5. Bölüm

14.9K 1K 159
                                    

Bölüm şarkısı: Rojda - Dilê min (Medyada)

Yüreğim parça parça olmuş
Bir parçası yarimde kalmış
Geceler bana sabah olmuyor
Rüyalarım yarım kalmış

Artık sabrım gelmiyor
Yor aklımdan çıkmıyor
Kalp kırılmış cam gibi
Tutmaz birbirini eskisi gibi

Açelya alelacele üstünü değiştirmiş, kendisine eskortluk eden polis memuru ve Yusuf ile birlikte emniyete geçmişti. Allah biliyordu ya, emniyet aracında kendisinden beklenenin aksine bir kere bile "Benim alakam yok," dememişti. Açelya için bazı şeyler netti. Nasılsa emniyete gidince her şey ortaya çıkacak ve aklanacaktı bu yüzden stres olmasına gerek yoktu ama birde Muhammed Yusuf'a sorsaydı...

Emniyete girdiklerinde, Açelya pek tabi doğrudan sorgu odasına alındı. Dahil olduğu her şeyi ama her şeyi anlattı. Bir yardım projesi için yolunun Diyarbakır'a düştüğünü, henüz ilde dahi hiçbir yeri bilmediğini, kalacakları moteli bile kendisinin seçmediğini... Polis memurları Açelya'nın her bir söylediğini teyit etti. En sonunda fuhuş ile bir ilgisi olmadığına kanaat getirilince, serbest bırakılmasına karar verildi. Açelya ise çıkacağı yerin, içeriden çok daha tehlikeli olacağını bilseydi kesinlikle beni biraz daha içeride tutun diye yalvarabilirdi.

Çıktığı sorgu odasının koridorunda bir insan uğultusu mevcuttu. Açelya neyden sebep olduğunu anlamadı ve en önemlisi asla kendi üstüne alınmadı. Ta ki adım attığı koridorda, "Ha bu orospu!" diye insanlar üzerine yürüyene kadar.

Gayri ihtiyari "Ne oluyor?" dedi tepkime olarak. Daha önceden asla rastlaşmadığı insanlar kendisine küfür ediyor, hayali tükürükler savuruyordu. "Beni bir başkasıyla karıştırıyorsunuz."

"Sen değil misin Muhammed'ime göz koyan," dedi, hiç bilmediği kadının biri. Muhammed ismi ilk etapta çağırışım bile yapmadı Açelya'ya. "Ne mal olduğuna bakmadan, gelmişsin dipçik gibi delikanlının koynuna girmişsin." Açelya'nın mavileri işittiği kötü ima ile irileşti. "Ha bu," dedi kadın ve ardında kalan bir başka kadını işaret etti. İşaret ettiği kadın epeyce gençti. Fazla genç. Tam beşiktenlikti. "Muhammed'imin sözlüsü! Bir ona bakasın hele, bir kendine! Hiç yakışır mısın yiğidin yanına, sanmam!"

Açelya içtenlikle gülümsedi. Evet, evet gülümsedi. "Bakın hanımlar," dedi, sakinliğini korumaya çalışarak. Elleri titriyordu üstelik. Astım krizi ha geldi, ha gelecek gibiydi. Bundan mütevellit alabildiğince derin nefesler almaya gayret etti. "Ne saçmaladığınızı bilmiyorum ama benim bir oğlum var!"

Açelya'nın açık yüreklilikle dillendirdiği detay yani oğlu, insanlarda bambaşka bir hezeyana sebep oldu. Kimisi "İh, evli karıyla iş tutuyormuş," dedi Yusuf için, kimisi "Evli barklı kadın, ahlaksızlıkta sınır tanımamış," dedi Açelya için. Oysaki kimsenin kimseyle iş tuttuğu yoktu, bu zihniyetlerin arasında iş tutabileceği de yoktu. Hem de iki taraf bekar olmasına rağmen!

"Evliyim demedim," dedi Açelya çıkarıldığı hayali mahkemede çaresizce. "Bir oğlum var dedim!"

Açelya'nın söylediği başka bir galeyana sebebiyet verdiğinde tam da Muhammed Yusuf sorgu odasından çıkmıştı ve denk geldiğiyle sevinsin mi, övünsün mü yoksa kederlensin mi bilememişti.

"Muhammed'den çocuk peydahlamış," derken biri, Açelya irkilerek kendisine geldi.

"Muhammed kim?" dedi öncelikle. Ardından durup kendisine edilen hakaretleri insanca dinleyişine kızdı. "Oğlumun bir babası var ama ismi Muhammed değil!"

Ava DileminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin