kapısında sarılan ikiliyi gören Ali dişlerini sıkarken Erhan tek kaşını kaldırarak "Kim bu adam?" diye sordu. Ali "Bilmiyorum," diye dişlerinin arasından tıslarken Erhan kardeşşine dönerek hafif gülümsemişti. Kardeşinin alev alev yanan bakışları hiç iyi sinyaller vermiyordu.

İkili arabadan inerek neşeli bir şekilde konuşan ikiliye doğru ilerlerken Erhan genç kızın arkasına durarak "Efsun!" diye kızın adını seslenmişti. Boş bulunan genç kız yerinde sıçrarken arkasını dönerek çattığı kaşlarıya Erhan'a baktı.

"Erhan ağa hoş geldin, hangi rüzgar attı seni konağa?" Erhan kızın kinayeli ses tonuna alaycı bir şekilde karşılık vermişti.

"Duydum ki misafirim ortadan kaybolmuş bende bir el atayım dedim olaya."

"Geç kaldın o zaman, sizin misafir kuş oldu uçtu bir süre göçmen olarak ülke ülke dolanacak." Efsun'un sözleriyle Erhan gülmüştü. Genç kızın bakışları yanında ki adama öldürecek gibi bakan Ali'ye takılmıştı. Onun bakışlarının farkına olan sadece Efsun değildi. Erhan merak edilen soruyu sormuştu.

"Arkadaş kim, bir yerden tanıdık geliyor bana!" dediğinde Efsun omzuna atılan elle duraksamıştı. Engin elini uzatarak "Engin Bozkurt," diyerek kısa bir süre duraksadıktan sonra devam etmişti. "Efsun'un erkek arkadaşıyım. Burada olduğunu duyunca onu görmeye geldim." Erhan adamın elini sıkarken yanında ki kardeşinin homurtusuyla ona dönmüştü.

"Sana da tanıdık gelmiyor mu Engin Bey Ali?" kardeşine sorarken Ali dikkatle genç adamı inceliyordu.

"Öyle ama çıkaramadım." Kapıda konuşan gurubun sözünü konağın üst balkonundan seslenen kadın kesmişti.

"Engin oğlum sen misin?" Selcan hanım torununun yanında ki adamı gördüğünde başta emin olamamış ancak sesini duyunca hevesle sormuştu.

"Benim Selcan anane nasılsın?"

SEVGİYE SUSAMIŞ KALPLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin